EDEP, EDEBİYAT VE MİLLET

Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@yuzaki.com Edebiyat kelimesi, Arapça «edeb» kökünden türemiştir. «Edeb»in asıl mânâsı, «birini yemeğe davet etmek»tir. Nitekim bu kökten gelen «me’dübe» «düğün yemeği» anlamında ve «me’dûbe» de «şerefine yemek verilen gelin» anlamındadır.1 Cahiliye devrinde «Muallâka» adıyla meşhur olan ve altın suyuyla yazılarak Kâbe’ye asıldığı rivayet edilen yedi, diğer bir görüşe göre de on büyük kasîdenin şairinden biri olan Tarafa […]

Continue reading »

Bilerek veya Bilmeyerek NELER ERİYOR!

M. Ali EŞMELİ seyri@yuzaki.com SEYR Her tarafın zifirî karanlık olduğu bir geceydi. Elektrikler kesildi. Elinde sadece bir tek, o da incecik bir mum vardı. Zar zor kibriti bulup mumu yaktı. Evin içi biraz ışıdı. Fakat cılız mum ve cılız ışık, çok geçmeden bitiverdi. Tekrar zifirî karanlık başladı. Keşke birkaç mum daha olsaydı, diye düşündü. Yerinden kalktı, diğer odaya geçecekti. Tam […]

Continue reading »

ŞAİR VE NÜKTE Şeyhülislâm YAHYA VE NÜKTELERİ 2

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK noztoprak@marmara.edu.tr Şeyhülislâm Yahya’yı (1561-1644) şairliğinden dolayı öven şairlerin başında Nef’î gelir. Nef’î gibi kendini çok beğenen, kendini sözün en büyük üstadı olarak gören bir şairin Şeyhülislâm Yahya’yı övmesi mânidardır. Nef’î «ma’nâ» redifli kıt’asında bilgi tahtının padişahı, mânâ makamının Hüsrev’i, söz sultanı, mânâ padişahı, mânâ meydanının saflar yaran yiğidi gibi sözlerle onu övmektedir; Ey pâdişeh-i serîr-i dâniş […]

Continue reading »

DEVE Mİ, DOMUZ MU? 9 Manzum Tarihî Tiyatro

Dr. Harun ÖĞMÜŞ [Endülüs’te Emevî Hilâfeti çökmüş, her il müstakil bir devlet hâline gelmiştir. Hâdise, 466/1074-488/1095 yılları arasında Endülüs ve Mağrip’te geçmektedir.] DOKUZUNCU SAHNE (Yıl 478/1085) Sahnedekiler: Mûtemid, İbn-i Zeydun, Kumandan Halef bin Necah, Kumandan Muhammed bin Martin, Şehzade Reşid. Şahıslar: MÛTEMİD: Âlim ve sanatkârları seven şair ruhlu cömert bir emir. İşbîliye emiri İBN-İ ZEYDUN: Ebûbekir İbn-i Zeydun. Meşhur Endülüs […]

Continue reading »

BEYİTLERİN GÖLGESİNDE GÖZYAŞI ÜZERİNE…

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ ahsevgi@selcuk.edu.tr İnsan; ağlayan, gözyaşı döken tek canlıdır. Daha dünyaya gözünü açar açmaz yüklendiği sorumluluğun ağırlığını hissederek ağlamaya başlar. Ve bu ağlayış ömür boyu sürer. Şair çok güzel ifade etmiş: Ağlayarak ayak bastım bu fânî dünyâya Sırtımdaki yükün ağırlığını sezerek. Bin yıl sürse de yolculuğum dâr-ı ukbâya Gözyaşım akacak hep dervişâne gezerek. [Li-müellifihî] İlk insan Hazret-i Âdem […]

Continue reading »

Kültür Erozyonunda BU ÜLKENİN ÇOCUKLARI

Ayla AĞABEGÜM Öğretmen edebiyat dersindedir. Konu, edebiyat kitabında olan «Sessiz Gemi»nin açıklanmasıdır. Konu bittikten sonra öğretmen Yahya Kemal’in «Ezansız Semtler» yazısının fotokopilerini dağıtır, gelecek derse kadar düşünmelerini ister: Ezansız Semtler Kendi kendime diyordum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam derecede nasip alıyorlar mı? O semtlerde minare görülmez, ezan işitilmez, Ramazan ve kandil günleri […]

Continue reading »

TAKVÂ ELBİSESİ 1 Kalb-i Selîm Nimeti

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İMTİHAN HAYATI Rabbimiz yarattığı milyonlarca varlık içinden seçip ayırarak, sadece insanoğlunu ahsen-i takvim üzere, en güzel sûrette, eşref-i mahlûkat olarak yarattı. Onu; akıl, iz’an, idrak gibi pek çok vasıfla tezyin etti. Pek çok istidat ile teçhiz ederek mükerrem kıldı. Sonra; İmtihan etmek için insanı dünyaya gönderdi. Âdem -aleyhisselâm-’dan bugüne kadar milyonlarca insanın dünyaya gelişi, […]

Continue reading »

İBN-İ ARABÎ’DEN VASİYETLER Mü’minler arası Muhabbet

Dr. Âdem AKIN – Muhammed YETİM VASİYET 25 Mü’minlere, selâmı yaymak, yemek yedirmek ve onların ihtiyaçlarını görmek sûretiyle bağlılık göster. Muhakkak ki mü’minler topluluk itibarıyla aynen insan vücudu gibi tek bir vücuttur. Nasıl ki vücudun bir uzvu rahatsızlandığında diğer uzuvlar da eza duyar, aynı şekilde mü’min de diğer bir mü’min kardeşinin uğradığı musibetten sanki kendi başına gelmiş gibi etkilenir ve […]

Continue reading »

Teslim ol, İBRAHİM GİBİ!..

Prof. Dr. Ömer ÇELİK omercelik08@hotmail.com İnsanın mücadeleci bir yapısı vardır. Olur olmaz her şeyde mücadeleye soyunur. Her dâim kendisini haklı görür. İnattır. Acelecidir. Hattâ haksız olduğunu hissettiği yerlerde bile, tutunacak bir mesnet arayarak kendini savunmaya çalışır. Onun bu uslanmaz hâli dünyada böyle olduğu gibi, âhirette de devam edecektir. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyurulur: “O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder […]

Continue reading »

GENÇLERLE HASBIHÂL…

Naci ÖZTÜRK Gençlerimizi yetiştirirken, onlara; hayatlarının en verimli dönemlerinde olduklarını, gençliğin onlara lutfedilmiş bir hazine olduğunu bildirmeliyiz. Ancak gençler de unutmamalı ki, bu hazine avuçlarından kayıp gidecektir. Necip Fazıl’ın dediği gibi; Gençliğine güvenip, «Vakit çok erken!» derken, Belki; «Elveda!» bile diyemezsin giderken. Bugünü düşünürüm, dün geçti yarın var mı? Gençliğe de güvenmem, ölen hep ihtiyar mı? Gençlik hazinesinden elde kalacak […]

Continue reading »
1 896 897 898 899 900 1.002