HAZRET-İ HABBÂB’IN ÎMÂNI

Sami GÖKSÜN İslâmiyet’in ilk yıllarında müslüman olanlar genellikle yoksul, zayıf ve kimsesiz insanlardı. Mekke’deki müşrikler; bu müslümanlara zulmederler, akla hayale gelmedik işkencelerde bulunurlardı. Öyle ki artık müşriklerin işkenceleri çekilmez hâle gelmiş, müslümanlar dayanamaz olmuşlar ve Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e gelerek bu sıkıntılardan kurtulmak için Allâh’a duâ etmesini istemişlerdir. Peygamber Efendimiz de sabretmelerini tavsiye etmiş ve onları tesellî etmek için […]

Continue reading »

ÖZENTİYİ BIRAK, ASLINA DÖN!

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اَللّٰهُ عَنْهُمَا قَالَ : قَالَ رَسُولُ اَللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : « مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ ، فَهُوَ مِنْهُمْ » İbn-i Ömer -radıyallâhu anhümâ-’dan nakledildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4) BİR MESAJ: […]

Continue reading »

BABASINI ÎKAZ EDEN MÜCÂHİDE KIZ

İrfan ÖZTÜRK Sa’d el-Esved adındaki bir sahâbî, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e geldi ve şöyle sordu: –Yâ Rasûlâllah! Siyahlığım ve yüzümün çirkinliği, cennete girmeme mâni olur mu? Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdu: –Hayır, mâni değildir. Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, sen Rabbin -azze ve celle-’den sakındıkça ve Rasûlü’nün Allah’tan getirdiği şeylere îmân ettikçe, renginin […]

Continue reading »

KUR’ÂN NESLİ

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Hazret-i Useyd bin Hudayr ile Hazret-i Sa‘d bin Muâz -radıyallâhu anhümâ- gibi, önde gelen iki büyük liderin İslâm’a girmesi karşısında çok sevinen müslümanlar, tekbir getirmişlerdi. Hayatında ilk defa Kur’ân dinleyip, iliklerine kadar değişen bu iki lider, birer İslâm insanı olmuşlardı artık. Vahiyle ilk defa karşılaşan iki lider, okunan âyetler ile Hazret-i Useyd ve Hazret-i Sa‘d -radıyallâhu anhümâ- […]

Continue reading »

174. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Behlûl-i Dânâ… O ârif meczup, Harun Reşîd’e birkaç sual arasında sormuş: “–Yer altında en çok ne var?” Halîfe; “–Ölüler var…” demiş. Öyle ya… Şu toprağın her karışında nice mezarlar var. Toprak dediğimiz varlık; «sıksan canlar fışkıracak» devâsâ bir mezarlık değil mi? Yine yerin altında bol bol bulunan ve uğruna oluk oluk kanlar dökülen, petroller, gazlar ve kömürler de […]

Continue reading »

ÜÇ SAĞLAM ÖLÇÜ

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Teraziyi teraziyle tartarlar. Bir terazinin doğruluğunu tespit için, bir başka terazi gerekir. Sağlamlığı ve doğruluğu ölçü olacak bir terazi. Bilhassa ayakların kaydığı, rüzgârların türlü türlü estiği kaypak zeminlerde tutunacak sağlam bir kulp lâzımdır. Kur’ân’da «el-urvetü’l-vüskā» diye işaret edilen sapasağlam tutacak. (el-Bakara, 256; Lokmân, 22) Kur’ân ve Sünnet var ya diyeceksiniz. Doğru. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve […]

Continue reading »

TEVBE DENİLİNCE

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Tevbe denilince çoğumuzun aklına hemen günah gelir. Çünkü günlük dilde tevbe deyince günahkâr bir kişinin o günahından vazgeçmesi anlaşılır. Elbette yanlış değil ama Kur’ân-ı Kerim’de tevbe kelimesinin geçtiği âyetlere baktığımız zaman, tevbenin îmandan önce başlayıp amelden sonraya kadar uzanan kullanımlarını görüyoruz. İslâm’da en temel esas olan, olmadığı takdirde diğer hiçbir şeyin kıymeti olmayacağı bildirilmiş olan îman […]

Continue reading »

TEVBENİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com İlk tevbe Hazret-i Âdem -aleyhisselâm- ile başladı: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (el-A‘râf, 23) niyazıyla başlayan tevbe, ilk insanın yüce Rabbine yaptığı ilk pişmanlık yakarışlarıydı. Daha sonra gelen insanların yaptıkları tevbeler, bu samimî yakarış zincirlemesine tâbî olmanın ifadeleriydi. Tevbe konusu; mukaddes kitâbımızda tam 87 defa tekrarlanan, […]

Continue reading »

İnsanın Yeniden Başlangıç Noktası; HAC İBÂDETİ

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com İlâhî hikmet îcâbı; yeryüzündeki bazı canlılar hayatlarının belli bir bölümünde düzenli olarak, doğdukları topraklara doğru bir yolculuk yapıyorlar. Doğdukları yerden ayrılıyor, kendilerine verilen melekelerle hayatlarını idâme ettiriyor, kendilerinden sonra gelecek nesillerinin temellerini atabilmek için, meşakkatli yolculuklara katlanarak geriye geliyorlar ve birçoğu bu yolculuktan hemen sonra vazifelerini yapmış olarak ölüp gidiyorlar. İlmî noktada, canlıların sergilediği bu davranışın geniş […]

Continue reading »

«ÂH KEŞKE!» DEMEDEN

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Hazret-i İbrahim, Cenâb-ı Hakk’ın kurban emrine teslim oldu. Sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Hanımı Hazret-i Hacer Annemiz de aynı emre boyun büktü. O da sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Oğlu Hazret-i İsmail de aynı emr-i ilâhîye teslim ve râzı oldu. O da sonunda; «Elhamdülillâh!» dedi. Hazret-i Cebrâil, koçla geldi ve: «Allâhu ekber!» dedi. Hep birlikte; «Allâhu ekber!» dediler. «Elhamdülillâh!» […]

Continue reading »
1 289 290 291 292 293 1.002