ÇOCUKLARIMA…

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN) Hayat yollarında dikenler vardır, Gülleri dermeye çalışın yavrum!.. Bazen gökler bile size duvardır, Ufuklar aşmaya alışın yavrum!.. Aynı aşkla doğar güneş her sabah, Âlem aydınlanır kaybolur siyah, Güneş görmeyenin ömrüne eyvah! Her seher vaktiyle buluşun yavrum!.. Dünyanın her ânı bin dert demektir, Tek kazancınız var, o da emektir, Hayatta güzellik helâl yemektir, Emeği kullarla bölüşün yavrum!.. Yûnus […]

Continue reading »

NEYE YARAR?!.

İhsan KARİP Düşün bir kez eğ de o mağrur başını; Hak için eğilmeyen düz neye yarar?!. Pişirmiyorsa eğer kendi aşını; Ocağında kor olsa köz neye yarar?!. Nefse karşı savaşmak ne zormuş meğer! Kul olmazsan Hak sana verir mi değer? Allah rızâsı için değilse eğer; Istırap neye yarar haz neye yarar?!. Darda görüp mü’mini koşamıyorsan, Kendi benlik seddini aşamıyorsan, Âlim olsan […]

Continue reading »

KIT’A

Harun ÖĞMÜŞ Mey sundu felek boş bulunup bir kez emelden; Kırdım heyecandan düşürüp kâseyi elden! Mümkün mü felek bir daha sunsun o şarâbı, Yâhut kırılan kâseyi tâmîr edeyim ben?.. Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

Continue reading »

BANA DÜŞTÜ

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) Muhabbet deryasında yüzmek bana da düştü, Hakikat âlemini gezmek bana da düştü. Kaderin mihenginde tartılırken hayatım, Esrarlı düğümleri çözmek bana da düştü. Tâ ezelden yazılmış, Hakk’ın hükmü alnıma, Yazılanı anlayıp sezmek bana da düştü. Sâfiyâne gözlerle seyrederken âlemi, Kelebek kanadıyla çizmek bana da düştü. Şükür secdelerine varırken zaman-mekân Bunca güzel hülyayı dizmek bana da düştü. Yönümü belirleyen […]

Continue reading »

TÜRK’ÜN TÜRK’E ADÂVETE HAKKI YOK

Bahtiyar VAHAPZÂDE Yad elinde çiğnenirken şeref, şan, Türk’ün Türk’e adâvete hakkı yok. Her işimiz başlanırken sıfırdan Türk’ün Türk’e adâvete hakkı yok. Dayak olsun bugün gerek sol sağa, Bu vahdetten yurdumuza gün doğa. Bütün millet dönmeliyken yumruğa, Türk’ün Türk’e adâvete hakkı yok. Tarih bizi imtihana çekerken, İmdat umar hepimizden bu vatan, Dünya da hak sesimize kâr iken; Türk’ün Türk’e adâvete hakkı […]

Continue reading »

SU GİBİ AK, ÇAĞLAYARAK

Ahmet ARSLAN Zannetme ki kederle gam, Bu aşk, âşığa göre tam. Üstüne gölge düşerse, Kalır aşklar, o zaman ham… Öter çile bülbülü bak, Âşığın yüzü kardan ak! Kul; Hak yolunda yürürken, Sevdalanır akan ırmak… Menzil yakın, sanma ırak. Malı, mülkü artık bırak! Hak bildiğin aşk yolunda, Su gibi ak, çağlayarak… Tutkum perdeyi kaldırır, Aşkı gönlümde oldurur, Mevlâ’m, içimi-dışımı; Kâmil bir […]

Continue reading »

51.Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Dünyada bin bir meşgale, bin bir yöneliş, bin bir hedef var. Kimisi ulvî… Kimisi süflî… İnsanın elinde ise yalnızca mahdut bir ömür. Bu kısacık ömür, aynı zamanda bir sermaye… O sermaye; fânî dünyanın gel-geç heveslerine, nefsin hem süflî ve anlamsız hem de tatmini imkânsız arzularına sarf edilirse yazık ki ne yazık… Sınırlı bir müddetten ibaret dünya hayatımız; ancak […]

Continue reading »

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMEK

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Bir hocam anlattı: Adam otomobil acentesine gelmiş müessese sahibine dert yanıyor: “–Son çıkan vergi indirimi yüzünden, on gün önce sizden aldığım arabada 6 milyar zarar ettim…” “–Ama ağabeyciğim biliyorsunuz bu devletin bir uygulaması.” “–Biliyorum canım!..” “–Herhâlde buraya bizden altı milyarı geri istemeye gelmediniz?” “–Yok yok, araba almak bu kadar avantajlı hâle gelince ben iki araba daha […]

Continue reading »

Nefse Karşı Durma Müessesesi: VAKIF

Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@yuzaki.com Vakıf; bir maldan elde edilecek faydayı halka tahsis edip malın kendisini herhangi bir kimseye ait olmaktan çıkararak Allâh’ın mülkü kılmaktır. Bu durumdaki mala Arapça «durmak» anlamına gelen «vakıf» adının verilişinde vakfedenin mülkiyetinden çıkıp başka bir kimsenin mülkiyetine girmeyişi, -tabir câizse- ortada kalakalışı gözetilmiş olsa gerektir. İslâm medeniyeti bir vakıf medeniyetidir. Cami, medrese, han, hamam, kervansaray, hastane, […]

Continue reading »

Doğudan Batıya VAKIF MÜESSESESİ

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Her medeniyetin kendine mahsus idealleri, değerleri ve prensipleri olduğu gibi; bunların hayata geçirilmesi için tesis edilmiş müesseseleri vardır. İnanılan dünya görüşünün sadece bir ideal, bir mefkûre olarak kalmayıp hayata biçim verebilmesi için bu müesseseler gereklidir. Bir medeniyetin rûhu olan inanç ve değerler bu müesseselerle şekle bürünür ve âdeta o medeniyetin sembolü olur. Meselâ kapitalist dünya görüşünün […]

Continue reading »
1 835 836 837 838 839 1.015