KİM BİLİR?..

Sadettin KAPLAN Bilemez kimse benim gece yangınlarımı, Ben bilirim vuslata yakın iken bu kadar… Düğümledim dünlere umut yarınlarımı, Muhtacım bugün sana ekmek kadar, su kadar… Ben bilirim ne kadar yandığımı her gece, Benim kadar o alev geceleri kim bilir?.. Kim bilir hangi dilde çözülür o bilmece? Bencileyin o dilsiz heceleri kim bilir?.. Silemez kimse benim bahtımdaki karayı, Ben silerim, gözyaşım […]

Continue reading »

KANDIM ERENLER…

Rıfat ARAZ Gönül dergâhında, vuslât yolunda; Mevlâ’yı aşk ile andım erenler!.. Her nefes can bulan hikmet dilinde; Sevgimi âleme sundum erenler!.. Halvette kaynadım, çilede doldum; Yakını buldukça yakından oldum!.. Tefekkür seyrinde mânâya daldım; Yandım hâl içinde yandım erenler!.. Girdim ak ihrama şevk ile saf saf; Hakk’ın mâbedini eyledim tavaf!.. Bu nice âlemdir, bu nasıl evsâf ?.. Lisân-ı hâl ile döndüm […]

Continue reading »

AĞLAYAN KIZ

Olcay YAZICI Füsunkâr cemâlinin, ezelde mahfuz adı, Bursa, Bursa olalı, gök böyle ağlamadı… Çok şükür aşk ölmedi, kirlenmedi berrak su, Yaşıyor körpe gülde, Emir Sultan’ın rûhu… Sanki asrın Meryem’i, mahzun-edâ sâliha, Bindallı libasında tılsımlı bir râyiha… Esenler kalbimizi, seherde serin esi, Üftâde dergâhında, deryâ-dil âbidesi… Kıyısız denizlerde, yol alan gök-sefîne, Sığmış nahif gönlüne, arza sığmaz defîne… Nâzik, nârin, elemli; pembemsi […]

Continue reading »

SON İMTİHAN

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) Be hey nefsim bilmez misin? Asıl olan son imtihan… Kazanırsak gülmez misin? Asıl olan son imtihan… Tevhidi terk etme dilden, Dersler çıkar ilmihâlden, Her can korkar son zevalden, Asıl olan son imtihan… Kul hakkına etme hîle, Mazlum âhı alma bile, Sekerat bir zorlu çile, Asıl olan son imtihan… Hayra yor gördüğün düşü, Sabırla çöz müşkil işi, Niyetine […]

Continue reading »

SEGÂH KÂR-I NÂTIK

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) -Sayın Prof. Dr. Alâeddin YAVAŞÇA’ya- Neylerde SEGÂH nağmesi dillerde sadâsı Gönlümce sürer haşre kadar canda safâsı Yâr, yar-i cenânım Hem rûh-i revânım Hicranda yakar âşığı cânâne hayâli HÜZZÂM ile zâhir imiş elhanda cefâsı Feryâd ü figānım Âvâze-i cânım Bîgāne değil seyrine yârânımız aşkın Âhenk evinin tâ açılır EVC’e semâsı Yâr, gayre nihânım Yârâne ayânım Gül vechini gösterse […]

Continue reading »

SULTANAHMET CAMİİ

Mustafa Necati BURSALI Bu mübarek vakitte gönlüm dedi ki bana: Ey mânâ ceylânı yâr, nazar kılma yabana!.. Burda ebedî bir ruh, burda vefâ izi var, Hem cennetin kokusu, hem Mustafâ izi var!.. Fânusların içinde sanki pırlanta kutu, Başında kar beyazı bir güzellik bulutu!.. Benim burda gördüğüm gülzâr-ı cennet mi ne? İnsanı çeker alır Allâh’ın sevgisine!.. Burda zaman bir başka, burda […]

Continue reading »

GAZEL

Memduh CUMHUR Söyleyin neyleyecek halk-ı cihan yâdımızı? Sildiler defter-i dilden de garip âdımızı… Hani Azrâ hani Vâmık hani Aslı’yla Kerem? Unutup gittik o sevdâ dolu ecdâdımızı… Nice Leylâ nice Şîrin yeniden doğsa bile; Bulamaz şimdi ne Mecnun ne de Ferhâdımızı. «Vatanın zevki mülâkāt-ı ehibbâ iledir» Ne muhabbet kodu devran ne dil-i şâdımızı… Yok mudur zerrece insâf şu Cumhûr içre? Kimse […]

Continue reading »

BEN BUYAM

Memmed ASLAN Sen benim dilimi kesebilmezsen, Haksızlık önünde susan değilem. Sen benim dünyama sızabilmezsen, Ucuz isteklere lisan değilem. Rabbim ne verdiyse, neyemse, buyam; Benim öz nerem var, benim öz kıyyam! Söylediğin nedir, ne kıymet koyam?!. Deme ki: «Kulak as!» Asan değilem! Gönlümün söz adlı kıblegâhı var, Yani; «Lâ ilâhe illâllâh»ı var! Benim ders aldığım bin bin dâhi var; Ceddine arkalı […]

Continue reading »

KAR YAĞARKEN

LEYLÎ (Şükran IŞIK) Kar altına gizlendi saksıdaki çiçekler, Pencereden içeri kar incecik elendi. Toprağın yüzü gülsün kar suyu içecekler, Nazar değmesin diye gözler de sürmelendi. Karakış perdesini yavaş yavaş aralar, Sanki semâ‘ ediyor semâdan yağan karlar, Bahçelerde kartopu oynayan çocukları, Cam ardından sevinçle seyreder ihtiyarlar. Akşamın huzmeleri kar üstüne düşüyor, Gecenin bakışından ateş bile üşüyor, Fırtınalar kırıyor çamların dallarını; İçimdeki […]

Continue reading »

İNŞAATÇI

Lâtif MAHMAT Yıllarca çalıştı çok mesken yaptı, Villâ, apartman ve gökdelen yaptı, Sonuncu eseri, zâtına mahsus; Kapısız, ışıksız bir mahzen yaptı.  

Continue reading »
1 845 846 847 848 849 1.002