DEDİN… DEDİM…

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) «Kalbindeki kim?» dedin… «Gir kalbime gör!» dedim… «Candan aziz mi?» dedin… «Bir gönlüme sor!» dedim… «Var mı emsali?» dedin… «O âlemde BİR!» dedim… «Aşkın nicedir?» dedin… «Kor ateşten kor!» dedim… «Seni sever mi?» dedin… «Bilmem o bir sır!» dedim… «Vuslat yakın mı?» dedin… «Şu hâlimle zor!» dedim… «Yok mu kolayı?» dedin… «Affederse var!» dedim… «Kabul etmezse?» dedin… […]

Continue reading »

PENÇGÂH KÂR-I NÂTIK

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) -Sayın Gönül PAÇACI’ya- Söylenip yıllarca âhengi gülün dilden dile, Seyre çıkmış yâr ilinde bülbülü PENÇGÂH ile, Öyle nâdîde, PESENDÎDE imiş ki şîvesi Mutrıbân seyrin edermiş perde perde âh ile… Ne olur, susma sakın, seyrine TEBRÎZ açıver, Nicedir duymadı dil nağmeni bir bir saçıver, Tutup alkışları sazlar güzelim seyrine hep, Şu REHÂVÎ ile bezm-i dile bir dem kaçıver… […]

Continue reading »

MAZLUMUN ÂHI

MECNUN (İbrahim Hakkı UZUN) Dinle zâlim, varsa zulmün; mazlumun bir âhı var!.. Varsa zulmün; zor hesâbın, âhı var, eyvâhı var!.. Mazlumun bir âhı var, hem müntakim bir şâhı var!.. Âhı var, eyvâhı var, bir şâhı var, Allâh’ı var!.. Vezni: fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün

Continue reading »

SELÂM SANA EY NEBÎ!

Mustafa Necati BURSALI “Şüphesiz ki Allah ve melekleri Peygamber’e çok salât (ve tekrîm) ederler. Ey îman edenler! Siz de O’na salât edin ve tam bir teslîmiyetle selâm verin.” (el-Ahzâb, 56) Zerreler adedince, Selâm Sana ey Nebî! Her lâhza; gündüz-gece, Selâm Sana ey Nebî! Nice bin âşıkın var, Sen’sin âleme medar, Yağmur damlası kadar, Selâm Sana ey Nebî! Gönüller sevdana kap, […]

Continue reading »

BİZ O SIRRI YOL EYLEDİK

Muhsin İlyas SUBAŞI Düştü rûhumuza ismi, Sevgisini hâl eyledik… Baktık kâinatta resmi, Dilimizi lâl eyledik… Bu bir aşktır gönle gider, «Aşk, nefiste ölmektir» der, Ölmeyenler neler öder, Biz o nefsi kul eyledik… Her rengin ayrı dili var, Her renk aynı sırra çıkar, Sır insanı nurla yıkar, Biz o sırrı yol eyledik… Gönül kendince bir dildir, Çilesiz aşk, aşk değildir, Bu […]

Continue reading »

TEZ OL EVLÂDIM!

M. Faik GÜNGÖR Gündüz gökyüzünde dolanan ‘ay’ı, Açık-seçik gören, göz ol evlâdım! Sırtında zaferler getiren tayı, Gecikme seçmeye, tez ol evlâdım! Geçici hevesti dağladıklarım. Cüruf çıktı ümit bağladıklarım. Yanlışlaradır hep ağladıklarım. Doğrulara talip, söz ol evlâdım! Alırlar Mecnûn’u, çöle verirler. Buğdayda samanı yele verirler. İçi boş cevizi küle verirler. Kabukta değer yok, öz ol evlâdım! Karanlığa doğan ışık emsali. Sabırda […]

Continue reading »

RUBÂÎ

Memduh CUMHUR Buldun mu bir âşinâ gönül, gezdin de? Hasret çekilen nerde, kimin nezdinde? Sessizliği mûsıkîye tercîh ederiz; Aşk ehline bîgânelerin bezminde.

Continue reading »

ŞAŞKIN

Lâtif MAHMAT Yönümü şaşırdım sağ-sol nerede? Parçalandım; gövde, baş, kol nerede? Kimi dağa düştü, kimi de çöle, Sana gelen kestirme yol nerede? KİTÂBE Mezarlığa uğrarsın güçlü, zayıf yatıyor, Karışmış birbirine nâdan, ârif yatıyor. Münasip görürseniz bir Fâtiha lutfedin, Şu tümseğin altında şair Lâtif yatıyor.

Continue reading »

ARZ-I HÂL

Hakkı ŞENER Nûruna muhtaçtır binlerce âlem, Nasıl anlatayım dillerle Sen’i? Vasfını yazarken tutuşur kalem, Söylerim sultanım küllerle Sen’i. Karanlık gecenin nurlu sabahı, Cihanın özlemi kutlu salâhı, Bütün mazlumların Sen’sin felâhı, Beklerim ufukta tüllerle Sen’i. Gelen peygamberler Sen’i söyledi, Hepsi ümmetine tembih eyledi, Sen’i seven aşk deryasın boyladı, Anarım gözlerde sellerle Sen’i. Benî Hâşim yurdu gülşene döndü, Kâbe’deki putlar yerlere indi, […]

Continue reading »

RUBÂÎ

Harun ÖĞMÜŞ Boştur on asır sâkin ömür sürse çınar, Zevk almaz pervâne yanan lâhza kadar… Coşkuyla geçen zamandır ancak yaşanan, Bin yıl heyecansız yaşamaktan ne çıkar?

Continue reading »
1 817 818 819 820 821 1.002