Hayat Yolculuğunda UNUTAMADIĞIM KARELER -12-

YAZAR : Mehmet MENCET BOŞANMA ve EBEVEYNLERİN ROLÜ Bugün gençler; bütün maddî imkânlarını son noktasına kadar zorlayıp, hattâ kredi bile alıp, hiç eksiksiz yuva kuruyorlar. Kimseye danışmadan, kafalarına göre bir eş seçiyorlar. Şimdilerde bir «elektrik alma» lâfı çıktı. Aileler birbirine uyumlu mu, rızâları var mı? Düşünmüyorlar. Aileler uyuşmayınca, biraz da maddî imkânsızlıklar, taksitler arasında bocalama, belki de iş kaybı… derken […]

Continue reading »

Bütün Mahlûkatın Anladığı Dil: SEVGİ ve ŞEFKAT

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Gaziantep’te bir bahar sabahıydı… Sabah namazını kıldım camiden eve geliyordum. Cami ile evin arasında bulunan parkın içinden geçerken, bir kedi yavrusu peşime takıldı. Yağmur yemiş, titriyor. Bir önüme geçiyor, bir yanımdan dolaşıyor, dikkatimi çekmeye uğraşıyor. Yolun karşısına geçtim, o da benimle geçti. Evin kapısına geldim. Anahtarla kapıyı açıyorum. Kapıyla benim aramda iki ayağının üzerine kalkmış, patilerini […]

Continue reading »

BİZ DE ORADAYDIK!

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com Gece yarısı anacığımın ağlama sesiyle uyandım, fırlayıp yanına koştuğumda gördüğüm manzara tüyler ürperticiydi. Yanan bir binanın saçtan yapılmış çatısı artık kıpkızıl olmuş, üzerindeki çiviler birer mermi gibi havaya fırlıyor, canhıraş feryatlar ortalığı kaplıyordu. Yıl 1966, Erzurum’un Dumlu Bucağı Yeşildere Köyü’nde soğuk bir Aralık akşamıydı. Bir vadinin tabanına kurulmuş olan köyün yanındaki askerî birliğe; […]

Continue reading »

Hayat Yolculuğunda UNUTAMADIĞIM KARELER -11- AİLE MAHKEMESİ

YAZAR : Mehmet MENCET Önceleri tapu kadastro dâvâlarına bakarken; insanların gayrimenkulleriyle, evler, bahçeler, tarlalar vs. ile uğraşırken gittikçe daha fazla ihtiyaç duyulan aile mahkemesine tayin oldum. Daha önce böyle bir birim yoktu. O zaman da boşanmalar yok değildi ama bu işi asliye hukuk mahkemeleri yapıyordu. Daha önce milletin bahçesiyle, tarlasıyla meşgul iken; bu kez evlerinin mahremiyetine şahit olmak durumundaydım. En […]

Continue reading »

NASİP, KISMET ve GAYRET

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Rahmetli halam, hacdan döndüğünde bana; “–Kâbe’nin halkasına yapıştım, sana çok duâ ettim oğlum!” demişti. Merakla sormuştum: “–Ne diyerek duâ ettin hala?” “–«Yâ Rabbî!.. Ahmet kuluna çok ver!» dedim.” Fukarâlıktan çok çektiği için öyle duâ etmiş. Ben de demiştim ki: “–Keşke öyle demeseydin!” “–Ne deseydim?” “–«Ahmet’ime hüsn ü akıllar ver!» deseydin.” Çünkü; Güzel bir aklı olan insan, […]

Continue reading »

Hayat Yolculuğunda UNUTAMADIĞIM KARELER -10-

YAZAR : Mehmet MENCET   CÂLİB-İ DİKKAT Yıl 1990. Antalya’ya geleli bir yıl olmuş. Bir arkadaşım dedi ki: “Bizim mahallede cami yok. Cami vazifesini karşılayacak büyük bir mescid yapıldı. Semt olarak Antalya’nın sosyetik-turistik bir yerindeyiz. Fakat camiden rahatsız olan müteahhit; yaptırdığı evlerin değerini düşüreceği korkusuyla, mescidin kapattırılması için bir avukat tuttu. Böyle modern bir semtte, paçalarını sıvayıp takunya giyerek abdest […]

Continue reading »

ÇOCUKLARIMIZI NASIL YETİŞTİRİYORUZ?

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Her insanın bir fıtratı, bir tabiatı var. Annesinden, babasından geçen ırsî özellikleri de var. Ama belki bunlardan çok daha önemlisi, çocuk yaşlarda insanın aldığı eğitim var, helâl gıda ile beslenmesi var. Eğitim derken; okul, sınıf, tahta ile yapılan değil illâ… Her davranış bir eğitim. Her insan bebekliğinden itibaren önce anne-babasının; sonra çevre akrabalarının, komşularının, arkadaşlarının ve […]

Continue reading »

TATLICININ VEDÂSI…

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com Anadolu’nun hemen hemen her şehrinde yaşamış mânevî şahsiyetler olmuştur. Bu dinamiklerin değeri; ehli tarafından bilinmekte birlikte, aslında varlıklarından, herkes haberdardır. Dedeme göre, mahallemizde Şam tatlısı satan sokak satıcısı da böyle bir zât idi. Tatlıcı; yetmişli yaşlarda, oldukça uzun boylu, çok zayıf, saçları her zaman usturayla kazınmış, siyahî bir kişiydi. Suriye’den göç etmiş Arap […]

Continue reading »

Hayat Yolculuğunda UNUTAMADIĞIM KARELER -9-

YAZAR : Mehmet MENCET DİLİMİZDE SİĞİL BİTTİ!.. Osmanlı’dan kalan tapular zaman içerisinde birikmiş depolarda. Her gelen arasına birkaç belge ilâve etmiş. Lâstikle bağlanmış, yırtılmış dosyalar âdeta dökülüyor. Tabiî toz, pis içinde farkına varmadan işe yoğunlaşıyorsunuz. Dosyaları açmak için parmaklarımı ara sıra ıslattığımdan dilimde nohut büyüklüğünde bir siğil oluştu. Doktora gittim; “Parça alalım derhâl Ankara’ya gönderip gerekli tedaviyi yapalım.” dediler. Yeni […]

Continue reading »

SEN ÖNCE KENDİNİ DÜZELT!

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Umredeydim, tavafta zaman zaman kalabalık, sıkışıklık, izdiham oluyor. Omuz omuza göğüsler öndekinin sırtına değecek şekilde tavaf ediyoruz. Bazıları, sıkıştığı için kendini korumak maksadıyla; ellerini birbirine geçirerek yumruk yapıyor, göğsünün üstünde tutuyor. Yani aşırı izdiham olursa kalbi sıkışmasın diye kollarından bir çember oluşturuyor. Fakat ağır ağır yürürken, her adımda parmaklarının sert eklem yeri sırtıma vuruyor. Ben de […]

Continue reading »
1 50 51 52 53 54 90