İstikbâli İnşâ Edici Bir TARİH ŞUURU

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi NESİLLERCE SÜREN MÛCİZE Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi olan Peygamber Efendimiz’in en büyük mûcizelerinden biri, O’nun yetiştirdiği ashâbıdır. Efendimiz; Kur’ân ve sünnetle, tek kelimeyle ifade edilirse sohbetiyle yetiştirdiği ashâbını, 23 yıl gibi kısa bir sürede, bütün insanlığa kıyâmete kadar nümûne-i imtisâl olacak, örnek bir toplum hâline getirdi. Refîk-ı âlâya hicretinden önce, mânevî mîrasını emin bir şekilde […]

Continue reading »

NE MÜBÂREK ANNELER…

Hüdâyî ÜSKÜDARLI Eminönü-Üsküdar iskelesine yaklaşmışlardı. Ezân-ı Muhammedî başladı. Gökyüzüne duâ hâlinde, yeryüzüne davet hâlinde. Orhan ile yengesi Fatma Hanım’ın gönül kubbelerinde bugün ezan daha bir başka yankılanıyordu. Fatma Hanım durakladı: –Orhan, bugün hayli ziyaretler yaptık. Belki yorulmuş olabilirsin, ama istersen bu davete kulak verdiğimiz gibi bir de gönül verelim. Ne dersin, akşamı Yenicami’de kılalım mı? –Ne demek yengeciğim! Rûhumuz dinlenir. […]

Continue reading »

Sâhibü’l-Ezân… ABDULLAH İBN-İ ZEYD -1-

Ömer OKUDAN okudan@yuzaki.com “Ezânı işittiğiniz zaman (kelime kelime) aynen tekrarlayın. Sonra bana salât ü selâm getirin. Zira kim bana salât ü selâm getirirse Allah da ona on misliyle rahmet eder. Sonra; «Ey bu eksiksiz davetin ve kılınan namazın Rabbi Allâh’ım! Hazret-i Muhammed -aleyhissalâtü ve’s-selâm-’a Vesîle’yi, fazîleti ve en üstün dereceyi nasip eyle! O’nu va‘dettiğin Makām-ı Mahmûd’a ulaştır!» diyerek bana duâ […]

Continue reading »

BİR ZİYARET, ÜÇ KERÂMET…

İrfan ÖZTÜRK Yıl 1983. 17 Nisan Perşembe günü, Kur’ân kursları müfredat programına göre; akāid dersimizin konuları olan mûcize, kerâmet ve istidrac mevzularını işlemiştik. Mûcizelerden bilhassa Peygamber Efendimiz’in ve diğer Peygamberân-i İzâm Hazerâtının mûcizelerinden örnekler verip izah etmiştik. Evliyâların kerâmetleri izah edilip örnekler verildi. Ancak, öğrencilerin bunu daha iyi anlayabilmeleri için canlı bir örneğe ihtiyaç vardı. Öğrencilere; “–Günümüzde de böylece kerâmet […]

Continue reading »

NASIL, NE ÖĞRETİYORSUNUZ?

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Kartallar bir araya toplandı. Uzun zamandır, sıkıntı içindeydiler. Göklerin hür kralları yerde, izbe bir köşede uzun uzun tartışıyordu. İçlerinde gerçekten basîretli ve bilge olanı ise, bu tartışmaların dışında ve bazen de hiçbir yerinde idi. Hararetli konuşmaları sessizce dinliyordu sadece. İri bir kartal bas bas bağırıyordu: –Arkadaşlar! Onu bunu bilmem, bakın tavuklar ne kadar rahat. Üstelik […]

Continue reading »

SA‘D BİN EBÎ VAKKĀS

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr İslâm güneşinin doğduğu günlerde 17-18 yaşlarında olan Sa‘d bin Ebî Vakkās,1 oldukça hareketli ve heyecan dolu bir gençti. En büyük özelliği sevgili annesine olan düşkünlüğü idi. Sa‘d annesine, annesi de oğluna çok düşkündü. Öyle ki; koskoca bir genç olduğu hâlde, sevgili annesinden hiç ayrılmazdı. İslâm ile şereflenmeden üç gün önce gördüğü rüyasını ve ardından da hemen İslâm’a […]

Continue reading »

Hakikî «Bilenler»den Olmak İçin; DUÂ HÂLİNDE BİR ÖMÜR…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi “…Keşke bilselerdi…” (el-Ankebût, 41) HERKESİN KABUL ETTİĞİ HAKİKAT Bütün insanlığın kabul ettiği bir hakikat var. Ehl-i îman da kabul ediyor bu hakikati, ehl-i küfür de… Ârifler de biliyor, gafiller de… Genç de biliyor, ihtiyar da… Fakir de biliyor, zengin de… Zalim de biliyor, mazlum da… Herkesin bildiği bu hakikat, bu âlemin her şeyiyle fânî […]

Continue reading »

O SES…

Hüdâyî ÜSKÜDARLI Sultanahmet Camii’nden çıkmışlardı. Fatma Hanım saatine baktı: –Orhan evlâdım, vaktimiz müsait. İstersen Topkapı Sarayı’nı da görelim. –Tam ben de bu istekte bulunacaktım yengeciğim. –Haydi öyleyse. Birlikte yürüdüler. Hem dolaşıyor, hem sohbet ediyorlardı. Zihinlerindeki tarihî bilgiler, gördükleri ile birleşince birden hareketleniyordu. Fatih Sultan Mehmed Han’ın yaptırdığı ve Sarây-ı Cedîde-i Âmire adını verdiği bu saray, Osmanlı’nın en ihtişamlı yıllarının idare […]

Continue reading »

Kayser Önünde İzzetli Bir Esir ABDULLAH İBN-İ HUZÂFE ES-SEHMÎ -2-

Ömer OKUDAN okudan@yuzaki.com Hicretin dokuzuncu yılı, Rebîu’l-âhir ayının âhiri… Mekke Fethi’nden yedi ay sonra… Vedâ Hutbesi’yle taçlanacak olan ebedî risâletin yirmi ikinci senesi… Allah Rasûlü’nün feyizli tebliğinin bereketiyle şirkten yakasını kurtaran Cezîretü’l-Arab’a huzur ve sükûn hâkimdi. Günler bu minval üzere geçerken emniyet ve âsâyişi bozabilecek bir tehlikenin haberi Medine’ye ulaştı: «Eşkiyalık yapan Habeşli korsan gemileri Şuaybe Limanı yakınlarında görüldüler!»1 Efendimiz […]

Continue reading »

KUŞ RİSÂLESİ (RİSÂLETÜ’T-TAYR)

İmam Gazzâlî – Terc: Mahmut KAYA Rahmân Rahîm olan Allâh’ın adıyla. Yapıları değişik ve türleri farklı kuşlar toplanarak kendileri için bir kral gerektiği sonucuna vardılar. Bunun için Ankā’dan daha uygun birinin bulunmadığı hususunda ittifak ettiler. Onun batıdaki bir adada oturduğunu öğrendiler. Ona duyulan şevk ve istek, kuşları bir araya toplamıştı. Bir an önce ona kavuşup himayesine sığınmaya, çevresinden yararlanmaya ve […]

Continue reading »
1 117 118 119 120 121 158