O’NUN YANINDA OLMAK

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Nûrun kaynağından nur devşirip, nurla nurlanacakları yerde, aydınlıktan kaçarak, karanlık dehlizlere doluşan hâin müşrikler; Peygamberimiz -aleyhisselâm-’ın karşısına her gün bir başka konu ve bir başka yüz ile çıkıyorlardı. Her seferinde de mağlûp oluyorlardı. Yine öyle olmuştu. Kureyş müşrikleri; ileri-geri konuşup, hakaretlerinin yanında, bunca sataşmalarına rağmen, Peygamberimiz -aleyhisselâm-’ın yanından yine kızarak ayrılıp gittiler. Bu büyük tartışmanın […]

Continue reading »

GÖNÜLLERİ FETHETMEK EN BÜYÜK FETİH

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Fetihlerdeki Ulvî Gaye; GÖNÜLLERİ FETHETMEK EN BÜYÜK FETİH Hicretin sekizinci senesiydi. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Mekke’yi maddeten ve mânen fethediyordu. Muhâcir bir fert olarak çıktığı şehre, muzaffer bir kumandan olarak giriyordu. Yâr-i gārı Ebûbekir -radıyallâhu anh- ile gizli-saklı çıktığı mübârek şehre, 8 senelik bir ayrılıktan sonra on bin kişilik mü’min ordusuyla […]

Continue reading »

TEMSİL İLE TEBLİĞ

YAZAR : Sami GÖKSÜN Peygamberler Sultanı, Allâh’ın Arslanı Ali’yi karşısına aldı ve bizler için de altın bir öğüt olan şu ölçüyü verdi: “Allâh’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidâyete kavuşturması; senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fezâilü’l-ashâb, 9) Hepimizin en büyük arzusu bu. Bir insanın hidâyetine vesile olmak… […]

Continue reading »

Hakk’ın Hoşnutluğunu; KALBİ KIRIKLARIN YANINDA ARA…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KAPIYA GELEN SARHOŞ Bir gün Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri’nin dergâhının kapısına, üstü başı kusmuk içinde bir sarhoş gelip dayandı. Tekkenin hizmetkârları, sarhoşluğundan dolayı bu adamı hışımla karşılayıp; “–Ne istiyorsun?” diye sordular. Dili dolaşık vaziyette cevapladı: “–Mevlânâ Hazretleri’ni göreceğim!” Hizmetkârlar adamı içeriye sokmadıkları gibi; “–Utanmıyor musun bu hâlinle bir de dergâh kapısına gelmişsin?!.” ve benzeri […]

Continue reading »

İnsanlığa Kurtuluş Çağrısı: TEVHÎDE GEL TEVHÎDE…

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: أَسْعَدُ النَّاسِ بِشَفَاعَتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَنْ قَالَ لاَ إِلٰهَ إِلاَّ اللّٰهُ ، خَالِصًا مِنْ قَلْبِهِ أَوْ نَفْسِهِ “…Kıyâmet gününde şefaatimle en fazla mesut olacak kişi, tüm kalbiyle veya gönülden; «Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka ilâh yoktur.» diyen kişidir.” (Buhârî, İlim, 33) BİR MESAJ: Tevhîdi hayatının merkezine al. Kitaplarda yazılıdır, Gönüllerde […]

Continue reading »

MÎRÂC-I NEBÎ’DEN GELEN HEDİYE ve MÜJDELER

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Namazlarımızda otururken tahiyyat duâsı okuyoruz. Tahiyyat; hicretten bir yıl önce, Receb ayının 27’nci gecesi vukû bulan Mîrac hâdisesinde meydana geldi: Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- «Kābe-kavseyn»e erişince kendisine işaret edildi: (Rabbine selâm ver!) -Aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz; “–Ettehiyyâtü lillâhi ve’s-salevâtü ve’t-tayyibât.” dedi. Cenâb-ı Rabbi’l-Âlemîn; “–Esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtüh.” buyurdu. Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- hemen; […]

Continue reading »

TARTIŞMAK DEĞİL, TÂBÎ OLMAK

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamberimiz -aleyhisselâm- başta olmak üzere, ashâb-ı kirâmın büyük gayretleri ile İslâm güneşi; her geçen gün yeni bir nasipli gönlü aydınlatıyordu. Bunca aydınlığa rağmen, karanlık düşünceliler, ısrarla karanlık kuytularda toplanıyor, karanlık kararlar alıp duruyorlardı. Yine bir gün Kureyş müşriklerinin en önde gelenleri, güneş battıktan sonra Kâbe’nin arka tarafında toplantıya oturmuşlar, ateşli bir tartışma içine girmişlerdi. Sonunda […]

Continue reading »

DİKKAT DÜŞMAN!

YAZAR : Sami GÖKSÜN Düşman; birinin kötülüğünü isteyen, ona nefret besleyen ve zarar veren şey veya kişidir. İnsan normal hâlinde dikkat etmeyebilir, her an teyakkuzda beklemez. Fakat bir düşman ikazı varsa, bir düşmanlık, bir saldırı alârmı varsa; pür dikkat kesilir. Askerlerimiz sınırlarımızda, karakollarımızda nöbet bekler. Herkes sabaha kadar uyurken, onların gözüne uyku girmez. Sulh zamanında bile… Niçin? Fırsat kollayan düşman; […]

Continue reading »

Severek ve Sevdirerek Tâlim ve Terbiyede; EN MÜSTESNÂ REHBER 

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi PEYGAMBER SANATI Eğitimcilik, insan yetiştirme sanatıdır. Bu sanatı icrâ eden en büyük sanatkârlar da peygamberlerdir. Her sanatkârın mahâreti, ortaya koyduğu eserden anlaşılır. O hâlde bütün cihan îtirâf eder ki; Câhiliyye toplumundan sahâbe neslini yetiştiren Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de beşeriyetin görmüş olduğu en mükemmel eğitimcidir. Nitekim İslâm Hukuku metodolojisinin en mühim sîmâlarından Karâfî; […]

Continue reading »

DİKENİ GÜLE DÖNDÜREN AHLÂK MÜŞRİK MİSAFİR

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi   Devir, asr-ı cehâletti. Zulüm bataklığında ve küfür karanlığında insanlık can çekişmekteydi. İnsanlık, nefsâniyetin hoyratlığı, kabalığı ve katılığı elinde perişandı. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz böyle bir devirde vazifeye başladı. Âdetâ bataklıktaki insana; sabırla, hilimle, af, cömertlik ve merhametle yaklaştı. Cemâlî sıfatlarla, muhabbetle el uzattı. Temizledi, tezkiye etti, arındırdı… Hint Okyanusu’nun dibindeki […]

Continue reading »
1 104 105 106 107 108 170