Servi Ağacı

CELİL (Halil GÖKKAYA) Elif derken dönmüşsünüz elife, Rahmet-i Rahmân’a erin serviler. Ağaç âleminde varsa halîfe, Bulunmaz eşiniz narin serviler… Çeliği kararmış kılıç hâlleri, Türeyiş Destanı okur dilleri, Topraktan zirveye uzar elleri, Lâvanta kaynağı serin serviler… Heybetinde vahdet, kokusunda nur, Kirliliğe kalkan, yangınlara sur! Rüzgârlara meydan okurken mağrur, Fânî duruşuyla derin serviler… Bizden sonra bize hep kulak verin, O çağlara bizden […]

Continue reading »

Bayram

Ahmet ARSLAN Seninle buluşmak öyle güzel ki; Herkesin en güzel sözüsün bayram… Kalplerdeki yerin öyle özel ki; Sevincin, neşenin özüsün bayram… Özlemdir, içlerde sana duyulan, Gönül şöleninde sevip sayılan, Bir bayram sabahı rûha yayılan Mutluluk nûrunun hazısın bayram… Garibin gönlünü alıvermişsen, Hâlini-hatrını soruvermişsen, Bir lokma, bir hırka oluvermişsen, Sevinen yoksulun yüzüsün bayram… Gülmeyi unutmuş yüzlerle dolan, Daha açılmadan gül benzi […]

Continue reading »

33. Sayı Takdim

  Kıymetli Okuyucularımız, Son aylarda ülkemizin gündeminde iç ve dış siyaset çok hareketli. Terör hâdiselerindeki tırmanış, operasyon, tezkere ve batı ülkelerinden gelen Ermeni baskısı… Fakat bir kez daha görüldü ki millî birlik ve beraberliğimize, tarihimize yapılan her saldırı hedeflenenin aksine çözülme değil perçinleşme, zaaf değil millet olarak çelikleşme neticesi doğurdu. Tabiî hamasî heyecanlarla değil ahlâkî-aklî bir siyaset gözetilerek geçirilmesi gereken […]

Continue reading »

Bir Kuru Kavga!

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Siyaset; insanı ve insanların kurduğu teşkilât ve müesseseleri idare etmek, düzene koymak, çekip çevirmek sanatıdır. Siyaset kelimesinin köklerine baktığımızda ehlîleştirmek, itaat altına almak mânâsında seyislikten istiare edilmiş olduğu yahut güve, küf anlamındaki «sûse»den alındığı bilgilerine ulaşıyoruz. Her hâlükârda siyaset insanları yönetmektir. Seyis nasıl çeşitli tedbirlere başvurarak vahşî bir atı itaatkâr, faydalı bir hâle getirirse, zeki bir siyaset […]

Continue reading »

Kuşcağıza Bir Şey Oldu mu?

M. Fatih VARGELOĞLU Ocak ayının soğuk ve yağmurlu günlerinden biriydi. Üsküdar Salacak sahilinde kimsecikler yoktu. Martılar bile… Dalgaların sesi ise insanın yüreğini titretiyordu. Siyah paltolu genç bir delikanlıya gözü takıldı. Zavallı, Kız Kulesi’nin karşısında bir bankta donmuş bir vaziyette oturuyordu. O keskin soğukta ve rüzgârın insanın içine işlediği havada neden bekliyordu? Ona doğru yöneldi. Yaklaşınca tanıdı. Eski talebelerinden Necdet’ti. İçine […]

Continue reading »

Gönlünüz Olsun Yeter!

Ali Rıza BUL Beden ve gönül… İnsanın bu dünyada doyurmaya çalıştığı iki varlık. Beden müşahhas, gönül ise mücerret. İnsan sürekli görünenin peşinde, onu doyurmaya çalışıyor, ona yatırım yapıyor. Peki ya büyük bir yanılgıdaysa? Beden ve gönlün ikisi de doymak ister. Kimi insan, bedeni doyurmaya çalışır kimisi de gönlünü. Beden sürekli açtır. Devamlı ister. Asla yetinmez. Bir girdap gibi her verdiğini […]

Continue reading »

Yöneticilik Bir Sanattır

Ayla AĞABEGÜM Yönetici dediğimizde aklımıza devlet başkanları, bakanlar, milletvekilleri gelir. Oysa yaşayan her fert bir yöneticidir. Aile içinde evin büyükleri, anne ve babalar aileyi yönetir. Ailedeki çocuklar ve gençler de farkına varmadan aile büyüklerini yönetirler. Duygularını, heyecanlarını, isteklerini; büyüklerini kırmadan uygun zamanı seçerek söylemeleri yavaş yavaş insanları yönetmenin ilk provalarıdır. Arkadaşlarıyla ilişkilerinde uyumlu olanlar, diğerleri farkına varmadan sözlerini dinletirler. «Aile […]

Continue reading »

Bayraklaşan Duygular…

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com Hızla koşuyordu. Bastığı yerde ayağının altında tıkırtılar hissetti. Aldırmayıp geçecekti. Hızını kesmeden göz ucuyla baktı. Gördüğü an durdu. Asırlar öncesine ait bir çini parçasıydı bu. Kim bilir hangi sebilden, hangi caminin mihrabından sökülmüştü. Daha doğrusu çalınmıştı. Kim bilir nasıl maceralar yaşamıştı? En sonunda belki de onu aralarında paylaşamayanların boğuşması esnasında böyle yol ortasına düşüp parçalanmıştı. Üzerinden […]

Continue reading »

Sürûrî’nin Nükteli Tarih Manzûmeleri

Nihat ÖZTOPRAK Gördüğü her olay için tarih manzûmesi yazmakla ünlü bir Türk şairi vardır. Alaylı, nükteli, cinaslı tarih manzûmeleriyle tanınmış bu şair Sürûrî’dir. Onun için derler ki; bir yaprağın düşüşüne, köpeğinin hastalığına, kedisinin ölümüne, birisinin karda kayıp düşmesine velhâsıl gerekli gereksiz, gördüğü her olaya tarih düşürmeye meraklı bir şairdir. 1572’de Adana’da doğan, 27-28 yaşlarında İstanbul’a gelerek edebî mahfillere girme imkânı […]

Continue reading »

Deve mi, Domuz mu? 6

Dr. Harun ÖĞMÜŞ (Manzum Tarihî Tiyatro) [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] ALTINCI SAHNE (İşbîliye’de bir sokak) Sahnedekiler: Üç İşbîliyeli. Şahıslar: ÜÇ İŞBÎLİYELİ: Halkın görüşlerini yansıtırlar. (İki İşbîliye’li aralarında konuşur): 1. ŞAHIS: Elde ettik sonunda Mürsiye’yi 2. ŞAHIS: Bî-vefâ çıktı amma hercâî 1. ŞAHIS: Maksadın neyse doğrudan […]

Continue reading »
1 863 864 865 866 867 954