Yaradan’ın En Büyük Hediyesi: SÖZ

Hadi ÖNAL hadional@mynet.com Söz; salt bir veya birkaç heceden oluşan, anlamı olan ses birliği değildir elbet. Kâinat yaratılmadan önce de söz vardı. Yaratan; «Ol!» dedi; toprak oldu, su oldu, hava oldu, ışık oldu, renk oldu. Sonra insan yaratıldı. Allah, yarattığı insana en büyük hediye olarak da sözü bahşetti. Söz, insanı diğer bütün yaratılanlardan ayıran ona, eşref-i mahlûkat unvanı kazandıran, kelâm […]

Continue reading »

Fitne Ateşi Karşısında İÇTİMAÎ DAYANIŞMA İMTİHANI

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Milletin fertleri arasındaki hissiyat birliği ve dayanışma, devletin «ebed müddet» devamını mümkün kılan içtimaî bir zarurettir. Bu noktaya temas bâbında; Nurettin TOPÇU; «Cemaat; insan vücutlarının topluluğu değil, ruhların birlik içinde toplanmasıdır.» der. Mevlânâ Hazretleri de; “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.” sözüyle, içtimaî bütünlüğün mayasını tebarüz ettirir. Fertler arasındaki duygu birliği o kadar önemlidir […]

Continue reading »

İlâhî Taksim Karşısında; İKİ İMTİHAN

Ahmet ZİYLAN Dünyada her nimetin taksimatında herkesin ezelî nasibine göre farklılıklar gözetilmiş. Kimine fazla, kimine az… Kimi sıhhatli, kimi malûl… Kimi zengin, kimi fakir… Kimi dağda, kimi bağda… İlâhî taksim böyle. Bu taksimin altında elbette iki yönlü derin bir imtihan sırrı var. Çok verilen; «Ben!» deyip şımaracak mı? Az verilen; «Neden ben?!.» deyip isyan edecek mi? Her zaman diyoruz ki: […]

Continue reading »

8 Mart HANGİ KADINLARIN GÜNÜ?

Aynur TUTKUN aytutkun@gmail.com En güzel kıyafetleriyle o gün hatırlanmayı bekleyen sevgililer, nişanlılar, yeni evliler hattâ eski evliler vardır. Hepsi de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kendilerinin hatırlanmaları için seçilmiş bir gün olarak düşünürler! Oysaki bu gün, ilgiye dayanamayan hanımların zannettikleri gibi onların zarafetleri, biriciklikleri dolayısıyla tahsis edilmiş bir gün değildir. Bir grup kadın; ücret düşüklüğü ve uzun çalışma saatleri gibi […]

Continue reading »

DERİNLEMESİNE KAVRAMAK

Ali Rıza BUL İnci ve mercan, denizlerin derinliklerindedir. Karada da madenler derinliklerde kendilerini ele geçirecek gayret sahiplerini beklerler. İnsanın eğitiminde de bu derinlik büyük önem arz eder. Eğittiğiniz kişinin derûnuna, kalbinin derinliklerine inmez, oraya muhabbet tohumları atmazsanız sadece zahiren formasyon verebilirsiniz fakat köklü bir eğitim elde edemezsiniz. Derinlemesine kavramak önce eğiticinin kendisini yetiştirmesinde başlar. Cehaletin en ileri derecesi, kişinin cehaletini […]

Continue reading »

Çarşıları, Medreseleri ve Âşıklarıyla… BÜYÜK AŞKLAR ŞEHRİ

Yard. Doç. Dr. Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Mecidiye Kapalı Çarşısı’na girdiğimiz anda neredeyse birkaç yüz yıl geriye gidip bir tarih tüneline dalıyoruz. Doğunun bütün bu esrarlı ve büyülü havası içinde teneffüs ettiğimiz baharat kokuları, karabiber, reyhan, kırmızı pul biber, zahter, karanfil, kakule, zencefil, tarçın, kimyon, mahlep, kahve, nane, kekik kokusunun ve daha yüzlercesinin ve de nargile kokusunun harman olduğu bir çarşıda […]

Continue reading »

Kalenin bedenlerinde bir ses yankılandı: «BRE DOĞAN! BRE DOĞAN!»

Handenur YÜKSEL Dördüncü Osmanlı hükümdarı Sultan I. Bayezid, 1354’te doğdu. Kosova Savaşı’nda bütün cephelere yıldırım gibi yetişmesi sebebiyle, kendisine «Yıldırım» unvanı verildi. Babası Sultan I. Murad’ın, savaş meydanında bir Sırp asilzadesi tarafından şehid edilmesi üzerine Osmanlı tahtına geçti. Batı Anadolu’daki Türkmen beyliklerini, Aydın, Saruhan, Menteşe ve Germiyan’ı Osmanlı idaresine kattı. Karamanoğlu Devleti’nin elinde bulunan Konya’yı kuşattı. Niğbolu Muharebesi’nde (1396) Macar […]

Continue reading »

Mehmed Âkif’ten BİR İBRET TABLOSU

Dursun GÜRLEK dursun.gurlek@mynet.com Tarih sayfalarına isimlerini altın harflerle yazdıran dâhîlerin, küçük birer çocukken bile dehâ örnekleri sergilediklerini, son derece mantıklı cümleler kullanarak, kendilerinden büyük insanları hayretlere düşürdüklerini biliyoruz. Fatih Sultan Mehmed de, bu önemli şahsiyetlerden birini teşkil ediyordu. Bilindiği gibi, genç padişah, çocuk denilecek bir yaşta tahta çıkınca, haçlılar bunu bir fırsat kabul ediyorlar, Osmanlı’ya çullanmak için derhâl harekete geçiyorlar. […]

Continue reading »

İki Düğünüyle; İBRAHİM PAŞA SARAYI

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Tarihî kaynaklar incelendiğinde, İstanbul’da çok sayıda sultan ve vezir sarayı bulunduğu, bu sarayların çok büyük ve güzel oldukları görülür. Meselâ, Süleymaniye’nin alt tarafında bulunan Siyavuş Paşa Sarayı 300 odalıydı. Sokullu Sarayı da büyük bir saraydı. Selâmlık ve harem olmak üzere iki kısım hâlinde olup; üç fırını, üç hamamı, birkaç imalâthanesi vardı. Sinan Paşa’nın At Meydanı’nda yaptırdığı konağın […]

Continue reading »

Facialarıyla EMEVÎLER DÖNEMİ III (661-750)

Ahmet MERAL MEDİNE VE MEKKE’DE YEZİD’E MUHALEFETİN BASTIRILMASI: HARRE SAVAŞI Kerbelâ Faciası başta Mekke ve Medine olmak üzere bütün İslâm dünyasında Emevîlere karşı itimat buhranı oluşturmuş ve bu yönetimin meşruiyetini tartışılır hâle getirmişti. Özellikle Peygamber kenti Medine’de Yezid’e ve onun şahsında Emevî yönetimine karşı giderek derin bir nefret dalgası oluştu. İçinde Medine’nin ileri gelenlerinin de bulunduğu geniş bir kitle, Yezid’e […]

Continue reading »
1 848 849 850 851 852 958