Fetih

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Delişmen gönlünü Hakk’ın yolunda Yürüten sultanın çağlar aşması… Özge gül kokulu berat elinde, Türkeli’nden, Rumeli’ne taşması. Önce yüreklerde olan seferin, İksiri aşk olur böyle zaferin, Muştuyu nefsinde duyan neferin, Akşemseddin ocağında pişmesi. Gülzâra vurulup hedef belleyen, Bir çağdan bir çağa kılıç sallayan, «Ya o, ya ben!» deyip niyet dilleyen Nice koç yiğidin sura koşması. Her seher vaktinde […]

Continue reading »

YÂRE

Ekrem KAFTAN Bir efsunlu bahardır yâr yanında geçen dem Ve hicran yıllar yılı tükenmeyen bir matem Yâr zülfü sümbül olur, lebleri taze gonca Koklasam, öpsem derim sade ömür boyunca Her murada eriştim vuslattan gayrı heyhat Bulamadım bir lâhza yâr sînesinde rahat Ney inler, ben inlerim elemi duyan olmaz Yıllardır yazarım da gam defteri hiç dolmaz Yâr okur her mısramı hayran […]

Continue reading »

Gazel

EDÎBÎ (Recep YILDIZ) Dünyâda bahârın adı var, kendisi yokmuş. Yokmuş, o nigârın adı var, kendisi yokmuş. Aşk özge firardır diye duymuştuk ezelden; Aşkın ve firârın adı var, kendisi yokmuş. Yıllar yılı beyhûde ümitlerle donandık; Bilmezdik o yârın adı var, kendisi yokmuş. Bir kuş gibi geçmiş başımızdan nice günler, Kârın ve zarârın adı var, kendisi yokmuş. Hep nâr-ı cehennem gibi gelmiş […]

Continue reading »

Hayrânî’nin Gazelini Tahmis

CEMÂLÎ (Mustafa ASLAN) Bîgâne hemân âşıkın efkârını bilmez İkbâle kanan kör olur idbârını bilmez Gülzârı beğenmiş görünür hârını bilmez Yanmazsa gönül ayrılığın nârını bilmez Cânânına bîgâne olan vârını bilmez Herkes bu kühen-hânede beklerse bir ihsân Âhir bulamaz nimetin itmâmına imkân Mansûr’u Nesîmî’yi düşün n’eyledi devrân Hayret edecek bunda ne var ey dil-i nâlân Bî-derd olan ayrılığın zârını bilmez Kendin tanıyan […]

Continue reading »

İstanbul Konakları

CELÎL (Halil GÖKKAYA) Nerde at sesleri, nerde kâhyası, O suskun, o mahzun konaklar nerde? Ata yâdigârı her bir tahtası, O suskun, o mahzun konaklar nerde? Kiminin ufkunu betonlar almış, Kiminin böğrünü kablolar delmiş, Kimiyse geçmişin seyrine dalmış, O suskun, o mahzun konaklar nerde? Neler anlatırdı hoş-sohbet dedem, Hep tesbih çekerdi sedirde nenem! Kalbimde çırpınış, gözlerimde nem, O suskun, o mahzun […]

Continue reading »

Kutlu Muştu

Bestami YAZGAN Buyruk gelmiş Mehmed Han’dan erlere: Surların içine sızmalı bugün! Yağ dökülsün, ter dökülsün yerlere, Gemiler, karadan yüzmeli bugün! Beyaz at üstünde ışıktan dehâ, Karşısında zehir saçan ejderha, O asil küheylan kalkarak şaha, Yılanın başını ezmeli bugün! Bin defa ölmeye değer bir haber: «İstanbul’u alan ne güzel asker!» Gazilerle, şehitlerle beraber O kutlu muştuyu sezmeli bugün! Yalın kılıç ser […]

Continue reading »

Çaresiziz!

Ahmet ARSLAN Kimse beni anlamıyor! Anlayıp da dinlemiyor! İçimi yakıp kavuran, Derdimin hikâyesi zor! Çaresiziz, düştük dara, Bir zindan ki hep kapkara! Feryâdımız yürek dağlar İnletir bizi bu yara! Fitne-fesat zuhur eder, Sîneleri yakıp gider. İnsanlık azap içinde Yeter döktüğü kan yeter! Bir duman sardı her yeri, Sararttı nurlu yüzleri. Taş kalbin dünyayı yıkar, İnsaf eyle artık eri! Hep pusuya […]

Continue reading »

26. Sayı Takdim

Nisan, bereketli yağmurların, yerde-gökte yeni bir canlılığın mevsimi. Bahar iklimi. Bu mevsim ve iklimde on beş asır önce lâtif bir tecellî ile gerçekleşen Kutlu Doğum (Mevlid Kandili), içinde bulunduğumuz yıllarda da yine baharda seyrediyor. Âdeta bütün varlık, o demlerde olduğu gibi şimdi de her yıl bir bahar neşesi içerisinde Peygamber Efendimiz’e «merhabâ» diyor. Belli ki yaratılmışların sebebi olan Hazret-i Muhammed […]

Continue reading »

RÖPORTAJ – İLHAN ARMUTÇUOĞLU

NEBEVİ AŞKIN EDEBİ TERENNÜMLERİ Yüzakı: Muhterem hocam, bu sayımızda Nisan ayına mühür vuran «kutlu doğum» münasebetiyle dosya konusu olarak Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ve şiir mevzuunu ele almayı düşündük. Sizin Peygamber -aleyhisselâm-’ın şiir dünyası ile yakın alâkanız dolayısıyla bu hususu sizinle konuşmak istedik. İlk olarak O’nun şiire bakışından bahsedebilir miyiz? O’na göre şiir nasıl bir noktada bulunmaktadır? İlhan […]

Continue reading »

1375 YIL SONRA PEYGAMBER EFENDİMİZ’İ YENİDEN DÜŞÜNMEK

DR. ABDULLAH HİKMET ATAN Ebû Musa el-Eş’arî’den -radıyallâhu anh- rivayet edilen bir hadiste Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: “Allâh’ın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir: Allah […]

Continue reading »
1 897 898 899 900 901 954