NAKIŞ NAKIŞ İSTANBUL Eyüp Sultan Türbesi’ndeki GÜMÜŞ ŞEBEKE

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, hicret yolculuğunu tamamladığı sırada bir mesele ortaya çıktı. Kime misafir olacaktı? Aslında Medineli Müslümanların hepsi O’nu misafir etmeye hazırdı. Ne var ki O, devesi Kusvâ’nın yularına yapışıp kendisini davet edenlere şöyle buyurdu: “Hayvanı serbest bırakın, yolundan çekilin, o yedilmektedir.” Kusvâ kimin kapısının önünde çökerse, onun misafiri olacağını duyurdu. Sevgili Rasûl’ün devesi […]

Continue reading »

Facialarıyla, EMEVÎLER DÖNEMİ II (661-750)

Ahmet MERAL YEZİD BİN MUÂVİYE Muâviye’nin vefatından sonra (680) yerine daha önceden veliaht olarak ilân ettiği oğlu Yezid geçti. Bu durum Suriye hariç İslâm âleminin her tarafında hoşnutsuzlukla karşılandı. Bu hoşnutsuzluk özellikle Hazret-i Hüseyin ve Abdullah bin Zübeyr -radıyallâhu anhüm- çevresinde ortaya çıkan bir muhalefet hareketine dönüştü. Yezid’in halîfeliği İslâmî açıdan tam bir yozlaşma dönemi olmuştur. Yönetim anlayışlarındaki baskıcı eğilimler […]

Continue reading »

«Malta Yok» Deyimi, BİZDE NEDEN YOK?

Doç. Dr. Ahmet KAVAS akavas@istanbul.edu.tr İnsanlar gibi kullandıkları kelimeleri de farklı coğrafyaları dolaşır. Hattâ bazı kelimeler ilk sahiplerinden ayrı kalsalar bile kendilerini daha sonra sahiplenenler sayesinde varlıklarını sürdürürler. Dillere yeni kelimelerin kazandırılması önemli toplumlararası etkileşimlerden biridir. Bu mânâda dünyada çok sayıda dilden etkilenen ve onları etkileyen lisanlardan birisinin de Türkçe olduğu bilinmektedir. Türkçenin en fazla etkilendiği ve çok sayıda kelime […]

Continue reading »

Mesnevi’nin ilk 18 beytini nazmen tercüme NEY’İN FERYÂDI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Bir işit; neydir bu, bir şey söylüyor, Ayrılıktan şöyle feryât eyliyor: Sazlığımdan kestiler, ondan beri, İnletir çığlıklarım, herkesleri!.. Söylerim hasret nedir, lâkin gerek, Ayrılıktan göz göz olmuş bir yürek… Düşse aslından uzak her kim ki vah, Bekler ağlar der ki; vuslat vakti âh! Böyle her mecliste feryât eyledim, Huylu-huysuz seçmedim, oldum nedim. Oldu hep kendince dost, […]

Continue reading »

KAR HAYALLERİ

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Sarıyor ay dede dünyâyı gümüş rengiyle, Açılan gök kapısından yere yıldız yağıyor. Şu ağaçlar salınıp rüzgârın âhengiyle, Bereket yüklü buluttan ne umutlar sağıyor. *** Gökler örter, eğilip atlas ipek yorganını Üşüyen yavrusunun üstüne, bir anne gibi… Giydirir evlere dantelli beyaz mintanını, Bir melek avcuna konmuş şu zarif tâne gibi. *** Isınırken havalar, kar eriyor içten içe; […]

Continue reading »

MASAL ÇAĞI

Yusuf DURSUN Ne güzeldi hayatı, Masal gibi yaşamak; Çocuksu bir gecede, Göğe yıldız döşemek; Aydedeye giderken, Bulutlarda üşümek; Çocukluk coşkusunu, Yarınlara taşımak; Ne güzeldi hayatı, Masal gibi yaşamak. Nerede masal çağım, Salıncağım nerede? Kâğıttan gemilerim Yüzüyor mu derede? Biniyor mu çocuklar, Atlara bir kerede? Ve hâlâ bekliyor mu, Anneler pencerede? Nerede masal çağım, Salıncağım nerede? Masal çağı başımda, Yere düşmeyen […]

Continue reading »

GEÇER

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Her gönlü o gül kendine bağlar da geçer!.. Sevdâsı harap sîneyi dağlar da geçer!.. Âşık yanılıp semtine uğrarsa eğer; Aslâ yüzü gülmez yine ağlar da geçer!.. Görmez yıkılan bunca gönül hânesini, Coşkun suya benzer yine çağlar da geçer!.. Her şey sararır sam yeli vurmuş gibi gör, Bülbül dolu cennet gibi bağlar da geçer!.. Kalmaz Seferî kimseye […]

Continue reading »

ATEŞTE AÇAN GÜL

Servet YÜKSEL Gönül eşiğinde boyun eğende, Bakışların gözlerime değende, Yalınkılıç bir aşk şahlanır bende, Gül ateşte nasıl açar Efendim? Kul dediğin her dem nâçar Efendim. Beni ne ben, ne aynalar tanıyor, Neresinden tutsam aklım kanıyor, Toprak şerha şerha, gökler yanıyor, Rüyalarım bile soldu Efendim. İnsanlığım talan oldu Efendim. Bilirim gün batmaz şefkat ülkende, Bir sırlı uykuya dalsam gölgende, Gariplerin hüznü […]

Continue reading »

KAR YAĞIYOR

Sadettin KAPLAN Bir-bir uzaklaşmakta konaklanacak hanlar, Yolcular yoruldukça, yollara kar yağıyor… Heybedeki azığı kim düşünür, kim anlar? Eller nasırlandıkça, kollara kar yağıyor… Nerde o doludizgin, gem azıda heyecan? Dev bedene yük oldu o kuş tüyü gibi can. Ne kırk yılın hatırı, ne sunulan bir fincan; Bize doğru uzanan ellere kar yağıyor… Hayal değirmeninde öğüttük öğütleri, Öldürdük içimizde dağ gibi yiğitleri, […]

Continue reading »

GÜLÜM BENİM…

Rıfat ARAZ Gönül ile sırdaş oldum; Aşk okudu dilim benim!.. Nefsi bildim, bir hoş oldum; Arş’a yüklü dalım benim!.. «Ol!..» emriyle oldu bu can; Olup dostu buldu bu can!.. Nedir sınır, nedir zaman? Dosta doğdu ölüm benim!.. Duru, derin, durgun çayım; Gerildikçe doldu yayım!.. Secdededir günüm, ayım; İçten öte yolum benim?.. Varlık tesbih eder Yâr’ı; Gönül ister öz diyârı!.. Kim […]

Continue reading »
1 850 851 852 853 854 954