Zulmün Sonu Hüsran; FEDÂKÂRLIĞIN NETİCESİ ZAFER ve İHSAN

Osman Nûri TOPBAŞ   DÂİMÎ MÜCADELE   Hazret-i Mevlânâ buyurur:   “Ey Hak yolcusu! Gerçeği öğrenmek istiyorsan; Musa da, Firavun da ölmediler!.. Bugün senin içinde yaşıyorlar, senin varlığında gizlenmişler, senin gönlünde savaşlarına devam ediyorlar!”   Muhyiddin İbn-i Arabî Hazretleri de, âdetâ bu sözü şerh ederek şöyle der:   “Benim rûhum Musa; aklım ise Harun’dur.    Nefsim Firavun ve nefsimin hevâ ve hevesi, […]

Continue reading »

Arz-ı Endam Değil; ARZ-I HÂL İÇİN…

Osman Nûri TOPBAŞ   İLTİFÂTA MAZHAR BİR KÖLE    Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün Medîne-i Münevvere’deki çarşılardan birine uğramıştı. Çarşıda siyâhî bir köle müzâyede ile satılıyordu. Güçlü, kuvvetli bir köle olduğu için tâlibi çoktu.     İslâm’la şereflenmiş olan bu köle;   “–Beni alacak olana bir şartım var.” diyordu. Alıcılardan biri;   “–Nedir o şart?” diye sordu.    Köle; […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -40- EN GÜZELİN VEÇHELERİ

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.)   MAHBUB ve MATLÛB   Müellifimiz; bu iki kaidede, tasavvuf yollarının çeşitliliği meselesini derinleştiriyor.    Elli Sekizinci Kaide:   “En güzele tâbî olmak, hem insan tabiatınca sevimlidir, hem de şerîat tarafından talep […]

Continue reading »

FETVÂLAR ve DİKKAT NOKTALARI

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    Fıkıh, hayatımızın her köşesini ihâta eder.    Bizler âkil ve bâliğ olduğumuz andan itibaren mükellefiz. Yeni tabirle yükümlüyüz. Rabbimiz’in emir ve yasaklarını yerine getirmekle yükümlüyüz.    Ef‘âl-i mükellefîn diyoruz: Yani, mükelleflerin işleri. Her işimizin bir hükmü var. Farz, vâcip, sünnet, mendub, efdal, mubah, mekruh, haram ve müfsid…    Bunların tafsilâtı var. İnce ince ayrıntıları var. Çeşitleri ve […]

Continue reading »

Gönüllerin Yönelimi KIBLE MESELESİ -6-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr        وَلَئِنْ اَتَيْتَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ بِكُلِّ اٰيَةٍ مَا تَبِعُوا قِبْلَتَكَۚ وَمَٓا اَنْتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْۚ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍۜ وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ اَهْوَٓاءَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ اِنَّكَ اِذًا لَمِنَ الظَّالِم۪ينَۢ ۝١٤٥   “Andolsun ki (ey Rasûlüm!) Sen, kendilerine kitap verilenlere (yahudi ve hıristiyanlara) her türlü âyeti/mûcizeyi getirsen, onlar yine de Sen’in kıblene asla dönüp uymazlar (Sana tâbî olmazlar). Sen de […]

Continue reading »

Mü’minin En Hayırlı Azığı: TAKVÂ

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com     BİR HADİS:   عَنْ سَمُرَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ قَالَ :   « اَلْحَسَبُ الْمَالُ ؛ وَالْكَرَمُ التَّقْوَى»    Hazret-i Semüre -radıyallâhu anh-’tan nakledildiğine göre, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:   “Haseb (kişiyi halk nazarında yücelten nitelik) maldır, kerem (kişiyi Allah katında yücelten nitelik) ise takvâdır.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, […]

Continue reading »

RABBİMİZ’İN ÜZERİMİZDEKİ HAKKI

Sami GÖKSÜN   Yüce dînimiz İslâm’ın beş temel şartından biri de «Hac»dır. Hicretin dokuzuncu senesinde farz kılınmıştır.    Hac; ihrama girerek ve ibâdet maksadıyla, senenin belli günlerinde, Arafat’ta vakfeye durmak ve Kâbe-i Muazzama’yı tavaf etmektir. Haccın farz oluşu, Kitap, Sünnet ve icmâ ile sâbittir. İnkâr etmek veya önemsememek küfürdür.   Hem bedenî ve hem de mâlî bir ibâdet olan hac; akıllı, zengin, hür, sıhhatli […]

Continue reading »

«KİM ALLÂH’A GÜVENİP TEVEKKÜL EDERSE, ALLAH ONA YETİŞİR.» (ET-TALÂK, 3)

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   “Kader kilidi çok büyüktür, onu ancak Allah açar. Bu sebeple sen O’na teslim ol. O’nun rızâsına sarıl.” (Mesnevî, c. 3/3073) buyurmuştur Mevlânâ Hazretleri Mesnevî’de. Bu hâl âyet-i kerîmede bize şöyle bildirilmiştir:    “Allah onlardan râzı olmuştur; onlar da Allah’tan râzıdır. İşte bu mükâfat, Rabbine haşyet duyana (saygı gösterene) mahsustur.” (el-Beyyine, 8)    Allâh’ın rızâsını kazanmanın yolu, samimiyetle Rabbimiz’e teslim olmaktır. Bunun için de […]

Continue reading »

ÎMAN GÜCÜ

Osman Nûri TOPBAŞ   İKİ ÇEŞİT İNSAN   İnsanlar vardır:   Henüz hayattayken mâzî olurlar. Ya nefislerinin kurbanı olurlar yahut da yaptıkları zulümlerin kurbanı olurlar. İsimleriyle de cisimleriyle de tarihin çöplüğünde yok olur giderler.    İnsanlar vardır:   Yaşarken de öldükten sonra da mâzî olmazlar, gönüllerde yaşarlar. Adları tarihe altın harflerle yazılır. Yaşayışlarıyla, fazîletleriyle ve eserleriyle kendilerinden sonra gelen nesillere […]

Continue reading »

MES’ÛLİYET, FERÂGAT, VEFÂ ve HAKKĀNİYET

Osman Nûri TOPBAŞ   TALEP İLE DEĞİL! Ebû Musa el-Eş‘arî -radıyallâhu anh- anlatır: “Amcamın oğullarından ikisiyle Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûruna girmiştim.  Onlardan biri; «−Yâ Rasûlâllah! İdaresini Cenâb-ı Hakk’ın Sana verdiği vazifelerden birine bizi âmir tayin et!» dedi.  Öteki de benzeri bir şey söyledi.  Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «−Vallâhi biz, tâlip olanı veya vazife hırsı bulunanı yönetici […]

Continue reading »
1 2 3 160