GÖNÜLLER YAĞMALANDI

Servet YÜKSEL İsyan karanlığında vicdanlar viran olmuş. Bir yaramaz zaman ki, ömürler ziyan olmuş. Peşinden gidilir mi çamura batanların? Fitne panayırında meydan şarlatanların. Yapışın yakasına namussuzun, alçağın, Gönüller yağmalandı, yuvalar darmadağın, Ehlinin boynu bükük sonu gelmez sükûtun, Diriyi yaşatmayın, ölüye alkış tutun! Yabanın rezilliği şu ekranlardan taşan, Şuurun kalbi durmuş, cüce akıl perişan. Sevgi darağacında mutluluk uçup gitmiş. Adam gibi […]

Continue reading »

KIŞA DAİR

Servet YÜKSEL Ey Yolcu! Kış gelince korku siner yollara, Kurt renginde bir sis iner yollara, Akşam oldu nerde kaldın ey yolcu? Can alan bir ayaz tüner yollara. Sohbet Bizde mahmurluk var, geceler uzun, Bir el gezer tellerinde kopuzun, Ahbaplar toplanır ocak başında, Tadına doyulmaz sohbetin sözün. Masal Her gece gözlerim uykuya doyar, Hayal dünyasına dalar giderim. Ninemin dizine başımı koyar, […]

Continue reading »

VATAN!

Servet YÜKSEL Gurbet eller, içimize sinmiyor. Her yere vatanım, sılam denmiyor. Kalbinin attığı toprakmış vatan. Sanki kırık gibi kolun, kanadın. Kapansam kabrine şanlı ecdadın. Koynunda yattığı toprakmış vatan. Can dayanmaz evlâtların derdine. «Ana» diye ufukların ardına Bakıp ah ettiği toprakmış vatan. Doğudan, batıya sel gibi akıp, Tarihin uğruna türküler yakıp, Destan söylettiği toprakmış vatan. Balı bile yenmez oldu yabanın, Kaygıdan […]

Continue reading »

BU SEVDA

Servet YÜKSEL Her cefaya hazır mısın ey âşık? Eline düşeni üzer bu sevda. «Leylâ!» diye yalın ayak, baş açık, Dağlarda, çöllerde gezer bu sevda… Figanını gök kubbeye salsan da, Sevdiğini bazı bazı bulsan da, Taştan taşa çalar, katre olsan da, Dipsiz ummanlarda yüzer bu sevda… Bir cilve ki, zindanlara atarlar, Dîvâneler kervanına katarlar, Köle diye o kapıya satarlar, Cevheri olana […]

Continue reading »

SEN OLMASAYDIN

Servet YÜKSEL Hak rahmet saçmazdı Sen olmasaydın. Sırrını açmazdı Sen olmasaydın. … Açışı, gülüşün; şebnemi, terin, Güller Sen kokmazdı Sen olmasaydın. Dicle-Fırat Sen’sizlikten buz keser, Cömert Nil akmazdı Sen olmasaydın. Ebediyyen ateşlerde yanardık, Bize af çıkmazdı Sen olmasaydın. Sînesine yaslandığın Nur Dağı, Mekke’ye bakmazdı Sen olmasaydın. Kölelikten sultanlığa Yûsuf’u, Kuyu bırakmazdı Sen olmasaydın. … Sohbetinde melekleşti vahşiler, Putlar kırılmazdı Sen […]

Continue reading »

ÇAY TADINDA

Servet YÜKSEL Kara haberler gelir, Gözlerimden kan damlar. Bayrak nasıl yükselir? Hani nerde adamlar? İyi; çoktan kovulmuş, Güzel; sararıp solmuş, Bize bir şeyler olmuş, Başköşede haramlar… Ne düşler kurulurdu, Gönül huzur bulurdu, Çay tadında olurdu, Memlekette akşamlar… Şair tutsun yasını, Kim silecek pasını? Bu hicran yarasını Tamir etmez bayramlar… Kara haberler gelir, Unutuldu selâmlar… Bayrak nasıl yükselir? Hani nerde adamlar?..

Continue reading »

YÂ İLÂHÎ!..

Servet YÜKSEL Müşkülümü çözemedi bu akıl, Âcizleri darda koyma İlâhî!.. Ne olur hep rahmetinle nazar kıl, Derman Sen’sin derde koyma İlâhî!.. Yana yana arar bulur dost dostu, Öteler sevdası gönül bir kuştu, Gitti ayrılıklar yurduna düştü, Bizi gurbetlerde koyma İlâhî!.. Mahşerde dizlerin bağı çözülür, Boyunlar bükülür, yaşlar süzülür, Ol Habîb’in, ümmetine üzülür, Bir an bile narda koyma İlâhî!.. Biz ki […]

Continue reading »

İÇİMDEKİ ÇOCUK

Servet YÜKSEL Sen ey içimdeki yaramaz çocuk, Annemin sesini duyuyor musun? Yine kar yağıyor, hava çok soğuk, Yoksa mışıl mışıl uyuyor musun? Hâlâ yüreğimde sancı çekerler, Yarım kalan masalları ninemin. Ne tatlıydı o naneli şekerler, Ah bir bulsam ceplerini dedemin. Dizüstü sedirde zaman erirdi, Hâfızama işlenirken sûreler. Herkes düşlerini bana verirdi, Beni çağırırdı dağlar, dereler… Azık götürürdüm bağa-bostana. Ne hoş […]

Continue reading »

«GÜL» OLSUN

Servet YÜKSEL Bir hayalden ibaretmiş bu cihan, Öteleri hatırlatsın rayihan, Ey gönül sahibi özün gül olsun. Haddi aşanları zelil ederler, Sadıkları sever, Halil ederler, Ateşe atsalar közün gül olsun. Sükût meclisleri kurmuş erenler, Hâlden hâle girer kulak verenler, Sen bir şey söylersen sözün gül olsun. Ömür bitip sefer günü gelende, O îman nurunu görsünler sende, Mezarda toprağın, tozun gül solsun. […]

Continue reading »

SILAMIN DAĞLARINDA

Servet YÜKSEL Mevsim bahar diyorlar Rabbim’den ferman gelmiş, Demek her şey uyandı sılamın dağlarında… Derviş edâlı çicek beyaz örtüyü delmiş, Gün bin renge boyandı sılamın dağlarında… İnsan nasıl dayansın bu bitmez tantanaya? Gün doğarken ansızın varsak Hatçe anaya, Bizde kaşık çalardık sıcacık tarhanaya, Şimdi ocaklar yandı sılamın dağlarında… Bir garip olmuş beni-seni gurbete salan, Nerde kaldın gelmez mi sözüne sadık […]

Continue reading »
1 14 15 16 17