MESNEVÎ -17-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com YÂ RABBÎ, SANA KARŞI HAYRETİMİ ARTIR! Balıktan başkası suya kandı, / Nasipsiz olanın rızkı gecikti. İlâhî muhabbete râm olarak muhabbetin kaynağını tanıyan gönüller için, Allâh’ın füyüzâtı nihayetsizdir. Bu sonsuz denizden istifade edenler üç gruba ayrılır: İlki; ilâhî feyz ile kâmil olan insanlardır ki ne kadar ilâhî feyze nâil olsalar, o kadar artmasını isterler. Hakk’ın tecellîlerine doymazlar. […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -41- MES’ÛLİYET SAHİPLERİNE HAKKI TAVSİYE ETMEK

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İDARECİLİĞİN MES’ÛLİYETİ Halîfe Ömer bin Abdülaziz -rahmetullâhi aleyh-, zamanındaki sâlih insanlardan nasihat isterdi. Ziyâd bin Ebî Ziyâd -rahmetullâhi aleyh-’ten nasihat isteyince, Ziyâd ona şu suâli sordu: –Gayet düşman duygulara sahip biriyle mahkemelik olan bir kişi hakkında ne düşünürsün? Onun hâli nicedir? –Kötü bir hâldedir. –Ya iki düşmanca hasmı varsa? –Daha beter bir hâldedir. –Üç hasım […]

Continue reading »

NEFS EJDERHÂSINI TERBİYE

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi DAĞDAN GETİRİLEN YILAN Hazret-i Mevlânâ anlatır: Vaktiyle yılan avlayıp, insanlara sergileyerek üç-beş kuruş kazanan bir yılan avcısı vardı. Yine büyükçe bir yılan bulabilmek için dağlarda dolaşıp duruyordu. Gayet soğuk olan dağlarda dolaşırken, bir gün kocaman bir yılan buldu. Hareketsiz yatan bu yılanın ölü olduğunu düşündü. Sevine sevine yılanı tuttu, başına ip bağladı, sürükleyerek Bağdat’a götürdü. […]

Continue reading »

BAŞI BEŞİK, SONU MEZAR…

Sami GÖKSÜN İnsan, kâinâtın en üstün varlığı olarak yaratılmış ve yeryüzünde halîfe kılınmıştır. İnsan; fânî olan bu dünyada yüce Rabbimiz’e kulluk için vardır. Allâh’ın iradesini yeryüzünde hâkim kılmak için vardır. Allâh’ın şânını yüceltmek için vardır. Allâh’ın emir ve yasaklarıyla, onlara uygun yaşamak için vardır. O’nun dînini yüceltmek, i‘lâ-yı kelimetullah için vardır. Peygamberler ise insanlığa bu hakikati tebliğ etmek için gönderilmiştir. […]

Continue reading »

MİLLETÇE İSTİKBÂLİMİZ

Dr. Naif ÖZKUL Eskiden rastlanmayan deizm, ateizm ve agnostisizm gibi inkâr cereyanlarının yeni nesilde çoğaldığından bahsediliyor. Bunlar nasıl zuhur etti? Merhum bir siyasetçimiz ile bir vesileyle karşılaşmıştık. Şu suâle cevap arıyordu: –Gençliğe, yeni nesillere bu kadar seminerler yapıyoruz, sohbetler veriyoruz. Onları bir türlü kazanamıyoruz? Niçin tesirli olmuyor? Âcizâne şöyle demiştim: –İlkokuldan başlayıp orta, lise ve hattâ üniversite olmak üzere takrîben […]

Continue reading »

EY ALLÂH’IN KULLARI! KARDEŞ OLUN!

Doç. Dr. Mustafa CANLI BİR HADİS: : عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَب۪يهِ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : « اَلْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ وَمَنْ كَانَ ف۪ى حَاجَةِ أَخ۪يهِ كَانَ اللّٰهُ ف۪ى حَاجَتِه۪ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّٰهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » Sâlim’in babasından […]

Continue reading »

BİZE EMÂNET CANLAR

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Cenâb-ı Hak; biz insanları, Zâtını tanıyıp, O’na kulluk edelim diye yarattı. Sâir varlıkları ise, bu mârifetullah ve kulluk imtihanında bizlere hizmet için yarattı. Bu hizmet çeşit çeşit… Kimisi güneş gibi uzaktan ısı ve ışık verip hayata vesile olarak hizmet ediyor. Kimisi çiçekler gibi tefekkür ettirerek, cemâli düşündürerek hizmet ediyor. Kimisi sebzeler ve meyveler gibi rızkımıza vesile […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -15- ADIM ADIM MÂNEVİYAT TAHSİLİ

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) SABIRLA ve GAYRETLE… Bilginin menşei, tahsil keyfiyeti hakkında tasavvuf fıkhını okumaya ve değerlendirmeye devam ediyoruz: Yirmi Dördüncü Kaide: “İlim; •Ya Şâri‘den / şerîat sahibinden, teallüm edilir / öğrenilir.” Arapçayla meşgul olanlar bilirler; Teallüm, […]

Continue reading »

Rasûlullah ve Ashâbının KUBÂ’ GÜNLERİ -1-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Kubâ’, Mekke yolu üzerinde Medine’ye 8-9 kilometre1 mesafede bulunan bir köydür.2 Kuyuları ve hurma bahçeleriyle meşhur ve verimli bir vahada kurulmuş olan bu güzel köy, adını buradaki su kuyusundan almıştır.3 Köyde diğer evlerin dışında, az sayıda utum4 denen yüksek evler de vardı.5 Peygamberimiz -aleyhisselâm-; Nübüvvetin on dördüncü yılı, Rebîulevvel ayının on ikisinde (Eylül 622) Pazartesi günü, kaba […]

Continue reading »

MESNEVÎ -16-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com «SONUNDA KABRE ÇIKAR BU YOLUN KIVRIMLARI.»* Günler geçtiyse geçsin, hiç de yoktur korku, / Sen kal, ey o kimse ki senin gibi pak olanı yoktur. Bu beyt-i şerif insân-ı kâmilin sözleridir. Cenâb-ı Hakk’ın zâtını; aklımız, idrâkimiz kavrayamaz, âciz kalır. O yarattıklarından hiçbirine benzemez. Allah -celle celâlühû- mekândan ve zamandan münezzehtir. O; Evvel, Âhir ve bâkî olandır. […]

Continue reading »
1 19 20 21 22 23 159