Ravza-i Mutahhara II
Mustafa Necati BURSALI
Hâtemü’l-Enbiyâ -aleyhissalâtü vesselâm- buyuruyorlar ki:
“Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir.”
Tâ çölün ortasında bu nur ne, bu cennet ne?
Bütün canlar, varlıklar, kapılmış âhengine!
Bir dürr-i meknun gibi kürsü ve mihrab güzel,
O’nun için her şeyi yaratmada RAB güzel!
Direkler beyaz mermer, taşlar firûze çini,
Bir tatlı sevda kaplar görenlerin içini,
Garip Mecnun Leylâ’yı zanneder ki pek güzel,
Burda Canların Cânı, işte burda tek güzel!
Burda boy verir gonca, burda parlar can mumu,
Eritir Yâr hasreti, eritir hicran mumu!..
Her vakitte hep dolu, hiç bulamazsın boş yer,
Mescid-i Nebevî’dir bu âlemde en hoş yer!
Tâ cennetten uzanmış bir yeşil Tûbâ dalı,
Kimi görsem tam âşık, tam bir kara sevdalı!..
O ne sevgi yumağı? Zenci, beyaz tek yürek,
Her biri nazlı ceylan, her biri ipek yürek!
O’nun kudsî nûrundan yaratmış da Hak bulut,
Şimdi âşıklarına gölge eder ak bulut!
Melek, insan, hûrî, cin, eşiğine yüz sürer,
Burda âşık safâyı gece ve gündüz sürer!
Bu mübârek mescide verilmiş her güzellik,
Yâ Rabbi! Ondan bize ver kerem, ver güzellik!
Dünya insanlar için bir hüzün, bir gam evi,
Fakat, burada cennet, burada selâm evi!
Bu iklim-i safâdan kim gelse huzûr alır,
Derde giriftâr olmaz, gece gündüz nûr alır!
Ey güzellik Yusuf’u, yanan kalbe çâre bu,
Allâh’ın hediyyesi, Ahmed-i Muhtâre bu!
Çünkü burada ihsân, burada kerem ve cûd,
Çünkü burada rahmet, burada her şey mevcud!
Burada hep mürüvvet, burada hep vefâ var,
Burada Şâh-ı Rusül, burada Mustafâ var!
Bu Ravza-i Pâki’de gönül sebzesine su,
Bu Ravza-i Pâki’de, ey âşık, Yâr kokusu!
Bu Ravza-i Pâki’de kanat çırpar her melek,
O kişi Bilâl olur, kime verse yer melek!
Bu Ravza-i Pâki’de, işte ilâhî gülşen,
Taze gelinler gibi herkes mutlu, herkes şen!
Gül, yasemen, gelincik, elvan elvan burada,
Velîler ve âşıklar, cümle ihvan burada!