KAÇMAYI BİLMEYENLERE YAZIK!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanoğlunun gaflet sebebiyle zorlandığı her mevzuda ilk yaptığı şey: Kaçış. Bir sıkıntı ile mi karşılaştı, hemen kaçıyor. Sırtına bir yük mü binecek, derhâl seğirtiyor. Bir tehlike mi sezdi, o anda tabanları yağlıyor. Mes’ûliyet ve emânetler bahsinde önüne vazifeler ve hizmetler çıktığında, ayakları tersine hızlanıyor. Meseleler ve gayretlerle alâkalı olarak cazip konuşmalar sonrasında, sıra […]

Continue reading »

«AĞIR SÖZ»

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ اِنَّا سَنُلْق۪ٖى عَلَيْكَ قَوْلًا ثَق۪ٖيلًا اِنَّ نَاشِئَةَ الَّيْلِ هِىَ اَشَدُّ وَطْئًا وَاَقْوَمُ قٖ۪يلًا اِنَّ لَكَ فِى النَّهَارِ سَبْحًا طَو۪ٖيلًا Rahman ve Rahîm olan Allâh’ın adıyla… 5. Doğrusu biz Sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahy edeceğiz. 6. Şüphesiz gece ibâdeti, gündüze göre daha zor, fakat sözü daha (sağlam, sözün zihne yerleşmesi bakımından […]

Continue reading »

Aklı, Sarhoşluktan Korumak… -5-*

YAZAR : Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com SARHOŞ HEZEYANLARI BENLİK VE KİBİR SARHOŞLUĞU Sarhoşluk; kişiyi büyük ve mutlak hakikatlerden perdeleyen, o gerçeklere karşı şaşı, bulanık bakar bir hâle getiren ve farklı bir odağın etrafında uyuşturan bütün hâllerdir. Meselâ; mal, servet ve makam-mevki sarhoşu; öleceğini unutmuşçasına bir kibir, cimrilik ve sefâhate dalabilir. Mevki sarhoşu; «kendisine hesap soran yok» diyerek zalimleşebilir. Firavun; «Ben […]

Continue reading »

KUREYŞ’İN İSLÂM FOBİSİ

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İslâm’ı tehlikeli görmek ve ondan korkmak, İslâm’ın kendisi kadar eskidir. Hepsi de İslâm’ı (Allâh’a itaat edip teslim olmak) getirmiş olan peygamberler, gönderildikleri toplumların özellikle ileri gelenleri tarafından illegal ve yıkıcı kişiler olarak görülmüş ve başkalarına öyle takdim edilmişlerdir. Çünkü peygamberler, toplumda yerleşmiş olan bozuk alışkanlık ve uygulamaları hedef alıyorlardı. Ancak özünde bozuk […]

Continue reading »

AYNADAKİ DEVLET

YAZAR : Ayla AĞABEGÜM aylaagabegum@hotmail.com “Tiyatro, neşeli yüzünü kaybetti.” Tiyatro ve sinema sanatçısı Erol GÜNAYDIN, tedavi gördüğü hastahânede 79 yaşında hayatını kaybetti. Muhafazakâr bir gazetenin kültür sahifesi haberini okurken son aylarda gündemde olan muhafazakârlık tartışmalarını düşünüyorum. İbâdetimizi yaparak, başımızı örterek muhafazakâr olduğumuzu sanıyoruz. Kaybolan değerlerimiz konusunda düşünmezsek, konuşmazsak, yazmazsak muhafazakâr olabilir miyiz? «Kalemimi kaybettim, yüzüğümü kaybettim.» der gibi vefat eden […]

Continue reading »

O (s.a.v.) ANCAK ÂLEMLERE RAHMET!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biz Sen’i ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (el-Enbiyâ, 107) Bu hitap; Hazret-i Peygamber’in nübüvvet ömrünün özeti, hâli, ahlâkı ve şahsiyet aynası. Nasipsizler karşısında da Efendimiz’i teselli ve tebcil. O ebediyet nûrunu görmeyip anlamayan gözlere de, muazzam bir hakikat cümlesi. Hâlâ görmek ve anlamak istemeyenlere ise, gür bir semâvî edâ ile Habîbullâh’ı tanıtıcı […]

Continue reading »

BATAKLIKTA GÜL BİTİRMEK

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Feyiz ve rahmet dolu bir seher vaktiydi. Teheccüd namazını kıldı. Tesbihi eline aldı. Kocası gittiğinden beri eli hep yüreğinde duâ ve niyazla meşguldü. Boş vakit diye bir şeyi yoktu hayatında. Ev işlerinden arta kalan zamanda Kur’ân-ı Kerim ve hadis okuyor, tefekkür derinliklerinde seyre dalıyordu. Bu zâhirî yalnızlık ona çok şey öğretmişti… Kocası Selman Beyin vazifesi […]

Continue reading »

NA‘T-I YÂ RASÛLÂLLAH

YAZAR : İlyas KAYAOKAY okaykaya_1991@mynet.com «Ne gönderdin?» denir Tâlî; «Bu dünyâdan sen ukbâya…» «Muhabbet»ten ibârettir cevâbım yâ Rasûlâllah!.. (Tâlî) Lügat mânâsıyla Na‘t, Arapçada; «vasfetmek» demektir. Istılah mânâsıyla ise umumiyetle Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in vasıflarını anlatan, O’nu metheden, O’na arz-ı hâl eden şiirlerdir. Başka insanları metheden şiirlere methiye denildiği hâlde; Fahr-i Âlem Efendimiz’in ise, her hâli, her vasfı, her […]

Continue reading »

Her Şeyde Şifâ Şartı; DOZAJ ÖNEMLİ

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Bir yemekte oturuyoruz. Söz, mide rahatsızlıklarından açıldı. Kuruyemiş imalâtı ve ihracatı yapan bir dostumuz (Abdülkadir ÇIKMAZ), kendi sahasından bir çözüm teklif etti: “–Yemekten sonra yedi tane kavrulmamış çiğ badem içi yersen, midende hiç hazımsızlık görmezsin.” Tevâfuk bu ya… Aynı sofrada mide sahasında ihtisas yapmış bir doktor, Profesör Mehmet KORUK da var. Ben de doktora dönüp sordum: […]

Continue reading »

İNSAN «BEN BİLİYORUM» DEDİĞİ AN…

YAZAR : Aynur TUTKUN aytutkun@gmail.com Gerek kişiler arası ilişkilerde gerekse Yaratıcı’yla olan münasebetlerde insan «ben» edâsına, pek çok şeyi biliyor olsa bile; «Ben biliyorum!» edâsına girdiği an tehlike çanları çalmaya başlar. Hele hele «her şeyi/hemen hemen her şeyi biliyorum!» edâsındaysa, o kişinin insanlarla da Yaratıcı’yla da irtibatı kopmuş gibidir! İlişkilerdeki bu sağlıksız tutum «ego/ben»in sağlıksız gelişimiyle alâkalıdır. Ego gelişimi sağlıklı […]

Continue reading »
1 280 281 282 283 284 305