Mekke’de Bir Ev – III

ALİ HÜSREVOĞLU (Özet: Müslüman oldukları için oğullarını evde hapseden Süheyl Bin Amr, Bedir Savaşı’na katılmış müşrüklerin mağlup olduğu harpte esir düşmüştü.) Süheyl, kısa sürede Mekke’ye döndü. Önü alınmaz bir hınç, yenemediği bir öfke, kırılmış bir gurur onu yakıp kavuruyordu. Oğlu Ebû Cendel evinde onu karşıladı. Birkaç zaman önce Halid bin Velid’den ve Ebû Süfyan’dan hakaret gören Ebû Cendel, babasına karşı […]

Continue reading »

Hırs

YAZAR : Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com Açgözlülük, şiddetli istek, aşırı derecede tutkunluk olarak tarif edilen hırs; insan fıtratında var olan bir davranış biçimidir. Aklın kontrolünde kullanılmadığı zaman, gemi azıya alan; hasetle birleştiğinde canavarlaşan bu duyguyu yenmek ya da onu iyiye, doğruya yöneltmek büyük bir eğitim ve irade gerektirir. Doyumsuzluğun olduğu yerde elbette ki mutluluktan söz edilemez. O yüzdendir ki hırs ile […]

Continue reading »

Din Kültürü Dersinin «Zorunluluğu»

H. Kübra ERGİN Son günlerde yeni anayasa tartışmalarıyla birlikte din kültürü ve ahlâk bilgisi derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması konusu yeniden gündeme geldi. Geniş bir kesim, mevcut din derslerinin yetersiz olduğunu düşünürken, bu derslerin idarecilerin inisiyatifine kalmış, yok olmaya mahkûm bir seçmeli ders hâline getirilmesi teklifi elbette tartışmalarla karşılandı. Biz de bu tartışma vesilesiyle eğitimle din arasındaki bağı yeniden gözden geçirmeyi […]

Continue reading »

Eğitimde Zihniyet Meselesi

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Devleti devam ettirecek, milleti yaşatacak nesillerin her bakımdan mükemmel olarak yetiştirilebilmeleri için; maddî ve mânevî, ne fedakârlıklar yapılsa sezâdır. Tarihte geniş coğrafyalara yayılmış büyük imparatorlukların, onu taşıyacak nesillerin yeterli ihataya sahip olarak yetiştirilememesi veya çeşitli zaaflarla malûl bulunmaları gibi sebeplerle dağılıp gittikleri bilinen bir husustur. Bunun içindir ki; bugünün dünyasında, tarihî hâdiseleri iyi tahlil […]

Continue reading »

İki Günlük Misafir…

AHMET ZİYLAN Misafir deyince… Herkes bir bakıma misafir. Çünkü dünya misafirhane. Buna işaretle şair ne güzel söylemiş: Ne Kārun’a kaldı ne Süleymân’a… Bakın tarihe; saltanat, mal-mülk, zenginlik vesâire ne şuna kalmış, ne buna kalmış. Bu dünya, içindeki nimetlerle beraber her doğan insana şunu söylüyor: «Ey insan! Unutma ki sen de misafirsin!» Bu sebeple ben, bütün insanları hep misafir olarak görürüm. […]

Continue reading »

«Kuşak Çatışması Olmamalı!» mı?

AYNUR TUTKUN Kimi geç kimi erken gelen aile fertleri akşam sofrasına beraber oturamamış olsalar da nihayetinde aynı çatı altında toplanmayı başarmışlardır günün sonunda. Anne mutfakla meşgulken baba televizyonun karşısında, kumanda elinde gün boyu izleyemediği haberleri ya da siyasî meseleleri kanallar arasında gezinerek yakalamaya çalışmaktadır. Ekonomik refahın neticesi olarak çocukların da kendi odalarında kendi televizyonları olduğu için onlar da istediği diziyi/maçı […]

Continue reading »

Hazret-i Muhammed’in Ayak Bastığı Topraklarda, Busra’dayız…

Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Şam’dan ayrılık ne kadar zorsa Busra’ya yolculuk düşüncesi de o kadar heyecan verici… Busra’ya ula¬şabilmek için güneye, Ürdün sınırı¬na doğru yaklaşık 140 kilometrelik bir yol almamız gerekiyor. Ağustos sıcaklarının bütün bütün hüküm sürdüğü şu günlerde uçsuz bucaksız Suriye düzlüklerin¬de zaman zaman sebze ve meyve bahçeleri arasından geçerek suya susayanlar gibi âdeta uçarak yol alıyoruz Busra’ya doğru… Ne […]

Continue reading »

Sen Benim Kardeşimsin!

Hande YÜKSEL İslâm halîfelerinin ikincisi olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, 591’de Mekke’de doğdu. Halîfeliği döneminde Şam, Kudüs, Ürdün, Halep, Antakya ve Mısır’ı İslâm topraklarına katan Halîfe Ömer, Basra şehrini kurdu. İnsanlık âleminde adalet örneği olarak hatırlanan Hazret-i Ömer, halîfeliğin bütün ihtişamına rağmen, sade hayatı tercih etti. Üstün karakterinin izleri, asırları aşarak çağımıza kadar ulaşan bu büyük halîfe, 3 Kasım 644’te, […]

Continue reading »

Rumelihisarı Camii’nde Pop Konseri!

CAN ALPGÜVENÇ Osmanlı Devleti açısından bakıldığında, XV. asrın ortalarındaki askerî ve iktisadî zaruretler, İstanbul’un fethini gerektiriyordu. Bu amacı gerçekleştirmek için de her şeyden önce Boğazlar kapatılmalıydı. Çünkü İstanbul, Karadeniz sahillerinden taşınan gıda malzemesiyle besleniyordu. Ayrıca bu bölgeye hâkim olmak, Osmanlı ordusunun faaliyetlerini güven altına almak, Anadolu’dan istendiği kadar asker, yiyecek ve savaş malzemesinin naklini temin etmek demekti. Bu durum, Anadolu […]

Continue reading »

Hazret-i Ali Dönemi 2 (656-660)

Ahmet MERAL SIFFİN SAVAŞI (657) Hazret-i Ali, Cemel Vak’ası sonrasında içte birliğin sağlanması yolunda adımlar atmaya devam etti. Bilindiği gibi, Hazret-i Ali’nin hilâfetinin önündeki en önemli engel Şam valisi Muaviye idi. Muaviye uzun süre valilik yaptığı Suriye bölgesinde kendine has bir yönetim kurmuş ve gücünü her geçen yıl biraz daha artırmıştı. Dünyevî siyaset ölçeklerinde Arap tarihinin önemli dört dâhîsinden biri […]

Continue reading »
1 865 866 867 868 869 954