İsmimizin Mânâsı Ne?

Halil GÖKKAYA Hiç isminiz üzerinde düşündünüz mü? Nasıl bir hikâyesi var, kimler kullanmış, ne gibi yansımalara sahip? Hepsi bir tarafa, mânâsı ne? Çok kimse bu hususta alâkasız. Eskiler; «İsim müsemmâyı çeker.» demişler. Gerçekte de insanın şahsiyetinin oluşmasında isimlerin de belli bir oranda payı var. Çünkü devamlı aynı kelime ile hitap edile edile insan o kelimenin atmosferi içerisine giriveriyor. Yine boşuna […]

Continue reading »

Mânevî Âdem

Yard. Doç. Dr. Emin IŞIK Eşref Paşa, Nâmık Kemâl’i şiir yazmaya teşvik eden ve ona «Nâmık» mahlâsını hediye eden kişidir. Mustafa Eşref Paşa (1820-1894) Tanzimat dönemi paşalarından olup, müşir (mareşal) rütbesine sahip önemli bir asker ve devlet adamıdır. «Eşrefü’ş-Şuarâ» adıyla yayınladığı bir dîvânı ve daha sonra yazdığı otuzdan fazla gazel ve kasîdesi vardır. Eşref Paşa Mevlânâ ve Sâdettin el-Cibâvî gibi […]

Continue reading »

Hasebe ve Nesebe Dair

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ «İnsanın soyu bir, huyu bindir.» derler. Gerçekten de öyle. Toplumu şöyle bir gözden geçiriniz: Kimi huylu, kimi huysuz. Kimi soylu, kimi soysuz. Kimi hırlı, kimi hırsız… Bu farklı insan tiplerinden özellikle mayası bozuk kişiler belli bir makama gelmeye görsünler, hemen Firavunlaşıyorlar. Şair Nevres ne güzel ifade etmiş: Hâli bir bed-aslın ikbâle tahavvül etmesin Çünki müstakbelde ya […]

Continue reading »

Bizi Unutmayın!

Ayla AĞABEGÜM Otobüste, dolmuşta, trende, vapurda veya yürürken çevremize dikkatle bakarken yıllar öncesini hatırlamaya çalışırız, neler, nasıl değişmiştir. Değişimde olumlu olan her güzelliğin başka yerlerde de yaşamasını isteriz, bu konuda plânlar yaparız. Zaman zaman da geçmişteki güzelliklerin yok oluşunu görmenin ve düşünmenin hüznünü yaşarız. Hüznün yaşandığı anlar yorucudur, kolay olan, hâtıralardan, geçmişten, düşünmeden uzaklaşmak, unutmaya çalışmaktır, ferdî plânda kurtuluşu seçmektir. […]

Continue reading »

Benlik ve Muhâsebe BENDE NİFAK VAR MI?

YAZAR : Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendi İnsanın dünya ve âhirette kendisine faydalı olacak sağlam bir karakter ve şahsiyete sahip olması, beşer eğitiminin en temel gayesidir. Çünkü ancak bu şekilde insan, kendi kâbiliyet ve gayretlerini nefsâniyete sapmadan Hakk’ın rızâsı istikametinde değerlendirebilir ve yüceliklerin seyyahı olur. Aksi takdirde nefsindeki gurur, kibir ve benliğin esiri olarak iki dünyasını da mahveder. Bu sebeple ümmet-i […]

Continue reading »

Stres ve Başa Çıkma Yolları

Turgay ŞİRİN Stres, insan üzerinde baskı oluşturan her şeydir şeklinde tarif edilebilir. Bu tarif, literatürde stresle ilgili yapılan tüm tarifleri ihtiva etmektedir. Nitekim, sabah kalktığınızda suyun veya elektriğin kesik olması, otobüsü kaçırmanız, kısıtlı bir sürede belli bir iş yapmak zorunda olmanız, istemediğiniz durumlarla karşı karşıya kalmanız, trafik ve daha günlük hayatımızda sayılabilecek pek çok unsur, bizim üzerimizde stres oluşturabilir. Öyleyse […]

Continue reading »

Sabır ve Mîrac

Naci ÖZTÜRK Kul isteyen, Rab verendir. Mülk O’nundur; dilediğine dilediği kadar verir. Bütün sebepleri yaratan ve sonuca ulaştıran da O’dur. Hiç kimse O’nun hükmünün önüne geçemez. Zerreden kürreye, yerden göğe, damladan okyanusa hiçbir sebep, O’nun izni olmaksızın hareket edemez. O dilemedikçe hiçbir sebep kimseye fayda veya zarar veremez. Sebepler sadece birer vesiledir. Netice dâima Kâdir-i Mutlak Allah’a aittir. Ayrıca sebeplerin […]

Continue reading »

Saltanat Sürmek mi, Hizmet Etmek mi? II

M.Âkif GÜNAY İslâm tarihinin adâlet âbidesi Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- ile ilgili dikkat çekici bir hâdise nakledilir. Hazret-i Mevlânâ’nın da Mesnevî’sine derc ettiği bu kıssaya göre bir gün Rum elçisi Medîne’ye gelerek Müs­lü­manların halîfesinin sarayını sorar. Elçi, bütün Müslümanların hükümdarı olan halîfenin, muhteşem bir sarayı olduğunu zannetmektedir. Sorduğu kimseler ona: “–Halîfe’nin adı, Mü’minlerin Emîri ve Halîfesi olarak bütün cihâna yayılmışsa […]

Continue reading »

Âh Be Oğlum!

İrfan ÖZTÜRK Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Ali bir evin bir oğlu idi. Üç yaşında olan Ali’nin bakacak kimsesi yoktu. Annesi vefat ederken kardeşi Cemil’i çağırmış, Ali’nin bakımını üstlenmesini ve ona iyi bakmasını vasiyet etmişti. Cemil Bey bunu bir görev kabul ederek ablasının vefatından sonra Ali’yi yanına almıştı. Aslında Cemil Bey, nüfusu kalabalık bir aile reisi idi. Beş evlâdına […]

Continue reading »

İslâm ve Müslüman

Adem SARAÇ Mekke… Küfür bataklığında can çekişen, put istilâsı içerisinde yaşayabilme savaşı veren beldelerden bir belde… Şehirlerin anasıydı Mekke… Beldelerin anası. Nûr yatağıydı Mekke… Gül yatağıydı. Ama Mekke, uzun yıllardan beri nûra da hasretti, güle de hasret. Öylesine devran değişmişti ki, her şey alt üst olmuştu… Müfsitler ifsat etmişlerdi güzel Mekke’yi… Garip bir döneme girilmişti artık… Güzel hasletler, hayatı anlamlı […]

Continue reading »
1 997 998 999 1.000 1.001 1.015