Doğudan Batıya VAKIF MÜESSESESİ

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Her medeniyetin kendine mahsus idealleri, değerleri ve prensipleri olduğu gibi; bunların hayata geçirilmesi için tesis edilmiş müesseseleri vardır. İnanılan dünya görüşünün sadece bir ideal, bir mefkûre olarak kalmayıp hayata biçim verebilmesi için bu müesseseler gereklidir. Bir medeniyetin rûhu olan inanç ve değerler bu müesseselerle şekle bürünür ve âdeta o medeniyetin sembolü olur. Meselâ kapitalist dünya görüşünün […]

Continue reading »

GERÇEK MEDENİYETİN TEMEL TAŞI

Aydın TALAY aydintalay@gmail.com Vakıf; insanlardan karşılığını beklemek, mal-mülkü artırmak, maddî ilgi uyandırmak ve teveccüh için değil, sadece Allah rızâsını kazanmak için kurulan hayır müessesesidir. Varlığın Allâh’a adanmasıdır. Aslında her Müslüman malı ve canı ile bir vakıftır. Zira Bakara Sûresi’nin 156. âyetinde Hak Teâlâ meâlen şöyle buyurur: “Bizler Allâh’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” Bütün ibâdet ve ilâhî emirlerde de bu […]

Continue reading »

50. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, O’na medyûnuz. O, Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e… Varlığımızı borçluyuz O’na; O güzellik şâhikası doğsun diye var oldu cihan… Çünkü Rabbimiz, O’na; «Habîbim» dedi. Dînimizi, ahlâkımızı, edebimizi medyûnuz O’na; En yüce ahlâk üzere, güzel ahlâkı tamamlamak için geldi… Vefâ borcumuz var O’na; Bizim için, ümmeti için çarpan kalbi, Sûr’a kadar bizim için istiğfar hâlinde olacağı ve […]

Continue reading »

Hülâsa-i Mevcûdat Efendimiz’den HÜLÂSA-İ KELÂM

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Yok bile yokken O vardı; O bir nur… Ki mutlak saffet. Âdem, Allâh’a yalvardı; O nur için beni affet! (Necip Fazıl) Kâinât’ın Fahr-i Ebedîsi Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in nûru, bütün varlıklardan önce yaratılmış, gökler o Nûr’a âyîne; yerler O Gül’e toprak; nehirler ve ummanlar O Gül’e su… olsun diye var edilmiştir. Varlığın özü, zübdesi insan, […]

Continue reading »

ULU KANDİL’İN AYDINLIĞINDA

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com O yokken, kapkaraydı yeryüzünde cehaletin karanlığı. Karaydı bahtı insanların O yokken… Zil karaydı, katran karasıydı dünyası kadınların. Töreler; güçlünün dilediği yerde, dilediği zaman ve dilediği kişinin sırtında şaklattığı bir kırbaçtı. Zengin fakiri uşak, güçlü güçsüzü köle etmişti kendine. İdrak denen ceylân yakalanmıştı iblisin kemendine… Sevgi, adalet ve merhamet terk etmişti yeryüzünü. Nefret ve zulüm kol geziyordu sahipsiz […]

Continue reading »

O’NA VEFÂ BORCUMUZ VAR

Prof. Dr. Ali AKYÜZ: 1958 yılında Sakarya-Akyazı’da doğdu. 1978 yılında Sakarya İmam-Hatip Lisesinden, 1982’de İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsünden mezun oldu. Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesindeki vazifesine, araştırma görevlisi olarak 1985 yılında başladı. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde hazırladığı Said bin Mansûr’un Musannefi’nin Yeniden İnşası adlı doktora tezini 1992 yılında tamamladı. 1998 yılında doçent oldu. Hâlen Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde profesör olarak […]

Continue reading »

Muhabbet Güneşine Pervâne Kesilmiş YAMAN AŞKIYLA YANAN DEDE

İbrahim Hakkı UZUN mecnun@yuzaki.com Bu âlem, sadece görebildiklerimizle sınırlı değil. Göremediğimiz ve idrak edemediğimiz kim bilir ne kadar ince ve derin hakikatler mevcut. Bu ince ve derin hakikatlerden bîhaber, zulmet karanlığında kalmış ve donuk bir hâle gelmiş bulunan idrakler; içinde bulundukları donukluktan, ancak İslâm güneşi ile kurtularak hayata avdet ederler. Îman nimetiyle şeref bulup, gönül semâsının karanlıklarını aydınlatan bu güzel […]

Continue reading »

Ölü Toprağı Dirilten RAHMET

Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@yuzaki.com Rusya dışındaki Avrupa kıtası büyüklüğünde bir yarımada… Ekseriyetinde çetin çöl şartları hâkim… Ve böylesi geniş bir coğrafyada her biri kendi lehçesiyle konuşan birçok kabile… Irak’ın güneyindeki Hîre’de Sâsânî-İran İmparatorluğu’na bağlı olan Lahmîler ve Suriye’nin güneyinde Bizans’a bağlı olan Gassânîler dışında hiçbir siyasî teşekkül yok… Yarımadanın güneyinde bulunan Yemen önce Habeşliler, sonra da Sâsânîlerin işgaline uğramış vaziyette… […]

Continue reading »

ALLAH SEVGİSİNİN EDEBİ

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Kültür dünyamızın en temel unsuru tasavvuf irfanı ise, tasavvuf irfanının da en mühim mevzuu Allah sevgisidir. Allah sevgisinin doğrudan veya dolaylı olarak ifadesi, edebiyat ve sanatımızın hem asıl gayesi hem de temel ilham kaynağıdır. Son zamanlarda kültür dünyamızın kendi öz kültürümüze, yani tasavvufa yöneldiğini görmek sevindirici bir gelişmedir. Tasavvufî tecrübe ve hislerin incelendiği eserlerin birbiri ardınca […]

Continue reading »

49. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Dilimiz… Beyan kabiliyetimiz… İnsanlığımızın en mühim alâmeti. Bize mahsus en büyük lütuflardan biri… Ama kemiksiz dilin, ok misali geri dönmeyen her sözü, insanı yükseltmiyor, yüceltmiyor. Kimisi insanı en aşağılara yuvarlıyor. Yücelten de dil, yuvarlayan da… Fark, edep farkı… Şeytanı huzurdan kovduran, edepsiz, küstah dili… Âdem’i huzura döndüren, edepli, istiğfar eden dili… Konuşmak, yazmak, duygulara, fikirlere, kanaatlere, inançlara sözden […]

Continue reading »
1 100 101 102 103 104 117