Merhum Es’ad Erbilî -kuddise sirruh- Hazretleri’nin bir gazeline tahmîsimdir. Ne Yerden Kârbân-ı Gam…

Nuri BAŞ

Gözüm ağlar, gönül sevdâlı coşkun bir pınar bende.
Benim hicranlı kalbim âh, alevlenmiş yanar bende.
Şifâ bilmez, sükûn bulmaz yaram dâim kanar bende.
Ne yerden kârbân-ı gam göçer olsa, konar bende.
Belâ râhında şimdi bir muayyen menzil oldum ben.

Hatâ, isyanla bîzârım, şefâat beklerim her ân.
Benim gamnâk olan kalbim, eder hep durmadan efgān.
Derin gafletle mâlûlüm, elimden tut, kılıp ihsân.
Esîr-i dest-i hicrânım, garîb-i kulbe-i ahzân.
Ne derd-i hicre cân verdim, ne yâre vâsıl oldum ben.

Yanan aşkınla dâim inlesem ney gibi hoş amma,
Bütün şekvâmı âfâka desem ney gibi hoş amma,
Coşup şevkinle her dem söylesem ney gibi hoş amma.
Lebin devrinde feryâd eylesem ney gibi hoş amma.
Ne bir dem nâlesiz kaldım, ne vasla nâil oldum ben.

Sen’in sevginle nurlansın garip gönlüm ve ef‘âlim.
Hudâ pâk eylesin sînem, hatâdan eylesin sâlim.
Boyansın zâtının rengiyle nûr olsun bütün hâlim.
Refîk-i derd ü gamdan başka sormaz kimse ahvâlim.
O günden kim, tarîk-i ehl-i aşka dâhil oldum ben.

Nedâmet içre pür-gaflet gelip geçmekte her ânım.
Yanar bîçâre gönlüm hep perîşandır, aman cânım.
Medet kıl, çâre Sen’dendir, medet sultân-ı zîşânım.
Siyah bahtım, eğilmiş kāmetim, hâl-i perîşânım.
Gören ârif bilir kim, mübtelâ-yi kâkül oldum ben.

Feyizler bahşeden Ravza’nda sustum, âhdan kaldım.
Yanan âşıkların gördüm, utandım, vâhdan kaldım.
Bulup hadsiz vefâ Sen’den, vefâsız câhdan kaldım.
Görünce rehzen-i gamzın, sulûk-i râhdan kaldım.
Ne evsât hâletin buldum, ne pîr-i kâmil oldum ben.

Değişmez niyyetim, gâyem, ezelden âşıkım nûra.
Müşerref kıl, cemal lutfet, bu hasret kalmasın sûra.
Zayıf bir ümmetin Nûrî, uzat himmet elin pîrâ.
Gam-ı sevdâ elinden ben de şaştım Es’adâ zîrâ;
Ne Mecnun gibi lâyâ‘kıl, ne de bir ākil oldum ben.

 

Vezni: mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün