Bilmez -Hayrânî’ye nazîre-

SEFERÎ (Nejat SEFERCİOĞLU) Şöhret arayan fakr u fenâ kârını bilmez; Hem kârını hem ârını hem vârını bilmez!.. Zulmette kalan kör sayılır baksa da görmez, Âşık görünür yâr ile ağyârını bilmez!.. Çöllerdeki Mecnûn ile Leylâ’yı beğenmez; Mansur geçinir sorsan eğer dârını bilmez!.. Bülbül kesilir gülleri gördükçe çemende, Gerçekte o gül goncasının hârını bilmez!.. Aldırma sakın sen Seferî âleme kanma; Dünyâ dileyen […]

Continue reading »

Ağlayan Erguvan

Olcay YAZICI “Gül mü güler, erguvan mı ağlar?” Şeyh Gâlib Hüsn ü aşk üzere dillenir dîvan Tenhâda elemle, ağlar erguvan Şiir mi, dua mı, ağıt mı, gül mü? Eşyayı kuşatan sihirli tül mü? Sevdâlı edâda buzdağı erir İnsana fânîlik öğüdü verir Titreşir mahzun sular geceleri ayazda Ölür körpe çiçekler bu yağmurlu niyazda Sebebi var yere düşen yaprağın Titrer ıstırapla kalbi […]

Continue reading »

Merhum Es’ad Erbilî -kuddise sirruh- Hazretleri’nin bir gazeline tahmîsimdir. Ne Yerden Kârbân-ı Gam…

Nuri BAŞ Gözüm ağlar, gönül sevdâlı coşkun bir pınar bende. Benim hicranlı kalbim âh, alevlenmiş yanar bende. Şifâ bilmez, sükûn bulmaz yaram dâim kanar bende. Ne yerden kârbân-ı gam göçer olsa, konar bende. Belâ râhında şimdi bir muayyen menzil oldum ben. Hatâ, isyanla bîzârım, şefâat beklerim her ân. Benim gamnâk olan kalbim, eder hep durmadan efgān. Derin gafletle mâlûlüm, elimden […]

Continue reading »

Nerdesin Anne?

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Mevsimler bahara erse ne fayda? Çiçekler dalında kuruyor anne. Takvimler yılları görse ne fayda? Ömürler ânında duruyor anne!.. Kin-nefret bulutu sarmış dünyayı, Mazluma çevrilmiş zâlimin yayı, Adalet bozulmuş, karar sus payı, Yürekler şüpheyle vuruyor anne!.. Hicran elemini seven taşıyor, Canlar, cânânından ayrı yaşıyor, Nasipsiz gönüller aşksız üşüyor, Bedenler rûhunu arıyor anne!.. Dillerde hakikat sözü kalmamış, Hâllerde ahlâkın […]

Continue reading »

Bahar Şarkılarına Gazel

Memduh CUMHUR Şarkılar ilk aşkımın efsunlu âhengindedir Lâleler, güller rakîb olmuş, gönül cengindedir Coşturur sevdâlı dallar, âşinâ rüzgârları Yemyeşil rûyâda gölgen erguvan rengindedir Şimdi artık karlı dağlardan gelen coşkun sular Derbeder ırmakların meftûnu bir engindedir Yâsemenler, goncalar girsin muhabbet faslına Eski sevdâlar bu mevsim mutribin çengindedir Her bahar vaktinde Cumhur, hoş görülsün şevkimiz Şarkılar ilk aşkımın efsunlu âhengindedir   Vezni: […]

Continue reading »

Tefekkür

MECNUN (İbrahim Hakkı UZUN) Her canlı sunar aşk ile tesbîhini Hakk’a, Sen gāfil olup kalma uzak, düşme firâka. Her kim unutup ayrı kalır zikrine Hakk’ın; Şeytânı musallat edecek kendine, şaşkın! Nefsin seni aldatmaya bin çâre ararken, Sen Rahmet-i Rahmân’a yönel her şeye rağmen. İbret nazarından bakarak âleme her gün, Fikret, bu tefekkürle serencâmını düzgün. Dünyâya gelen bir gün olur yolcusu […]

Continue reading »

Ravza-i Mutahhara II

Mustafa Necati BURSALI Hâtemü’l-Enbiyâ -aleyhissalâtü vesselâm- buyuruyorlar ki: “Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir.” Tâ çölün ortasında bu nur ne, bu cennet ne? Bütün canlar, varlıklar, kapılmış âhengine! Bir dürr-i meknun gibi kürsü ve mihrab güzel, O’nun için her şeyi yaratmada RAB güzel! Direkler beyaz mermer, taşlar firûze çini, Bir tatlı sevda kaplar görenlerin içini, Garip […]

Continue reading »

Van Gölü’ne

LEYLÎ (Şükran IŞIK) Gökyüzünün mâvisi vurulmuş Van Gölü’ne, Yıldızlar efsânesi kurulmuş Van Gölü’ne. Masmâvi gözlerinle Sübhân okur dağların, Susmasın bülbüllerin, bozulmasın bağların. Dikenleri sök rüzgâr, yeşil giydir gülüne, Hasretimi dök rüzgâr, durulmuş Van Gölü’ne!  

Continue reading »

Fetihler Seli

Harun ÖĞMÜŞ «Nâil olsam» diye Peygamber’imin müjdesine, Coşmuş İstanbul’u fethetmek için her sîne. Lâkin Alpaslan’ın ardınca edinmiş de hedef, Kahraman cedlerimin olmuş o nâdîde şeref! Dile gelmez, kaç asır sürmüş olan bir dâvâ! Olur, uğrunda Bizans’ıyla, Freng’iyle gazâ! Ve Süleyman Paşa bir gün geçerek Rûmeli’ne, Yeni bir yön verir îmanlı fetihler seline. Bir asır sel, hep onun açtığı mecrâda akar, […]

Continue reading »

Fetih Mührü

HANOĞLU (Abdulaziz DUMAN) Bir sefer başladı Diyâr-ı Rûm’a, Mihmandarlık etti göklerde Hümâ, Malazgirt’te dedem Sultan Alpaslan, Savaş meydanında kükremiş aslan, Giydi kefenini tutuştu harbe, Bizans’a indirdi bir büyük darbe. Fethetti Alpaslan cennet vatanı, Anadolu artık Türk’ün mekânı. Bu yer, sahibini beklermiş meğer, Bu münbit topraklar dünyaya değer. Erenler işledi bu toprakları, Bizle geldi bu diyârın baharı. Mevlânâ sevgisi sınırlar aştı, […]

Continue reading »
1 896 897 898 899 900 954