SÖZÜM GÜLE-ÇİMENE

Servet YÜKSEL Bir yanım kar-boran, bir yanım bahar, Dağlara sığınsam, çöl beni arar, İçimdeki bu yarayı kim sarar? İnsan aczin sularında yüzüyor… Gece sükût üzre, gündüz dîvâne, Kendimi bilmeden sevdim, kime ne! Farzedin ki sözüm güle-çimene, Beni hâlden anlamayan üzüyor… Yorgun düştüm, yollar esrarlı ey dost, Gönül sevdasında ısrarlı ey dost, Saatler ölüme ayarlı ey dost, Toprak dersen gözlerimi süzüyor…

Continue reading »

YOLLAR

Servet YÜKSEL Bir zamanlar yalınayak koşturdum, Al yeleli küheylânı coşturdum, Derin sular, karlı dağlar aştırdım, Yollar beni benden aldı götürdü. Yollar beni gurbetlerde yitirdi. Deli gönül, bir olmazın derdinde, Bekler, bekler ayrılığın yurdunda, Bir ümit şu dönemecin ardında, Yollar hani nerde kaldı beklenen? Yollar kimdir ufuklarda saklanan? Uzun, ince; kıvrım kıvrım içimde, Gül kokardı yaylalara göçümde, Yollar vardır sevincimde, acımda, […]

Continue reading »

BAYRAMLARIMIZ

Servet YÜKSEL Aynı safta buluşmak, gönül gönüle olmak. Huzuru, mutluluğu Hakk’a secdede bulmak, Şükür ki var, bizi biz kılan bayramlarımız. Bir tatlı sükûnetle gülümser arefeler. «Bayram»der yıldızların konduğu şerefeler. Aşkın burcunda hilâl olan bayramlarımız. Bir rahmet ki dağları, taşları bile yıkar. Yetim başı okşayan elleriniz gül kokar. Habîbe salât-selâm salan bayramlarımız. Yarım günlük oruçlar masumlara özeldi! Şeker tadında olmak, sevilmek […]

Continue reading »

MEVSİM HAZANMIŞ MEĞER

Servet YÜKSEL Bizi öksüz bıraktın, ansızın uçup gittin. Dünyaya gönül gönül sevgiler saçıp gittin. Bize vefayı, şükrü, tebessümü öğrettin. Gül açardı gözlerin ötelere hasrettin. Ben hep sende seyrettim, heybetli tevâzuyu. Kim alacak bizdeki endişeyi, korkuyu?.. Bir sevda ikliminde güzellikler dokurdun. O nurlu bakışlarla kalbimizi okurdun. Sefer eyledik dosta, kuşlar gibi peşinde. Hep bizleri düşündün, biz vardık gözyaşında. Dara düştüğüm zaman, […]

Continue reading »

ÇAĞRI

Servet YÜKSEL Zulüm gören mazlumlar, ağlayanlar gülecek. Gelecek Hakk’ın âdil, has kulları gelecek! Ey Türk genci selâm sana, Gözüm yolda yana yana, Gelişini özlüyorum. Karlı dağlar aşa aşa, Gürül-gürül, çoşa-çoşa, Gelişini özlüyorum. «Men esirem» Türkistan’da, Söylediğim her destanda, Gelişini özlüyorum. Merhametle, adâletle, Ceddindeki asâletle, Gelişini özlüyorum. Yûnus gibi tekbirlerle, Kürşad gibi tam kırk erle, Gelişini özlüyorum.

Continue reading »

BİZİM YÛNUS

Servet YÜKSEL Bir insan kırk yılda gül olur açar, Bu eşikte yatan bizim Yûnus mu? Kendini bilmez de dağlara kaçar, Nefse kement atan bizim Yûnus mu? Buğday mı, himmet mi sorma hünkârım? Yarı yoldan döner benim karârım, Gayri bu hasretle yanar, yakarım, Âhı göğü tutan bizim Yûnus mu? Bir kapı ki, eğri odun girmezmiş, Aşkın esrârına akıl ermezmiş, Emaneti her […]

Continue reading »

YAYLA DESTANI

Servet YÜKSEL Bağrında kuzular meler mi hâlâ? Şimdi bizim yaylalarda olsaydım. Çıkıp gelsin deli taylar dörtnala. Şimdi bizim yaylalarda olsaydım. Asırlık çamlara çok şey sorardım, Dallarına salıncaklar kurardım, O çocukluk günlerimi arardım, Şimdi bizim yaylalarda olsaydım. Kızlar pınar başlarında gülüşür, Çobanları ekmeğini bölüşür, Gurbete düşenin yüreği üşür, Şimdi bizim yaylalarda olsaydım. Ne acıkır, ne yorgunluk bilirdim, Göç zamanı türkülerle gelirdim, […]

Continue reading »

ŞEHİRLER YORDU BENİ

Servet YÜKSEL Bu şehirler yordu beni ey şair! Gel Seyricek yaylasına göçelim. Vurgun yemiş duyguların yeşerir, Yudum yudum sessizliği içelim. Bir pınar başında dalar gidersin, Sular şırıl şırıl içine akar. Mor dağların sînesinde yitersin, Gece her yüreğe bir ateş yakar. Gün doğmadan yola düşer çobanlar, Selâm olsun el değmemiş çiçeğe. Ya çileli anaları kim anlar? Maya diye sevgi katar ekmeğe. […]

Continue reading »

«GÜL» OLSUN

Servet YÜKSEL Bir hayalden ibaretmiş bu cihan, Öteleri hatırlatsın râyihan, Ey gönül sahibi özün gül olsun. Haddi aşanları zelil ederler, Sâdıkları sever, halil ederler, Ateşe atsalar közün gül olsun. Sükût meclisleri kurmuş erenler, Hâlden hâle girer kulak verenler, Sen bir şey söylersen sözün gül olsun. Ömür bitip sefer günü gelende, O îman nûrunu görsünler sende, Mezarda toprağın, tozun gül solsun. […]

Continue reading »

EY MEDENÎ DÜNYA!

Servet YÜKSEL Madden zirvedesin, mânen iflâsta, Ey medenî dünya (!) bu nasıl zaman? Vicdanlar târumar, akıllar hasta, Dayattığın bu hayattan; «el-aman!» Cennet kokan gülüşleri soldurdun, Annelere saçlarını yoldurdun, Bir kez daha insanlığı öldürdün, Hak-hukuk bâbında çelişki yaman. Ellerin kan dolu, işte eserin, Huzurunu yağmaladın beşerin, Vakti gelse gerek artık mahşerin, Bu gidişle koptu-kopacak tufan. Yeryüzünde haddi aşmak, azmak bu, İlâhlık […]

Continue reading »
1 13 14 15 16 17