Unutulmuş Bir Âdetimiz: FERGAB

YAZAR : İlyas KAYAOKAY kayaokay_2323@hotmail.com Kur’ân-ı Kerîm’in doksan dördüncü sûresi olan İnşirah, sekiz âyetten müteşekkil olup Peygamberimiz’in mâruz kaldığı sıkıntı ve zorluklar karşısında, kendisini teselli etmek gayesiyle nâzil olmuştur. İnşirah; açılma, açıklık, ferahlık anlamına gelmektedir: 1. Elem neşrah leke sadrak: Sen’in göğsünü açmadık mı (darlığını genişletmedik mi)? 2. Ve vada‘nâ ‘anke vizrak: (Hakikati açarak beşeriyet) yükünü Sen’den almadık mı? 3. […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – ŞAŞMASIN ADÂLETİ

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Seyyid Emîr Külâl -kuddise sirruhû- 1284 senesinde Buhâra’nın Süharî Köyü’nde doğdu. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in neslindendir. Çömlekçi mânâsına gelen «Külâl» lâkabıyla anılır. Emîr Külâl Hazretleri gençliğinde güreşmeyi çok severdi. Bir gün güreş meydanında Muhammed Baba Semmâsî ile tanışıp talebesi oldu. Kısa zamanda kemâle erdi. Daha sonra Bahâeddin Nakşibend’in tasavvufî terbiyesiyle vazifelendirildi. Emîr […]

Continue reading »

1789 FRANSIZ İNKILÂBI -2-

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com 1789 İnkılâbı’nın ardından, Fransız toplumu; on beş yıl tam bir karmaşa ve çalkantılı karışıklık yaşadı. Dövüşen asiller, duâ eden rahipler ve bu iki grubu beslemek için çalışan köylüler, orta sınıfı oluşturan ticaret erbabından oluşan toplum katmanları arasındaki mücadelelerden güçlenerek çıkan, orta sınıf burjuvalar oldu. İhtilâl sonrası beş yıl boyunca daha önce siyasî haklardan mahrum, üstelik […]

Continue reading »

«Allah kimseyi, iyi görünen kötülerden eylemesin!»
MEHMED SAİD HOCAEFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Öğretmenlik yapan eski talebelerinden biri, yanına birkaç arkadaşını da alarak Mehmed Said Hocaefendi’nin yanına gelmişti. Hepsi kravatlı, ütülü pantolonlu idi. Hoca, kendilerini kısa bir süre dikkatle süzdükten sonra; “Hocalar, gelin size bir hâtıramı anlatayım.” dedi. “Yıllar önceydi, burayı gezip görmek için Amerikalı birkaç turist gelmişti. Kendileriyle tanışıp, biraz sohbet ettiğimizde hepsinin yüksek tahsil yapmış kimseler […]

Continue reading »

SANAL ÂLEM KULLANMA KILAVUZU!

YAZAR : Aynur TUTKUN aytutkun@gmail.com İnsanlık tarihine bakıldığında ateş, bıçak, yazı, silâh, otomobil, uçak, televizyon ve nihayetinde bilgisayar, internet gibi pek çok harikaların icadının birtakım endişeleri de beraberinde getirdiği görülür. İnsanoğlu; yakıp kül edebilen ateşi, şiddete sebep olabilen bıçağı, kötü fikirlerin yayılmasına sebep olabilen yazıyı, masum ölümlerin âleti silâhı, kazaların ve ölümlerin müsebbibi olabilen otomobilleri, modern savaşların taşıtı uçağı, müstehcen […]

Continue reading »

DİPLOMA BAŞKA, USTALIK BAŞKA…

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Her insan birtakım kabiliyetlerle dünyaya gelir. Kimisi çevrede, okulda; iş âleminde eğitimle, tecrübeyle yeni özellikler kazanır. Neticede herkes Allâh’ın kendisine yazdığı rızkı bir şekilde elde eder. Fakat insanlar içinde bazen Allah vergisi özel yetenekli insanlar olur. Özel bir hünere sahip olur öyle insanlar. «Tabiat sahibi» derler. Tabiî hünere sahip. Onlar sıradan insanlar değildir. Hilkatin insanların arasına […]

Continue reading »

Kemâlâtın Ölçüsü; GÜZEL SÖZ

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsanı müstesnâ bir varlık olarak yaratan Allah Teâlâ, onu Yüce Zâtı’nın yeryüzündeki halîfesi kılmış; diğer varlıklardan farklı olarak, bu hususiyetleri kazandıran istîdat ve fazîletlerle teçhiz buyurmuştur. İnsanın şahsiyetini teşkil eden rûhî keyfiyeti; iki tarzla dışına, çevresine akseder: Hâl ve kāl yani tavır-davranış ve söz. İnsanın iç dünyasının sözle ifadesi, dille temsil edilen ağızdaki ilgili […]

Continue reading »

GÖNÜL SANDIĞI

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com “Malını-mülkünü ver de bir gönül al; al da o gönül, mezarda o kapkara gecede ışık versin sana.” (Hazret-i Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr) Rahmetli anneannem; merhamet ve şefkat ummanı bir gönle sahip, namazında, niyazında, sâliha bir kadındı. Onun gönül dünyasının bu zenginliği, güzellik olarak yüzüne de yansımıştı. Köye gittiğimizde kaldığımız evinde, kilitli bir sandığı vardı. […]

Continue reading »

KABAHAT KİMDE, SUÇLU KİM?

YAZAR : Hayrettin DURMUŞ hayrettin_durmus@mynet.com Kime; «bir dokunsanız bin ah işitiyorsunuz.» Hâlinden memnun olan yok. Aileler çocuklarından şikâyetçi; çocuklar ana-babalarına dargın; gelin, kaynanadan memnun değil; kaynana, gelini beğenmiyor; öğrenci, öğretmenini suçluyor; öğretmen, talebesinden dertli. Kardeşler arasında, fitne cirit atıyor. Kıskançlık, damarlarımızda koşuyor dörtnala. İnsanlar fazla tamah eder oldu, paraya pula. Yaşadıklarımız ziyan akla. Akrabanın akrabaya yaptığını, akrep yapmıyor. Küsler çoğalıyor, […]

Continue reading »

DİLLER UZAMIŞ

ŞAİR : VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) varoglu5@gmail.com Tutuşmuş yurdumun ovası, dağı, Lâvları andıran allar uzamış. Kurumuş şehrimin verimli bağı, Yapraksız, çiçeksiz, dallar uzamış. İnsan, ihtirasla bozmuş düzeni, Bırakmış hilkate lâzım özeni, Hüzünle yaşıyor şimdi hazanı, Sonu gelmez kuru çöller uzamış. Yaratan halk edip, sayısız nimet, Kulların emrine vermiş emânet, Çalıp çırpmak masum halka ihânet, Hesaptan korkmayan eller uzamış. Teknik hızlandıkça […]

Continue reading »
1 554 555 556 557 558 1.023