Tasavvuf Deryâsı SEYYİD TÂHA’L-HAKKÂRÎ -kuddise sirruh- HAZRETLERİ

YAZAR : Aydın TALAY aydintalay@gmail. com Dökülen takvim yaprakları ve su gibi geçip giden hayat serencâmı içinde, Allâh’ın emri istikametinde topluma yön vermeye çalışan mârifet erbabının gayreti başkadır. Zira onlar muhabbetin yoğurduğu, hizmetin coşturduğu gönül insanlarıdır. İşte Silsile-i Aliyye’nin otuz birinci halkasını teşkil eden ve 19. yüzyılda yaşayan Seyyid Tâha’l-Hakkârî Hazretleri; bu mübârek zâtlardan olup, dağları da bağları gibi çekici […]

Continue reading »

FİTNE MESAJLARI

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com İletişim bilimlerinde bir kuraldır, bir bilgiyi muhataba iletmek için harekete geçen tarafın gayesi hemen hemen her zaman «ikna etmek»tir. İkna etmek, karşı tarafın kanaati üzerinde bir tesir yapmak demektir. İster bir şeye inandırmak, ister inancında şüpheye düşürmek, isterse de inancını kuvvetlendirmek maksadıyla olsun; her ileti, muhatabın bu yönlendirmeyi reddetme veya direnme temâyülünü aşmayı hedefler. […]

Continue reading »

MUSA KÂZIM EFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com “Günah işlemek, Allah’tan uzaklaşıp şeytana yaklaşmaktır!” MUSA KÂZIM EFENDİ Bu ay sizlere; “Günahın sevgiliden uzaklaştırdığını bilmeyen; tövbenin rûhu olan nedâmete yaklaşmaz, Allah’tan uzak olduğuna dair nefsinde bir acı hissetmez. Gönlünde bu ıstırabı duymayan Allâh’a rücû edemez, dönemez. İşte bu dönmenin mânâsı, o günahı terk ve bir daha yapmamaya niyet ve azmetmektir.” diyerek, mahbûba vâsıl olabilmek […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler
ZAMANI GELMEDİ Mİ?

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com   Fudayl bin İyaz -kuddise sirruh-, 725’te Horasan’da doğdu. Aslen Kûfeli bir ailenin evlâdıdır. Kuşeyrî’nin verdiği bilgiye göre Fudayl gençliğinde Merv ile Ebiverd arasında eşkıyâlık yapan bir çete reisiydi. Buna rağmen basit şeylere tenezzül etmeyen mert bir şahsiyete sahipti. Âşık olduğu câriyenin evine girmek için duvara tırmandığı sırada içeride Kur’ân okunuyordu. Bu arada duyduğu; […]

Continue reading »

MUHAMMED ES‘AD ERBİLÎ HAZRETLERİ’NİN MÜLEMMÂ GAZELİ’Nİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ…

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Min hecrike yâ munyeti innî lealîlu Ve’d-dem’u mine’l-ayni ile’l-haddi yesîlu «Tallâhi lekad âsereke’llâhu aleynâ»* An na’tike yâ Yûsufu innî lekelîlu Derdinle zebun olduğumu gizlemek olmaz El-kâlu mine’l-bâli ale’l-hâli delîlu Etsen n’ola bir kerre bu bîmâra terahhum El-kalbu esîrun leke ve’r-rûhu dahîlu Vaktâ ki gelür hâtıra ol gözleri âhû Er-râhatu testevhişü ve’l-mevtu yemîlu Kesmem beni […]

Continue reading »

Yaşamaktan mı Yaşamamaktan mı? YAŞLANMAK

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Tasavvufta mürşid için kullanılan kelimeler: Şeyh: Arapçada yaşlı, büyük. Pîr: Farsçada yaşlı. Baba, Dede: Türkçemizde malûm aile büyükleri. Bir kültürün, bir mefhumu nasıl adlandırdığı önemli bir ipucudur. O mefhumun o kültürdeki yerini bu ipuçlarından hareketle anlayabiliriz. Mürşid kelimesine sıfat olarak gelen ve «olgun» demek olan «kâmil» de yaşlılık için kullanılan tabirlerden. Sinn-i kemâle ulaşmak, […]

Continue reading »

Müslümanların İkinci Baharında; İSLÂM DÜŞÜNCESİ

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İslâm düşüncesinde umumiyetle üç metot olduğu kabul edilir. Bunlar kelâm, felsefe ve tasavvuftur. Kelâm; nassı dikkate alan, fakat onu akılla anlayıp desteklemeye çalışan metottur. Ancak mütekaddimîn (öncekiler) denilen Gazâlî (ö. 505) öncesi kelâm ile müteahhirîn (sonrakiler) denilen Gazâlî sonrasındaki kelâm arasında da belirgin bir fark vardır. Mütekaddimînin aksine müteahhirîn metot bakımından Mûtezile’ye yaklaşarak […]

Continue reading »

KİMİN ELİNDEN TUTACAĞIZ?

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com İslâm hakkında birçok yorum var. Herkes İslâm hakkında konuşmayı bir görev addediyor. Tabiri câizse ağzı olan herkes konuşuyor. İşin ehli de konuşuyor ehli olmayan da… Sonuçta bir karmaşa ve kargaşa ortamı meydana geliyor. Bununla birlikte bazı konuşanlar insanları öyle etkiliyor ki, etraflarında bir sürü insanın olduğu bir cemaat bile teşekkül ediyor. Cahil insanları birçok manipülâsyon […]

Continue reading »

Çokluk Girdabında; BİRLİK EKSENİ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Âhirzamanda en büyük imtihanımız nedir? Belki bir değil birçok şey ama hepsinin de temelinde, bizi oyalayıp, eğlendirdiği bildirilen «tekâsür» yani «çokluk, çoğalma»nın en geniş daireye kadar dallanıp budaklanması… Gerçekten de her şeyde ama her şeyde akıl karıştıran, dikkat dağıtan, hani âyet-i kerîmede «elhâküm: Sizi oyaladı» ifadesiyle özetleniverdiği gibi; tasavvufta gaye olarak gösterilen «cem‘iyyet» hâlinin […]

Continue reading »

Âhirzaman Fitneleri İçinde HIRİSTİYANLAR VE BİZ

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Son zamanlarda İslâm’ın da Hıristiyanlık gibi tahrifata uğramış olduğuna dair bir propaganda yürütülmektedir. Birkaç yıl önce internette yazıştığım bir bayan bana; “Siz başka dinlerin ruhbanlar eliyle yozlaştığını, İslâm’ın bozulmadan korunduğunu ileri sürüyorsunuz ama ben duydum ki İslâm da benzer bir süreçten etkilenmiş, belli otoriteler vasıtasıyla yorumlanmış.” gibi bir şeyler söyledi. Bu kişinin genel eğilimi, […]

Continue reading »
1 4 5 6 7