62. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, 2010… Bu yıl, doğumların en kutlusu olan Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi’nin dünyayı teşrîfi bir başka vesileyle beraber kutlanıyor. Mîlâdî 610 yılında, Mekke-i Mükerreme’de, Nur Dağı’nda, Hira Mağarası’nda Hakk’ın Habîbi’ne Allah Kelâmı vahyolunmaya başladı. Bu sene arzın; vahy-i ilâhî ile nurlanmasının, bereketlenmesinin, şereflenmesinin 1400’üncü yıl dönümü… Kur’ân-ı Kerim ve Fahr-i Kâinat… Cenâb-ı Hakk’ın insanlığa iki büyük hediyesi… Biri zarf, diğeri […]

Continue reading »

61. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Topraktan yaratılan insan, ekseriya toprak vesilesiyle rızık bulur. Evi için arsaya, ekip biçmek için araziye ihtiyaç duyar. Hattâ yeri-yurdu belli bir mezar içinde muhtaçtır toprağa… Fertten millet plânına çıktığımızda, îmar edecek bir yurda, bir vatan parçasına ihtiyaç duyar. Fakat, insan gibi, onun özü olan toprak da kıymetlidir. O kıymete sahip olmak isteyen niceleri vardır. O yüzden sahip çıkmalıdır, […]

Continue reading »

60. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Yaşadığımız şu âlem; hiç şaşmadan, kusursuzca çalışan bir saate ne kadar da benzer. Fennin tespitlerine göre yüz milyonlarca yıldır tıkır tıkır çalışan bu intizamlı tik-takın bir de kurulu olduğu saat var. Kur’ân lisanınca «es-Sâat: Kıyâmet…» İnsanın değişmez hakikati ölüm… Varlığın, kâinatın değişmez hakikati de kıyâmet… Ebediyet âlemine geçişin başlangıcı… Yarın diye adlandırılabilecek en kesin hakikat bu… Öyle ki; […]

Continue reading »

59. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Kış günlerindeyiz. Nezle, soğukalgınlığı, grip yanında bu kış bir başka gündem daha bizi ve bütün dünyayı meşgul etti: Ölümcül bir yeni grip, bir yeni hastalık daha… Dün veba, verem gibi salgın hastalıkların yenilmesi; bilimin bir zaferi olarak görülüyordu. Şimdi ise, obeziteden türlü kanser çeşitlerine nevzuhur pek çok hastalığın, bilim ve teknoloji kullanımındaki ölçüsüzlükten kaynaklandığı dile getiriliyor. Bu ölçüsüzlüğün […]

Continue reading »

58. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, İnsanlık bölük bölük akıp gidiyor. Millet, iklim, din ve fırkalar hâlinde kendi önderlerinin, fikir ve kanaat öncülerinin tavsiyeleri istikametinde yollar tutturmuş gidiyor. Tavsiyelerin isabetli olup olmadığı, hikmetli olup olmadığı, yolun sonunda belli olacak. Dünden bugüne biz hangi tavsiyelere kulak verdik? «Edep Yâ Hû!», «Bu da Geçer Yâ Hû!..», «Hoş gör!» ve daha nice hikmetli tavsiyeyi, mâneviyat âleminin sultanlarından; […]

Continue reading »

57. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Takvimleri ve gündemleri ibâdetler belirliyor. Önümüz Kurban Bayramı… Kurban Bayramı’nı kimileri senede bir günlük hayvanseverlik (!) günü olarak kutlarken; kimileri onu, teslimiyet ve fedâkârlığın hatırlatıcısı, yan komşudan Afrika ve Moğolistan’a dek bütün muhtaçlara bir el uzatma fırsatı olarak değerlendiriyor. Kimi tembel, egoist tıynetleri, yaklaşan dört günlük bayram tatili heyecanlandırırken, Cenâb-ı Hakk’ın cemâlî sıfatlarıyla kalpte beraberlik kıvamından hisse alabilmiş […]

Continue reading »

56. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Eğitim mevsiminin başlangıcındayız… Çocuklarımızı okullarına bin bir umutla gönderdiğimiz mevsim. Bugün eğitimin lüzumunu artık herkes kabul ediyor. Fakat hangi eğitim? Nasıl ve niçin eğitim? Bilginin kıymetini herkes takdir ediyor. Fakat hangi ilim, hangi bilgi? Bu sorular etrafında evlâtlarımızın günümüz eğitim ve öğretim anlayışıyla gerçekten ihtiyaç duydukları edep ve terbiyeyi, mânevî ilmi tahsil edebileceklerinden emin miyiz? Yoksa ışıltılı, yaldızlı […]

Continue reading »

55. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Yaratıcımız, mâbûdumuz Rahmân, Rahîm, Erhamu’r-Râhimîn… Peygamberimiz Rahmet Peygamberi… Âlemlere Rahmet… Dînimiz rahmet ve merhamet dîni… Ya bizler, ya cemiyetimiz? Atalarımız gibi bir merhamet toplumu teşkil edebildik mi? Semâ ehlinden merhamet ve ihsan dilenen bizler, arz ehline merhamet ve rahmet arz edebildik mi? Yoksa merhamet ve rahmet nedir, onu dahî unutmaya mı başladık? Rahmet Mevsimi Ramazân-ı şerif ve ancak […]

Continue reading »

54. Sayı Takdim

Gelecek… Er geç gelecek. İstikbal, bizi istesek de istemesek de karşılayacak. Aslında gelecek gelmiyor; biz, ona gidiyoruz. Bizi ona götüren zamanı durdurmaya imkânımız yok. Fakat gittiğimiz yolu değiştirerek, bizi bekleyen istikbâli, varacağımız son durağı değiştirmek elimizde… Tercihlerimiz; «Nasıl bir bugün?» yerine; «Nasıl bir gelecek?» hesabı üzerine kurulmalı. Yolun konforu, rahatı değil, varılacak adresin huzuru lâzım bize… Neticeye bakan, âkıbeti düşünen […]

Continue reading »
1 263 264 265 266 267 274