SİPERDEN MEKTUP

İbrahim Alâaddin GÖVSA Allâh’a duâ et, düşman tırpanı, Devlet ağacını yolmasın; anne! Altında dökülsün oğlunun kanı, Bayrağın gül rengi solmasın; anne! Köyden biri geldi taburumuza; Meğer söz kesilmiş muhtarın kıza; Gece niyet tutup baktım yıldıza: Artık söyle o iş olmasın; anne! Düşünme boş gelse posta tatarı; Siperden akın var yarın dışarı: Kadere râzı ol; uzun yolları, Bekleyen gözlerin dolmasın; anne!

Continue reading »

TANRI MİSAFİRİ

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim! Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var, Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar; Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi, bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için, Bu kış yolculuk var, diyorsa için; Beni […]

Continue reading »

HAK YOL İSLÂM’DIR!

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hıristiyanlığa reddiye yazan ilahiyatçı mühtedî David Benjamin Keldânî, 1866’da İran/Urmiye’de doğdu. 1895’te Süryânî rahibi oldu. 1904’te İstanbul’a geldi. Şeyhülislâm Cemâleddin Efendi ve II. Abdülhamid Han’la görüştü. Daha sonra kelime-i şahâdet getirerek müslüman oldu ve «Abdülehad Dâvûd» adını aldı. Padişah tarafından Dâru’ş-Şafaka ve Dâru’l-Fünûn’da muallimliğe tayin edildi. Bilinen en meşhur kitabı İncil ve Salîbdir.* İstanbul’da […]

Continue reading »

BİR «ÜF» BİLE KIRABİLİR!..

YAZAR : Halil KAŞIKÇI İnsanın kendisine ve hayata bakışı her yaşta aynı değildir. Çocukluk, delikanlılık, orta yaşlar ve yaşlılık, her birinin kendisine mahsus hususiyetleri vardır. Aynı insan, yaş ilerledikçe bazı değişimler geçirir. İnsan meselâ kırk yaşlarında iken, kendisine söylenen bir sözü kaldırabiliyor veya yapılan bir latîfe ona batmıyor. Fakat altmış-yetmiş yaşlarına geldiğinde aynı söz veya aynı şaka batıyor, buna tepki […]

Continue reading »

Korunması Gereken En Mühim Kalemiz; AİLEMİZ

YAZAR : Raif KOÇAK Allah Teâlâ; tekliği yani vahdâniyeti kendisine münhasır kılmış, bütün mahlûkātı ise çift olarak yaratmıştır. Yarattığı mahlûkatın arasına cezb ve incizab kanunu koyarak onları birbirlerine yaklaştırmış, maddî ve mânevî olarak birleşmelerini ve bütünleşmelerini sağlamıştır. Eşref-i mahlûkat olan insanın fıtratında yer alan muhabbetin dâim olması, neslin temiz kalması ve korunması için aile hayatını zarurî kılmıştır. İslâm dîni, aileye […]

Continue reading »

HER HABERE İNANMA!..

YAZAR : Mehmet MENCET Hayatın getirdiği her vakadan, her haberden ders çıkaralım. Fakat her duyduğumuza inanmayalım. Bugün maalesef gerek medyada; gerek sanal âlemde birçok haber yalan-yanlış aktarılabiliyor. Hâlbuki bu çok büyük bir kul hakkı. Bazıları sonradan düzeltilse bile akıllarda soru işareti kalıyor… Anlatacağım hâdise bu hakikate bariz bir misal: Bir arkadaşımızın kız kardeşi, İstanbul’da tren hattının geçtiği bir yerde oturuyordu. […]

Continue reading »

Merhameti Unutmuş Bir Eğitim

YAZAR : M. Aşır KARABACAK ma.karabacak@gmail.com Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- anlatıyor. Bir adam gelerek; “–Ey Allâh’ın Rasûlü! İyi davranıp hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir?” diye sordu. Hazret-i Peygamber -aleyhissalâtu vesselâm-; “–Annen!” diye cevap verdi. Adam; “–Sonra kim?” dedi. Rasûlullah -aleyhissalâtu vesselâm-; “–Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar; “–Sonra kim?” dedi. Rasûlullah -aleyhissalâtu vesselâm- yine; “–Annen!” diye cevap […]

Continue reading »

ÜMMÎ AMA VEHBÎ ÖRNEK BİR ANNE

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com Vefatından yaklaşık on gün önce kızına telefon açıp gördüğü rüyayı anlatır. Rüya sırlıdır, müjdelidir. Ömrü boyunca muhabbetle tâbî olduğu büyük zâtları kendisini âdeta karşılar ve davet eder vaziyette görmüştür. Artık öte âlemden haber gelmiştir. O, bunun farkındadır. Mecâli olmadığı hâlde hasta olan yakınlarını ziyaret eder, helâlleşir. Bir yakınına; «Vasiyetimdir…» deyip bazı şeyler […]

Continue reading »

BENİM ANNEM

ŞAİR : M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com Yılın dört mevsimi, dördü de kıştır, Bahara gözleri yummalı annem. Mektep nedir bilmez, telâşı iştir, Poyrazdan öğrenir şimâli annem. Güneş paslı doğar başına onun, Izdırap sevdalı kaşına onun, Gözyaşları damlar aşına onun, Elemin, kederin hamalı annem. Hasret kaldı bir kokulu çiçeğe, Isınmadı hayat denen gerçeğe, Ürkekliği benziyordu serçeye, Hüzünle, hicranla kumalı annem. Acele ettikçe […]

Continue reading »

BÖYLE BİR HÂL OLDU BANA

ŞAİR : Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Doğdum, kucağına aldı kokladı, Yaşadıkça yüreğinde sakladı; «Baba» diyecektim, dil oldu bana… İlk adım atarken elinden tuttum, Sonra gideceğim yeri unuttum; Babam hatırlattı, yol oldu bana… Yürüdük dikenli, taşlı yollarda, Bekledim, gözlerim yaşlı yollarda; Gözyaşımı silen el oldu bana… Aklımca her şeyi bilirdim güya, Ama muhtaç oldum bir yudum suya; Coştu ırmak oldu, göl oldu […]

Continue reading »
1 2 3 5