Hayat Yolu

HANOĞLU (Abdülaziz DUMAN) Gündüzler çekilirken zaman penceresinden, Bir siyahlık düşecek o bulut gözlerine. Zirveye çıktığında yorgun düşecek beden, Vücut ağır gelecek o yorgun dizlerine. Büyümüş de küçülmüş bedende bebek gibi, Baharlarda uçuşan renk renk kelebek gibi, Güzel ömrün sonunda masum bir melek gibi, Bak nasıl nur yağıyor ak sakal yüzlerine! Ölüm sana ıraktı, sen ölüme ıraktın, Geriye bak ey fânî, […]

Continue reading »

Vermişim

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Yıldızlar peşinde tükenmiş ömrüm, Dilek vadisinde mola vermişim. Temmuz’da kar umar dîvâne gönlüm, Sıcak duyguları yele vermişim. İpek mendillerde gözyaşım yorgun, En ünlü müzede gençliğim sürgün, Saklamış, saklamış, sonunda bir gün, Kendi sırlarımı ele vermişim. Bir hüzzam besteyle içten coşarak, Dilek vadisinden öte taşarak, Vuslat ocağında közle pişerek, Tüten yüreğimi küle vermişim. En berrak yarınlar yansır sözümden, […]

Continue reading »

Sual Gazeli

EDÎBÎ (Recep YILDIZ) Bu bakışlar, bir ah mıdır cânan? Seni sevmek mubah mıdır cânan? Ne denir, sevgiden nasîbim yok! Bana sevmek günah mıdır cânan? Kör bir âhûya benziyor bakışın; Yoksa bunlar silâh mıdır cânan? Bir cehennem zamânıdır bu zaman; Bu, ateşten nikâh mıdır cânan? Ne desem ben, ne söylesem ki sana; Cümle âlem siyah mıdır cânan! Ben Edîbî, kulun kölen […]

Continue reading »

Hayrânî’nin Gazelini Tahmis

(CEMÂLÎ) Mustafa ASLAN Düşmüşüz çöllere hep Rahmet-i Rahman diyerek Gayrı Yûsuf çekecek hasreti bühtan diyerek Bakacak çöldeki cânîlere kervan diyerek Gitti ey dil kimi sevdik ise cânan diyerek Etmedik gerçi şikâyet yüce ferman diyerek Belki insân unutup ahdini bâzen körelir Sabr ettikçe atar hüznünü mutlak şenelir Ederek hâle şükür Arş’a kadar hep yücelir İçimiz ağlasa da kan, elimizden ne gelir […]

Continue reading »

Çınar Ağacı

CELÎL (Halil GÖKKAYA) Biz bir çınar ağacıyız ezelden, Besmeleyle ululuğa ermişiz, Besmeleyle su içmişiz bir elden, Nice yüzler, ne asırlar görmüşüz… Ağaç, halkımızın hücresinde var, Şehzadeler için dikilmiş çınar, Saraylara gönlümüzü vermişiz… Göğüs gerdik fırtınaya, doluya, Dertlerle yaşadık çok uzun yıllar… Kim bilir kaç nesil sır oldu suya, Kim bilir kaç nesil gördü bu dallar? Darbe yedik içten içe çürüdük, […]

Continue reading »

Med-Cezire Düştü Canım

Bestami YAZGAN Âhı tuttu bir nigârın, Affı yoktur sitemkârın, Gayrı ferman sonbaharın, Ey safâlı gül medet!.. Sır vermiyor sıradağlar, Dört yanımı hüzün bağlar, Ben yanarım, menzil ağlar, Ey cefâlı yol medet!.. Gün süzülür melâlimden, Ömrüm geçer hayalimden. Haberin yok mu hâlimden? Ey şifâlı dil medet!.. Yele verdim sevincimi, Toprak paylaşır acımı. Söner yürek kıvılcımı, Ey vefâlı kül medet!.. Öksüz kaldı […]

Continue reading »

O Âşık ki…

Ahmet ARSLAN Savruluyor âlemlerden sıcağın, Gökyüzünde Samanyolu kucağın… Huzuruna nasıl varsam bilmem ki! Yedi katın burçlarında ocağın… Duygularım hislerime karışır, Hasretim hep özlemimle yarışır! Menziline doğru giden yolunda, Gönlüm kırgın yüreğimle barışır… Derdim vardır dağlar gibi bilinmez, Gülerim ben ağlar gibi bilinmez… Yedi yerde yaram var hiç çare yok! Gezerim hep sağlar gibi bilinmez… Sen’den gayrı çalacağım kapı yok! Bir […]

Continue reading »

27. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız Hayatın telâş ve çalkantıları, hiç bitmez. Meseleler, problemler, sıkıntılar ardı ardına sökün eder. Ömürler, bazen fırtınalara da dönüşen böyle gerçekler içinde savrulur durur. Neticede kimileri, titrek bir mum gibi sönüp gider, kimileri elektriksiz bir lâmba kesilir. Kimileri de her şeye rağmen güneş misâli, bir parıltı elde eder ki, sonsuza dek ışık saçar. Sönen ve kesilenler, kendilerini inşa ederken […]

Continue reading »

Röportaj – Fetih Medeniyetinin Lisanı DÜNYA DİLİ TÜRKÇE

Kemal YAVUZ Kimdir? 1947 tarihinde Konya-Küçükkarapınar’da doğdu. Adiller İlkokulu’nu, Ermenek Ortaokulu’nu ve Konya Erkek Lisesi’ni bitirdi. 1971’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1973 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’ne Osmanlıca asistanı olarak tayin edildi. 1977’de doktor unvanını aldı. 1978’de Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde asistan oldu. Yabancı dilini geliştirmek üzere 1981-1982 yılında Fransa’ya gitti. […]

Continue reading »

Şehzade Mehmed Nasıl Sultan Fatih Oldu?

ALİ RIZA BUL Osmanlı devletinde şehzadeler, yüklenecekleri büyük vazifeye göre çok ciddî ve îtinalı bir terbiye ile yetiştirilmekteydiler. Şehzadelerin yetiştirilmesinde umumî ilkeleri koyarak bu terbiyeyi sistemleştiren Osmanlı sultanı, İkinci Murad oldu. Bu ileri fikirli padişah, şehzadelerin zihnî ve rûhî eğitimine büyük titizlik göstererek kendinden sonra gelen idarecilere geniş ufuk açmıştır. Bu minvalde, oğlu şehzade Mehmed’i, çok küçük yaşlarda ilim ve […]

Continue reading »
1 896 897 898 899 900 958