ÜMMÎ AMA VEHBÎ ÖRNEK BİR ANNE
YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com
Vefatından yaklaşık on gün önce kızına telefon açıp gördüğü rüyayı anlatır. Rüya sırlıdır, müjdelidir. Ömrü boyunca muhabbetle tâbî olduğu büyük zâtları kendisini âdeta karşılar ve davet eder vaziyette görmüştür.
Artık öte âlemden haber gelmiştir. O, bunun farkındadır. Mecâli olmadığı hâlde hasta olan yakınlarını ziyaret eder, helâlleşir. Bir yakınına;
«Vasiyetimdir…» deyip bazı şeyler söyler;
“Aman namaza dikkat edin, çocuklarım sana emânet, kefenime şunu koyun.” der.
Ve o gün geldiğinde kelime-i şahâdetlerle, kelime-i tevhidlerle; «Allah!.. Allah!..» diyerek rûhunu teslim eder.
Takvim yaprakları 23 Temmuz 2017’yi göstermektedir.
Havva İz Annemiz…
O, sevdiklerine kavuşurken bizlere çok şeyler bırakmıştı. Ümmî ama vehbî hâliyle nasıl bir eş olunur, nasıl bir anne olunur, en önemlisi nasıl bir kul olunur, sabır, tevekkül, teslîmiyet bütün bunların canlı bir timsâlini bizlere göstermişti.
O, sabrın zirvesindeydi. Çile ve ıstırap dolu hayatında bir defa olsun ağzından şikâyet ve isyan sözleri çıkmamıştı. Bilâkis etrafına nur saçıyordu. Gören onu hep sekînet içerisinde ve mütebessim bir çehre ile görürdü.
Kocaya itaat konusuna çok önem verir, kızlarına ve gelinlerine;
“Aman yavrum kocanıza itaatsizlik etmeyin. Cenneti itaatle kazanacaksınız.” der ve şu misali verirdi:
“Kocasının karşısında konuşanın dili mahşer günü metrelerce uzayacak, cennete gireyim diyecek ancak uzayan diline basacak ve cennete giremeyecek.”
Onun için önemli olan Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmaktı;
“Takdir aldım.” diyen torunlarına şöyle derdi:
“Allah dünyada da âhirette de takdirlik etsin yavrum.”
Dilinden zikir ve duâ hiç düşmezdi. Su verene;
“Allah su gibi devlet versin.” der, birisi bir iyilik yaptığında;
“İyi gün göresin yavrum.” diye duâ ederdi.
Kimsenin kalbini kırmaz, kimsenin üzülmesini istemezdi. İyilerin de zarar görebileceğini düşünerek öfkeli insanlara karşılık verilmemesi sadedinde;
“Aman yavrum, hama derken hasa değer.” derdi.
Namaza çok dikkat eder, namazı severdi. Sık sık;
“Allah abdest, namaz muhabbeti versin.” diye duâ ederdi.
Zaten abdestsiz yere basmazdı. Abdesti bozulsa hemen abdest alırdı.
Teheccüd hassâsiyeti bambaşkaydı. Seyr u sülûk yoluna girdiği andan itibaren her gün seher vaktinde kalkıp teheccüd namazını kılar ve evrâd u ezkârını yerine getirirdi.
O avâm gibi görünürdü. Giyimine, yemesine içmesine pek önem vermezdi ama bambaşka sırlı hâlleri, haberleri ve hikmetli ikazları olurdu.
Allah rahmetiyle muamele eylesin, sevdikleriyle beraber haşreyleyip sâlihler zümresine dâhil eylesin…
Dili hep güzel sözlerle doluydu şu ince ifadeler konuşmalarından hiç eksik olmazdı:
Allâh’ım! Sana ettim emânet, isterim sağ-selâmet.
«İyiliği kimden öğrendin?» demişler; «Kötülük yapandan» demiş. Biz bakacağız ha bu kötü oluyor diyeceğiz, yapmayacağız.
Allah taksîrâtımızı affetsin.
Rabbim kul hakkıyla huzûruna çağırmasın; «Râzıyım» dediği kullarından eylesin.
Rabbim bizleri kendine lâyık kul, Efendimiz’e komşu eylesin, şefaatine nâil eylesin.
Bedduâ iki tarafı keskin bıçak gibidir, yapanı da keser yapılanı da. Ne gereği var? Rabbim ıslah etsin diye duâ edeceğiz.
Ah yavrum ah! Moda diye giyiniyorlar böyle moda mı olur? Rabbim ne olur bu gençlerimize hidâyet ver; namaz-abdest muhabbeti ver, Allah-Peygamber sevgisi ver!
Yavrum yüzünüze tüküren olursa; «Elhamdülillâh!» deyip silin, sakın aynıyla muamele etmeyin!
Konuşmayanla önce siz konuşun. Ne olur ki ya, Uhud Dağı kadar ecri var değmez mi?
Allah Kerîm.
Parmaklarına nur doğsun!
Sen de evlâtlarından gün göresin!
Dînin îmânın arı duru olsun!
Rabbim rızâsına uygun tertemiz hâller versin!
Vefâtı için Tâlî’nin yazdığı tarih şiiri ile bitirelim:
Bir sâliha anne, Râbia-remiz,
Zâhirde ümmiydi, irfanda deniz.
Duâlı bir ağız, zâkir bir gönül,
Secde izli sîmâ, nûrânî beniz…
Bir ömür seherde hazırladı o,
Şeb-i arus için kalbinde çeyiz…
Mevlâ’ya âdeta davetle gitti,
Arı duru îman, hâli tertemiz…
Hüsn-i şehâdetle dilden düşsün “âh!” (6)
Vefâtına tarih söyleyelim biz:
“Bıraktı cihanda sâliha bir iz;
Ehl-i cennet ola Havvâ Annemiz…” 1444-6=1438
بيراقدي جهانده صالحه بر ايز
اهــل جنت اولا حـــوا آننه مــز
Rûhu için üç İhlâs ve bir Fâtiha istirhâm ederiz.