BİZİM YÛNUS
Servet YÜKSEL
Bir insan kırk yılda gül olur açar,
Bu eşikte yatan bizim Yûnus mu?
Kendini bilmez de dağlara kaçar,
Nefse kement atan bizim Yûnus mu?
Buğday mı, himmet mi sorma hünkârım?
Yarı yoldan döner benim karârım,
Gayri bu hasretle yanar, yakarım,
Âhı göğü tutan bizim Yûnus mu?
Bir kapı ki, eğri odun girmezmiş,
Aşkın esrârına akıl ermezmiş,
Emaneti her yiğide vermezmiş,
Başını uzatan bizim Yûnus mu?
Çilelerle pak eyledin özünü,
Kurda, kuşa… Paylaştırdın sözünü,
«Arayı arayı bulsam izini»
Yolları ağlatan bizim Yûnus mu?
Irmakların telâşını bildin mi?
Bulutların gözyaşını bildin mi?
Cehennemin ataşını bildin mi?
Sıratta ev çatan bizim Yûnus mu?
Taçlandırdın dervişliğin şânını,
Nasıl anlatmalı vuslat ânını,
Cennet ne ki, huri ne ki, canını,
Bir bakışa satan bizim Yûnus mu?