KİMSE İMTİHANSIZ DEĞİL!

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com İş yerinden çıktı, caddeye doğru yöneldi. Durağa yaklaştığı sırada, binecek olduğu otobüsün durakta olduğunu ve yolcuların otobüse binmeye çalıştığını fark etti. Koştu, ama… Binemeyen onca yolcu gibi o da söylenmeye başlamıştı. Sonra birden; “Ben neye sinirleniyorsam? Evde bir bekleyen mi bıraktık ki acele edeyim?” dedi ve yol boyunca yürümeye başladı. “Artık otobüs hangi durakta denk […]

Continue reading »

«ER»(LERLE) OLMAK

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com O erler ki, gönül fezâsındalar, Toprakta sürünme ezâsındalar. Yıldızları tesbih tesbih çeker de, Namazda arka saf hizasındalar. İçine nefs sızan ibâdetlerin, Birbiri ardınca kazasındalar. Günü her dem dolup her dem başlayan, Ezel senedinin imzasındalar. Bir an yabancıya kaysa gözleri, Bir ömür gözyaşı cezasındalar. Her rengi silici aşk ötesi renk; O rengin kavuran beyzâsındalar. Ne cennet […]

Continue reading »

ÂH MİNE’L-AŞK!

YAZAR : Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com Aşk olsun! Aşkınız cemal olsun! Cemâliniz nûr olsun! Nûrunuz ayn olsun! Yazımıza Hazret-i Mevlânâ’nın selâm duâsıyla başlamayı büyük tasavvuf üstâdına vefâ sayarız. Hazret-i Mevlânâ bir aşk adamıydı. O zât-ı muhterem; insanı, eşyayı, varlıkları, kâinâtı yani âlemi gönül penceresinden seyreder ve değerlendirirdi. Fikirleri, düşünceleri, görüşleri «sevgi» ve «aşk» odaklıydı. Varlıkların oluşumunu, ayın doğuşunu, güneşin batışını, […]

Continue reading »

En Güzel Mürebbî: HAZRET-İ MUHAMMED

YAZAR : Yard. Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ عَمْرٍ و فقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللّٰه عَليْهِ وَسَلَّمَ : … وَإِنَّمَا بُعِثْتُ مُعَلِّمًا Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh-’tan rivâyet edildiğine göre Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki ben ancak bir muallim olarak gönderildim.” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 17) BİR MESAJ: En güzel mürebbinin terbiyesine […]

Continue reading »

HELÂL ve HARAM KAZANÇ -3-

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Bugün toplum olarak çektiğimiz huzursuzluğun başta gelen sebeplerinden birinin de; «nesillerin beslendiği haram lokma» olduğunu unutmamak gerekir. Çünkü haram lokma, nesli bozar ve nesiller üzerinde meydana getireceği tahribatı bugünden kestirmek de cidden zordur. Anasını, babasını doğrayan; kocasını dilim dilim edip çöp bidonlarına atan; doğurduğu gayr-i meşrû çocuğunu köşe başlarına terk eden; başkasının kolundaki bileziği, elindeki çantayı […]

Continue reading »

İSLÂM; SEVGİ, BARIŞ ve HUZUR DÎNİDİR

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com Câhiliyye döneminde zulmün had safhada olduğu, bu şiddet ve saldırganlıklara İslâm dîninin ilk müntesiplerinin de maruz kaldığı görülür. Bu zalimlikler karşısında bile Allah Teâlâ, mü’minlere; “Ey inananlar! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun.” (Âl-i İmrân, 200) “Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimî bir […]

Continue reading »

DOSTA MUHABBETLE DÖNMEK

YAZAR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Öleceğini sezdiği gün, Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-’ın; “Eğer bu gece ölürsem beni yarına bekletmeyiniz. Zira benim için gün ve gecelerin en sevimlisi, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e en yakın olanıdır.” demesi; Bilâl-i Habeşî -radıyallâhu anh- Efendimiz’in de ölüm döşeğinde, hanımı başucunda; “Vay başıma gelenler!” diye ağlarken, kendisi sevinç içerisinde; غَدًا أَلْقَى الْأَحِبَّه مُحَمَّدًا وَصَحْبَه […]

Continue reading »

DÖNMEYE DEĞİL ÖLMEYE…

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Bir zamanlar bu dünya hayatı gözümüzde değersizdi. Kadere bambaşka bir derinlikte îmân edilirdi. Dünya değersiz, kader de Allah’tan olunca; başa gelene sabredilirdi. Hele büyüklere hürmet işin içine girmişse, sabretmek tabiî bir vazife hâlini alırdı. Babalar babaydı. Sözleri emirdi. Emir demiri keserdi. Evlâtlar babalarına hem itaatkâr hem de hürmetkâr idi. Kocalar kocaydı. Hanımlar da hanım. Hanımlar beylerine […]

Continue reading »

Şanlı Mâzimizden Seçme Nükteler

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com ÇOBAN NELERE MUTTALÎ? Şâfiî mezhebinin kurucusu, büyük âlim ve müctehid İmam Şâfiî, 767 yılında Gazze’de doğdu. Baba tarafından soyu Hazret-i Peygamber’in büyük dedesi Abdimenâf ile birleşir. Temel eğitimini ibtidâî imkânlarla tamamladı. Etraftan topladığı kemikleri kalem yaparak ve bir devlet dairesinin atık kâğıtlarını kullanarak yazı malzemesi ihtiyacını karşıladı. Dokuz yaşlarında hâfız oldu. On üç yaşında […]

Continue reading »

1789 FRANSIZ İNKILÂBI -3-

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com ÇOĞULCU YÖNETİMLER ve MİLLİYETÇİLİK Fransız Devrimi’yle beraber güçlenen orta sınıfın daha katılımcı yönetim arayışları; Fransız aydınlarının ihtilâl öncesi yoğurduğu millî hâkimiyet, halkın yönetime katılması, eşitlik, adâlet gibi fikirlerin güçlenip, ihtilâlin dünyaya da yayılan, somut talepleri hâline dönüştü. Bu durum, bu fikirlerin yayılarak yönetimleri için tehdit oluşturacağını düşünen totaliter diğer Avrupa ülkelerini endişeye sevk etti. Bu […]

Continue reading »
1 189 190 191 192 193 305