Pişmanlık -Hayrânî’ye nazîre-

(SEFERÎ) Nejat SEFERCİOĞLU Sevdik ey dil kimi gördük ise cânan diyerek Görmedik gerçi vefâ kimsede derman diyerek Her güzel çehreye kandık da top ettik başımız O kement saçlara düştük yine çevgan diyerek Sakladık kaç senedir sînede tek cânımızı Vermedik kimseye aslâ sana kurban diyerek Özenip yok yere Ferhâd ile Mecnûn‘a inat Daldık aşkın yüce deryâsına âsan diyerek Elde fırsat var […]

Continue reading »

Vuslat Yakarışları

Rıfat ARAZ Yâ Rab, bir aşk verdin bana; Yanıp durdum Sen’den yana!.. Canı kurban dedim Sana; Rahîm sensin, rahmet Sen’in!.. Ezel ebed devletin var; Her zerrede, ibretin var!.. Ne tükenmez servetin var; Rezzak Sen’sin, nimet Sen’in!.. Benden yakın oldun bana; Hangi yüzle dönem Sana?!. Akıl yetmez bu devrâna; Kādir sensin, kudret Sen’in!.. Gelen gider, giden gelmez; Bilen bilsin bu can […]

Continue reading »

Elvidâ

Olcay YAZICI Kafdağı’nın sultanı Masalsı perî sûret Yakışmış cemâline O kederli hürriyet… Uçurumu içinde Gizleyen mahzun çiçek Mümkünsüzün acısı: Kılıçtan keskin gerçek! Sanki buhûrumeryem Her şey uğruna fedâ Aşkın son ülkesine Mülteciyim Elvidâ! Ne bilir hercâiler Kalbi ezen senliği Gülü yakan âteşin Efsunlu esenliği Ne kavlime ruhsat var Ne vuslatın demine Şahittir Sultan Dağı Sevdâmın erdemine İncitir gönlümüzü Tahammülü zor […]

Continue reading »

Merhum Es’ad Erbilî -kuddise sirruh- Hazretleri’nin gazeline tahmîsimdir. GÖNLÜMÜZ

Nuri BAŞ Fahr-i âlem neş’esinden olsun ulyâ gönlümüz. Sünnetinden feyz alıp, olsun muallâ gönlümüz. Hüsnünün şevkiyle hem olsun mücellâ gönlümüz. Eylemez Mecnûn gibi Leylâyı hülyâ gönlümüz. Ol Zelîhâ-yı zamâna düştü şeydâ gönlümüz. Ey güzellik mülkünün târîfe sığmaz serveri! Aşkının meclûbudur âlem, melek, insan, perî. Sen ki; Hak mahbûbusun hem, dû cihân peygamberi. Yûsuf-i hüsnünle sermest olduğum günden beri, Oldu bir […]

Continue reading »

Aşk Vurgunu

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Sevdanın ateşi sînemi yakar, Rûhumu kavurur haralar beni. Durmaz çeşmim yaşı, sel olur, akar, Taştan taşa çalıp paralar beni. Akıp durur zaman, coşkun çay gibi, Aşk vurgunu gönül, deli tay gibi, Hicran ömrü gerer, tıpkı yay gibi, Candan ayrı koyup aralar beni. Bu firâkın bana kastı ne? Bilsem! Ferhat olup, aşk uğruna dağ delsem! Açıktır gözlerim cânansız […]

Continue reading »

Yetişir

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) Nice bin cilveni gördüm senin, ammâ güzelim Yetişir bendene, bir cilve-i hicran yetişir Duymadın âhımı cânım, gül-i rânâ, güzelim Dil-i pervâneye bir âteş-i sûzan yetişir 1989 Vezni: feilâtün feilâtün feilâtün feilün (fâilâtün)

Continue reading »

Ravza-i Mutahhara III

Mustafa Necati BURSALI Hâtemü’l-Enbiyâ -aleyhissalâtü vesselâm- buyuruyorlar ki: “Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir.” Yüzlerdeki pırıltı, ne incidir, ne zehep, Gözleri kamaştıran Mustafâ nûrudur hep! Bu Ravza-i Pâki’de zaman bir başka güzel, Bu Ravza-i Pâki’de tutulur aşka güzel! Bu Ravza-i Pâki’de hep kerem, hep vefa var, Bir selâma karşılık belki yüz bin defa var! Bu Ravza-i […]

Continue reading »

RAHMET DİLİ

MECNÛN (İbrahim Hakkı UZUN) Etrâfını seyret diyerek insana Rahman, Vermiş iki göz, hikmeti görsün diye her an. Hem sonra kulak verdi işitsin diye Hakk’ı; Lûtfuyla konuşturdu güzel dillere aşkı. Örnek sana Peygamber-i Zîşan bu meyanda; Rahmet dili olmuş dili mahlûka her anda. İncitmedi hiç kimseyi incinmedi bir an, Şefkatle hidâyet yolu gösterdi o sultan. Âlemlere rahmetti güzellikte de eşsiz! Gül […]

Continue reading »

Kar Tanesi

LEYLÎ (Şükran IŞIK) Kar tanesi vurdu beni, Yakar inceden inceye… Şu yaralı yüreğime, Akar inceden inceye… Rabbim süsle Sen özünü, Baldan tatlı et sözünü. Mehtap görse gül yüzünü, Bakar inceden inceye… Sümbül açmış saçlarında, Şimşekler var uçlarında, Şu gönlümün burçlarında, Çakar inceden inceye… Kara gözlüm kaşın hilâl, Zülüflerin olmuş dal dal, Allâhım bu nasıl bir hâl, Döker inceden inceye… Leylî’ye […]

Continue reading »

Vermiyor

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN) Aylar var ki âsuman bana ilham vermiyor Dinlediğim şarkılar gönlüme gam vermiyor Arza küsmüş yıldızlar yanmaz oldu her gece Sevgili nisyân ile lebinden cam vermiyor Gül ıtrını kaybetmiş solmanın korkusundan Goncalar açılıp da gönle selâm vermiyor Gecenin rengi gâib bulutların ardında Mehtap kıskanç bir âşık, dile kelâm vermiyor Şâirin sükûtunu idrâkten âciz âlem Şiirlerim uşşâka dahi nizam […]

Continue reading »
1 895 896 897 898 899 958