TAKVÂ ELBİSESİ 1 Kalb-i Selîm Nimeti

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İMTİHAN HAYATI Rabbimiz yarattığı milyonlarca varlık içinden seçip ayırarak, sadece insanoğlunu ahsen-i takvim üzere, en güzel sûrette, eşref-i mahlûkat olarak yarattı. Onu; akıl, iz’an, idrak gibi pek çok vasıfla tezyin etti. Pek çok istidat ile teçhiz ederek mükerrem kıldı. Sonra; İmtihan etmek için insanı dünyaya gönderdi. Âdem -aleyhisselâm-’dan bugüne kadar milyonlarca insanın dünyaya gelişi, […]

Continue reading »

İBN-İ ARABÎ’DEN VASİYETLER Mü’minler arası Muhabbet

Dr. Âdem AKIN – Muhammed YETİM VASİYET 25 Mü’minlere, selâmı yaymak, yemek yedirmek ve onların ihtiyaçlarını görmek sûretiyle bağlılık göster. Muhakkak ki mü’minler topluluk itibarıyla aynen insan vücudu gibi tek bir vücuttur. Nasıl ki vücudun bir uzvu rahatsızlandığında diğer uzuvlar da eza duyar, aynı şekilde mü’min de diğer bir mü’min kardeşinin uğradığı musibetten sanki kendi başına gelmiş gibi etkilenir ve […]

Continue reading »

Teslim ol, İBRAHİM GİBİ!..

Prof. Dr. Ömer ÇELİK omercelik08@hotmail.com İnsanın mücadeleci bir yapısı vardır. Olur olmaz her şeyde mücadeleye soyunur. Her dâim kendisini haklı görür. İnattır. Acelecidir. Hattâ haksız olduğunu hissettiği yerlerde bile, tutunacak bir mesnet arayarak kendini savunmaya çalışır. Onun bu uslanmaz hâli dünyada böyle olduğu gibi, âhirette de devam edecektir. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyurulur: “O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder […]

Continue reading »

GENÇLERLE HASBIHÂL…

Naci ÖZTÜRK Gençlerimizi yetiştirirken, onlara; hayatlarının en verimli dönemlerinde olduklarını, gençliğin onlara lutfedilmiş bir hazine olduğunu bildirmeliyiz. Ancak gençler de unutmamalı ki, bu hazine avuçlarından kayıp gidecektir. Necip Fazıl’ın dediği gibi; Gençliğine güvenip, «Vakit çok erken!» derken, Belki; «Elveda!» bile diyemezsin giderken. Bugünü düşünürüm, dün geçti yarın var mı? Gençliğe de güvenmem, ölen hep ihtiyar mı? Gençlik hazinesinden elde kalacak […]

Continue reading »

Kır Gönlündeki Tabakayı DUHAN

İrfan ÖZTÜRK Hacı Ali Efendi; ilmiyle, irfanıyla, ahlâk ve faziletiyle tanınan çevresinde çok sevilen bir zât-ı muhterem idi. Köyde yaşamasına rağmen şehir ve kasabalardan ziyaretine gelenlerin haddi-hesabı yoktu. Gelenlere çok feyizli sohbetler yapar, onlara ihsan ve ikramlarda bulunur, feyizli sohbetlerinden herkesi müstefid eylerdi. Hacı Ali Efendi; çok iyi yetişmiş, âlim bir zat idi. Meselelere vukufiyeti sebebiyle anlattığı konuları muhatabına göre […]

Continue reading »

KALBİMİZ KİMDEN YANA?

Bünyamin ÇİL buncilson@hotmail.com Yoksulluk Yangınında Rivayete göre Nemrut, Hazret-i İbrahim’in ateşe atılması emrini verip de şehirde dev bir ateş hazırlandığında, bir karınca; ağzında bir damla su ile yollara düşer. Bunu gören başka bir karınca sorar: “–Ağzında bir damla su ile acele acele nereye gidiyorsun?” Karınca suyu kollarına alıp şöyle cevap verir: “–Nemrut, Hazret-i İbrahim’i ateşe atacakmış, ben de bu suyla […]

Continue reading »

GÜL BAHÇESİ KÖLELİKTEN SULTANLIĞA

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Ne Mutlu Bir Yükseliş: Yeniden doğmuştu Ammâr… O artık Hazret-i Ammâr -radıyallâhu anh- olmuştu… Yepyeni bir hayata «merhaba» derken, sadece sözde kalmamış, yepyeni hayatın yepyeni insanı olma yoluna girmişti… Güzele yönelmiş, güzelleşmişti… Şimdi sıra güzel işler yapmaya gelmişti… Hazret-i Ammâr -radıyallâhu anh- evine doğru giderken, inceden inceye düşünüyordu. Bir yandan da yaşamış olduğu bu eşsiz heyecan, iliklerine […]

Continue reading »

Muhabbette Derin Bir Üslûp: SEVGİ JESTLERİ

Dr. Abdullah Hikmet ATAN hikmetatan@hotmail.com İnsan sevdiği için neler neler yapmaz ki… En akla-hayale gelmedik şeyler sergiler insanoğlu, sevgisini ispat etmek için. Bunlar kimi zaman akla-mantığa sığan şeylerdir; şiir gibi satırlara, şarkı gibi nağmelere dökülen veya bir gül gibi yârin eline verilen. Kimi zaman da düz mantıkla anlaşılamayacak oldukça uçarı şeyler olur; Kerem gibi dağları delmek, Mecnun olup çöllere düşmek […]

Continue reading »

SURİYE İNTİBÂLARI İşte Geldim Gidiyorum ŞEN OLASIN HALEP ŞEHRİ!..

Yard. Doç. Dr. Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Bunu ben söylemedim, üstad Âşık Ömer söylemiş. Ama ne acı ki bizim de kaderimiz Âşık Ömer’den farklı olmadı. Çünkü gelişimiz ayrılmak içindi. «Halep oradaysa biz de oradayız!» dedik ve işte ulaştık sonunda doğunun bu masal şehrine. Nedense İstanbul gibi taşı-toprağı altın sayılan bir şehri, çağdaşı Nedim’in o günlerde bir tek taşına bütün bir Acem […]

Continue reading »

Yesrib’den Medine’ye… CENNET MÜJDESİ 2 SÂBİT BİN KAYS’IN MÜSLÜMAN OLUŞU

Ali HÜSREVOĞLU Mus‘ab bin Umeyr -radıyallâhu anh-, Medine olmaya yüz tutan Yesrib’de Neccâroğullarından Es‘ad bin Zürâre’nin evine konuk olmuş, yanında kalıyordu. Es‘ad, Mekke’ye ilk gelen altı kişiden biri olup Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in İslâm’ı ilk tanıttığı gün Müslüman olanlardan biri idi. Hem birinci, hem ikinci Akabe Bey‘atı’nda bulunmuştu. Mus‘ab, yaptığı çağrıyı yerinde, zamanında ve usûlüyle yapan, taşı gediğine ne […]

Continue reading »
1 922 923 924 925 926 1.028