EFENDİMİZ’İN YAKMAK İSTEDİĞİ GENÇ

Dursun GÜRLEK dursun.gurlek@mynet.com Farsçada babaya peder, anneye mâder deniyor. Arapçada ise baba vâlid, anne vâlide olarak biliniyor. «Vâlide» sözü, gerçekten de mûsıkî gibi olan ve kulağa hoş gelen bir kelime olarak karşımıza çıkıyor. Osmanlı padişahlarının da analarına «Vâlide Sultan» diye hitap ettiklerini zaten biliyoruz. Eskiden; İstanbul terbiyesinin gereği olarak genellikle beyefendi, hanımefendi, peder bey, vâlide hanım, kerîmeniz, hemşîreniz gibi sözler […]

Continue reading »

RAMAZÂN-I ŞERÎFİ İDRAK ve İHYÂ

Osman Nûri TOPBAŞ     DÜNYA ve ÂHİRET   Hikâye edilir ki;    Bağdat kadılarından biri maiyyeti ile birlikte külhanların bulunduğu sokaktan geçiyordu. Bu esnada onları gören üstü başı kir-pas içinde, hırpânî kılıklı, sanki cehennem zebânîlerini andıran yahudi bir külhancı önlerine geçti. Kadıyı taşıyan bineğin yularına yapışarak şöyle dedi:   “–Ey kadı! Sizin Peygamberinizin söylediği;    «Dünya mü’minin zindanı, kâfirin […]

Continue reading »

ECDÂDIN RAMAZÂN’I ve KARDEŞLİK MES’ÛLİYETİMİZ

Osman Nûri TOPBAŞ       HERKES BİR HİZMETTE   1750 yılında Osmanlı Devleti’nin topraklarını gezen Avukat Guer, seyahatnâmesinde ecdâdımızın kardeşlik mes’ûliyetini şöyle anlatır:   “Kimi müslümanlar;    •Hapishâneleri gezer borç için yatan mahpusları kurtarır.    •Kimisi ihtiyaçlarını ifşâ etmekten utanan fakirlere dağıtmak üzere cami imamlarına para bırakır.   •Kimisi ölmüşlerinin ruhlarına Kur’ân-ı Kerim okunmak üzere vakıf tesis eder. Okuyanlara […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -37- NÛRUN ALÂ NÛR

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM  Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.)   ZÂT ve SIFÂT İLE EHL-İ BEYT OLMAK… Ahmed Zerrûk Hazretleri, önceki kaidede, ehl-i beytin fazîleti üzerinde durmuştu. Diğer taraftan asıl fazîletin nesep ile değil, mâneviyat ile hâsıl olacağına dair de birçok hadîs-i şerif […]

Continue reading »

RAMAZAN’DA EMR-İ Bİ’L-MÂRUF

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM    Ramazân-ı şerif; bütün ehl-i îmânın oruçla, ibâdetle, hayır-hasenatla geçirdikleri, mâneviyâta yoğunlaştıkları bir ay… Şeytanların bağlandığı, rahmet kapılarının açıldığı, fakirle, yoksulla hemhâl olunan bir ay.    Tarihimizde de Ramazân-ı şerîfin mükemmel bir şekilde edâ edildiği bildiriliyor. İmparatorluk zamanında müslümanların yaşadığı her yerde gayr-i müslim zimmîler de yaşardı. Onlar da bu mübârek ayda, müslümanlara hürmeten açıkta bir […]

Continue reading »

Gönüllerin Yönelimi KIBLE MESELESİ -3-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr      Cenâb-ı Hak -celle celâlühû-, kullarının istikametlerini çok açık bir şekilde göstermiştir. Bu çerçevede diyebiliriz ki; kıbleye yönelmeyenin, yönü de belli olmaz!   وَمِنْ حَيْثُ خَرَجْتَ فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِۜ وَاِنَّهُ لَلْحَقُّ مِنْ رَبِّكَۜ  وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ ۝١٤٩ “Her nereden (yola) çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir! Bu (emir de), elbette Rabbinden sana gelen bir haktır (gerçektir). Allah […]

Continue reading »

ALLÂH’IM! BİZİ FELÂHA ERENLERDEN EYLE!

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ عَمْرٍو رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمَا : أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ :  « قَدْ أَفْلَحَ مَنْ أَسْلَمَ ، وَرُزِقَ كِفَافاً، وَقَنَّعَهُ اللّٰهُ بِمَا اٰتَاهُ »  Abdullah bin Amr -radıyallâhu anhümâ-’dan nakledildiğine göre Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:    “Müslüman olan, kendisine yeterli rızık verilen ve Allâh’ın lutfettiği […]

Continue reading »

İNFÂKIN İNCELİKLERİ

Sami GÖKSÜN   Mal ve servet Allâh’ın kullarına verdiği nimet ve emânettir. Bu nimet ve emânetleri Allâh’ın rızâsı doğrultusunda kullanmak bir kulluk vazifesidir.    Bu sebeple;    Sahip olduğumuz zenginlikleri, Allâh’ın rızâsını gözeterek harcamalıyız. Aksi takdirde her türlü zenginliğimizin sahibi olan Allâh’a karşı nankörlük etmiş ve O’na isyan etmiş oluruz. Böyle bir durumda olan kul; sahip olduğu zenginlikleri hayırda harcayarak […]

Continue reading »

MEVLÂNÂ HAZRETLERİ’NİN ÖLÜME BAKIŞI -3-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   «ÖLMEDEN EVVEL ÖLMEK SIRRI» Ölüm ânı geldiği zaman, Allâh’ın rahmetinin tecellî etmesi için bu dünyada bazı zahmetlere katlanmak gerekir. Eğer bu dünyada o zahmetler yaşanırsa; Allâh’ın sana ölüm ânında ve âhirette vereceği ecir, burada katlandığın zahmetlerden katbekat fazla olacaktır. Mevlânâ Hazretleri; ölüm ânı gelmeden, kulun bu dünyada Rabbi ile buluşup, Allâh’ın emir ve yasaklarına uyarak yaşamasını rahmete […]

Continue reading »

İBÂDETLERİN RÛHÂNİYETİ

Osman Nûri TOPBAŞ İBÂDETLE GEÇEN ÖMÜR Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- naklediyor: “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sağlığında Kudâa Kabîlesi’nin Beliyy boyuna mensup iki zât, birlikte İslâm’a girmişlerdi. Bunların birisi şehid düşmüş, diğeri de bir sene daha yaşayıp öyle vefât etmişti.  Talha bin Ubeydullah -radıyallâhu anh-; «–Rüyamda; bir sene sonra vefât eden şahsın, şehid düşenden daha önce cennete girdiğini gördüm ve hayret ettim.» dedi. Sabah olunca […]

Continue reading »
1 2 3 158