HELÂL-HARAM VE GÜNÜMÜZ DÜNYASI

Hadi ÖNAL hadional@mynet.com İlâhî rahmet ve merhamet dîni İslâm; kişinin mutluluğu ve toplumun huzuru için insanoğluna birtakım mükellefiyetler yüklemiştir. İnsanın ve insanlığın hayrına uyulması gereken ve yapılması istenen mükellefiyetlerin yanı sıra yapılması sakıncalı görülerek yasaklanan fiil ve davranışlar da vardır. İslâm’da yenilmesi, içilmesi uygun; yapılması, uyulması meşrû olan fiil ve davranışlar helâl; insana ve insanlığa zarar verici, yaralayıcı, yok edici; […]

Continue reading »

KAPI VE PENCERE

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Gıcırtılı bir sesle kapı tekrar açıldı. Pencere kaşlarını çattı: “–Ey kapı, senin şu gıcırtılı çenenden bıktım. Nedir şikâyetin?” “–Benim başıma gelen senin başına gelmediği için sana göre hava hoş! Sen benim feryadımdan bıktın. Bir de benim çektiklerimi çeksen kim bilir hâlin nasıl olurdu?” Pencere gözlerini kapının üzerine iyice odakladı: “–Nasıl olurdum? Bir kere hiç şikâyet […]

Continue reading »

Saâdetin İstikameti HELÂL YOL

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Dünya hayatında insanoğlunun ufkuna doğru uzanan iki ana yol bulunmaktadır: “Helâl ve haram yol.” İlki, ebedî saâdete götüren, peygamberlerin ve onların izini süren Hak dostları, sâlih kulların yolu; meşrû, temiz, huzurlu, aydınlık yol… Diğeri de, hüsranla sonlanan, Nemrutların, Firavunların, Ebû Cehillerin yolu; gayr-i meşrû, ferdî ve içtimâî tehlikelerle dolu, karanlık yol… Kul hakkını gözetmek ve helâl […]

Continue reading »

YÂSİR AİLESİ -3-

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Yâsir ailesi dendiği zaman akla ilk gelen; sarsılmaz bir îman, tam bir teslîmiyet, sâlih amel, destansı sabır gibi hasletlerin oluşturduğu zirve bir kişilik yansıması olur herhâlde… İslâm’dan dönmeleri için bütün aile fertlerine akla hayale gelmedik bir şekilde, dayanılmaz işkence ve eziyetler ediyorlardı. İnsanlık dışı işlerde hiçbir fırsatı kaçırmayan hâin müşrikler, bu seçkin aileye duruma göre ya toplu […]

Continue reading »

Neseb ve Gönül Yoluyla ALLAH RASÛLÜ’NÜN EHLİNDEN OLMAK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İNSANLIK AİLESİ Cenâb-ı Hak; önce Hazret-i Âdem’i, daha sonra ondan zevcesi Hazret-i Havvâ’yı yaratmış, daha sonra bütün insanlığı da onların neslinden halk eylemiştir. Bu mânâda bütün insanlık tek bir ailedir. Cenâb-ı Hak; zayıf, güçsüz, merhamete muhtaç bir sûrette dünyaya gelen insanı, anne-babasının şefkatine emânet etmiş, insanın aile temelinde, muhabbet ve merhamet zemininde yetişmesini arzu […]

Continue reading »

GÖNÜL DİRİLİNCE…

Hüdâyî ÜSKÜDARLI O günden sonra Orhan gerçekten ve gönülden yeni bir «bismillâh» çekti. O vakte kadar almadığı hem maddî hem de mânevî bir eğitim için kollarını sıvadı. Doktor Selim Bey’in rehberliğinde bir yandan lise derslerini dışarıdan ikmâle gayret ediyor bir yandan da Kur’ân eğitimi alarak kendisini iki kanatlı olarak yetiştirmeye çalışıyordu. Gece-gündüz gayret hâlindeydi. Onun bu güzel gayretleri karşısında taş […]

Continue reading »

Hicret, Gazâ ve Şehâdette İlklerden ABDULLAH İBN-İ CAHŞ -2-

Ömer OKUDAN okudan@yuzaki.com Hicretin üçüncü yılı… Bedir’den tam bir yıl sonrası… Harp için bütün hazırlıklar tamam… Üç binden fazla müşrik; develerine, atlarına binmiş geliyorlar… Bedir’de yaşadıkları hezimetle daha da kinlenmiş bir hâlde geliyorlar… Müşriklerin gayzlarının sebebi, sadece kaybedilen bir savaş değildi elbette. Daha dün türlü işkencelerle yaşama hakkı tanımadıkları mü’minlerin, her geçen gün güçlenmesiydi asıl sebep. Bâtıl düzenlerine ciddî bir […]

Continue reading »

GEÇMİŞTEN BİR HÂTIRA…

Dr. Naif ÖZKUL 1966 senesinde Beyazıt’taki İstanbul Tıp Fakültesi Anatomi amfisinde, yaşı ileri hekimlerin yakından tanıdığı Prof. Dr. Sami ZAN Hocanın «urogenital organlar» konulu dersin açılış merasiminde, amfi her zamankinden farklı lebâleb dolu idi. Öğrencilerden; bu dersi takibe, izlemeye gelenler arasında tıp öğrencileri dışında iktisat ve hukuk öğrencileri de vardı. «Urogenital organlar / üreme ve böbrek anatomisi» dersi; birtakım maket, […]

Continue reading »

EYVAH SÂLEBE’YE! EYVAH SÂLEBELERE!..

İrfan ÖZTÜRK Ramazân-ı şerif ayı münasebetiyle; müftülükçe hazırlanan vaaz ve irşad programında, bize de vaaz görevi verilmişti. Listeye baktığımda, bize zekât ve fitre ile ilgili konular ayrılmıştı. Ramazân’ın son Cuma vaazı, zekâtla ilgili idi. Konuyu hazırlamak üzere ilgili kitaplardan aldığım zekâtla ilgili şu hazin, içler acısı kıssayı okudum: ZEKÂT VERMEKTEN KAÇINAN SÂLEBE BİN HÂTİB’İN ÂKIBETİ Ebû Ümâmetü’l-Bâhilî der ki: Sâlebe […]

Continue reading »

KIRIK SANDIK…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Yol kenarında gelenin geçenin ayağına takılan, kırık bir sandık vardı. Kaç kişiyi yere düşürdü. Kaç kişiyi tökezletti. Bir sürü âh aldı, yığınla kötü söz işitti. Fakat hâlâ kaldırımın üzerinde duruyor, hiçbir yere ayrılmıyordu. En sonunda kaldırım taşlarından biri öfkeden patladı: “–Gidi kırık sandık! Nedir insanlara da bana da şu çektirdiklerin? Yeter artık, çek git tepemden!” […]

Continue reading »
1 118 119 120 121 122 157