Firakın Yaktı Beni

Salih Zeki MERİÇ Sen geldin ya Efendim, bu âleme can geldi… Güzellik ülkesinden ülkeme canan geldi, Dirildi en ümitsiz hasta bedenler bile; Sen’inle bu gönlüme inci ve mercan geldi, Sen geldin ya Efendim, bu âleme can geldi… Gönüller iklimine düşürdüğün o mânâ… Hikmetinden içelim ne olur kana kana! Çöller bize bir damla suyu vermese bile, Seninle sanki düştük sonsuzluk ummânına! […]

Continue reading »

Yabanda Bir Nesil

Servet YÜKSEL Ayrıldılar gözlerinde yaşlarla, Bir zamanlar kara trenler vardı. Deli çağlarında pembe düşlerle, Gurbetin koynuna girenler vardı. Boylarını aştı zevk u safâlar, Memlekette kaldı ahde vefâlar, Kara gözlü Fadimeler, Leylâlar… Hasret yumağına çile sarardı. Gönüller incitti gül sandıkları, Gaflete götürdü yol sandıkları, Meğer bir saatmiş yıl sandıkları, Yarım asrın çoğu ziyan, zarardı. Sanki güneşini yitirmiş yüzün, Sabahı kasavet, akşamı […]

Continue reading »

Utkun Yenilgi

Sadettin KAPLAN İçimi almıyor dışımın kabı Sustu ilk çığlığım son emelimde Hangi sesi arar ölüm mızrabı İkide bir kopan nevâ telimde?.. Bir papatya gibi açar elimde Ecel şerbetine bandığım bıçak Her gece koynuma bir ölüm girer Deniz tenli alev saçlı sımsıcak… Binlerce örümcek bir sevdâ örer Boyutsuz bir beden ne kol ne bacak Kelebekler düşten bir perde gerer Ey ruh […]

Continue reading »

Ay İncelir…

Rıfat ARAZ Bir sevdaya gönül verdim; Cennet kokar baharından!.. Çiçek çiçek edep derdim; Bal süzülür gülzârından!.. Yerler gökler kucak açar; Arş süslenir, nûrun saçar!.. Söz, söz olur özden geçer; Can tutuşur ikrârından!.. Bu yürekle yanışı var; Bir rahmetten kanışı var!.. Dostu öyle anışı var; Âlem döner esrârından!.. Bulut olur için döker; Ar bürünüp dosta akar!.. Gün aşk ile bağrın yakar; […]

Continue reading »

Sevda Nöbetçileri

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Ezelden ebede gül destesini, Derleyip gönüle sunan sizsiniz. Güzelden süzülen hâl bestesini, Sırlayıp aşk ile dönen sizsiniz. Sizdedir atadan yadigâr sancak, Cehalet ilimle boğulur ancak, Tüter ufkumuzda binlerce ocak, Harlayıp ateşi yanan sizsiniz! Mevlâ’m bir eylemiş, iki değeri; Şüheda kanıyla âlimin teri, İrfan ordusunun kutlu erleri, Parlayıp mum gibi sönen sizsiniz! İlim, fen, sanatta usta olanlar, Hikmet […]

Continue reading »

Mahmur Mahmur

NİHÂÎ (Bekir Sıtkı ERDOĞAN) Sen cân içinde can, ben mutlu bir kafes, Sensin coşup taşan, senden şakır bu ses… Senden bu dalgalar, senden bu yalpalar, Mestim dilim çalar, pes der mi böyle pes? Sır verse bir yudum; kalmaz denizde kum, İz dalgadan ketum, tuz damladan nekes! Mısra ne tatlı şer, içten yanar tüter, Bir koklamak yeter, çektik nefes nefes… Kaç […]

Continue reading »

Son Seferden -Rahmetli Ekrem Hakkı AYVERDİ’nin ardından-

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) Düşen göz yaşlarıdır her firâkın peşinden Kimi süzülür yorgun, uykusuz çehrelerden; Kimi kaynaşır durur sıcak sıcak derinde… Bir tarifsiz sızıdır kalan bu son seferden. Gitti, gördüm diriydi… hayat dolu bahtiyar! Hayat bahşetti ölüm, ebediyete kadar. Şimdi Hazret-i Ken’an hazîresinde yatar, Ebedî hayat düştü hissesine kaderden. Nice bin garip kulun derdine olmuş merhem, O kerîmin evinde kimler doymuştu […]

Continue reading »

Seher Vakti

MECNUN (İbrahim Hakkı UZUN) Mâtemli gönüller seherin feyzine muhtaç, Gönlüm, O’na yaklaşmak için sen de kanat aç! Sessizce gönülden yakarıp eyle tazarrû, Gör bak, tadacak böylece kalbin de huzûru. Lâkin bu özel vakte hazırlanmalı insan, Zîrâ yüce Allâh’a misâfir olacak can! Âdâba riâyet edesin, böyle bir anda, «İhlâs» ile «ihsan» gerekir böyle zamanda. Her ânı değerlendirerek ol, «ne güzel kul» […]

Continue reading »

Gönül Ulağı -Üstad Yusuf BİLGE Bey’e-

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Ben gönül ulağı, âlem gezgini, Aldığım kelâmı yârâna verdim. «Al götür!» dediğin kadim sezgini, Bizi yüreğinden sorana verdim. Ardıma bakmadan düştüm yollara, Rüzgârla yarıştım, kondum dallara, Âleme gönülden bakan kullara, Rüyamızı hayra yorana verdim. Duymadı nâmertler, bilmedi nâdân, Ne şagiller gördü, ne tafra satan, Herkes taş atarken bize gül atan, Dostu şefkatiyle vurana verdim. Aştım engelleri vardım […]

Continue reading »

Kıt’aların Diliyle Mevlânâ’dan Rubâîler

Muhammed YETİM Ey gece, pek neşvelisin, hep bu şekil şâd olasın! Müddet-i ömrün ebedî bitmesin, âbâd olasın! Dosta bakarken, bir alev yandı ki yâdımda; a gam, Varsa cesâret, giresin yâdıma berbâd olasın! Vezni: müfteilün / müfteilün / müfteilün / müfteilün Güneş doğmuş, ne akşamdan haberdârım, ne gündüzden, Bakarken yâre bitmez gün, azalmaz nûru hiç gözden. Sen ey akşam, ne gāfilsin […]

Continue reading »
1 862 863 864 865 866 950