Mesnevî’den Beyitler -28- HER CİNS, KENDİ CİNSİNE MEYLEDER

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   “Konuştuğu dilden ayrı olan kimse, / Yüzlerce dil ve nağme bilse bile yine susar.”   Her cins kendi cinsini çeker. Yaratılmış her cinsin anlaşma şekli de farklıdır. İnsanın konuşmasından murad da, derdini muhataba anlatabilme iştiyakıdır. Muhatabımızda bizi anlayabilme çabası ne kadar varsa, biz de meselemizi o kadar kolay ve derinliğine anlatabiliriz. Dinleyende böyle bir kabiliyet yoksa, […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -27- KÜPTE NE VARSA O SIZAR

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   “Eğer kendi dem-sâzımın dudağıyla eş olsaydım, / Ben, söylemeye lâyık olan her şeyi söylerdim.”   Dem-saz Farsça bir kelime olup, sözlükte; arkadaş, refik, hemdem, sırdaş, dost anlamlarına gelmektedir. Dudak; neyle sırdaş olmuş, nağmelerle gönüllere dokunmuştur. Mevlânâ Hazretleri de böyle bir dost, sırdaş istemektedir. «Eğer böyle bir dost bulsaydım daha neler neler anlatırdım…» diyor bize bu beyitte.   Bilindiği […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -26- RABBİM, BANA KENDİNİ GÖSTER!

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   “Ey aşk! Aşk, Tûr Dağı’na ruh gibi tesir etti. / Tûr mest oldu. Musa da kendinden geçti de düştü.”   Musa -aleyhisselâm-; İsrailoğulları’nı Kızıldeniz’den geçirip mukaddes topraklara yerleştirince, kavminin uyacağı ilâhî buyrukları almak üzere ilâhî bir emir ile Tûr Dağı’na çağırıldı. Âyet-i kerîmelerde Rabbimiz’in Musa -aleyhisselâm- ile konuşması şöyle anlatılır.   “Tûr Dağı’nda ibâdet etmesi için Musa […]

Continue reading »

İLÂHÎ ÎKAZLAR

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   Âlemleri yoktan var eden Allah, yarattığı hiçbir şeyi başıboş bırakmamıştır. Kâinattaki hiçbir hâdise tesadüfen veya rastgele cereyan etmemektedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyurulur:   “Gaybın anahtarları Allâh’ın yanındadır; başkası onları bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki bir tek taneyi, yaş ve kuru […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -25- DÎNİNE İYİ SARIL!

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   “Topraktan olan ceset, aşk sayesinde eflâkî oldu. / Dağ bile tesir altında kaldı, çeviklik bulup oynadı.”    Mevlânâ Hazretleri bundan önceki beyitte; kibir ve azamet gibi nefsin ayıplarının ilâcının aşk olduğunu söylemişti. Bu beyitte de diyor ki:    “Aşk, topraktan olan insanı semâlara çıkarır eflâkî yapar. Cansız dağı parça parça yapar oynatır.”    Eflâk sözlükte; felekler, gökler, […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -24- DERDİMİZİN DEVÂSI OLAN AŞK

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   Ey kibir ve azametimize devâ olan aşk! / Ey bize göre Eflâtun ve Galinos olan aşk, yaşa!   Eflâtun Eski Yunan’da yaşamış bir felsefeci, Galinos ise tıp âlimidir. Hazret-i Mevlânâ; aşkı, alanında biri hekim diğeri hâkim iki kişiye benzetmiştir. Aşkı da insanoğlunun kibir ve büyüklenmesinin devâsı olarak görmüştür.   Kudsî hadis olarak rivâyet edilen;   “Ben gizli […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -23- AŞKIMIZ OLSUN

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   Bizim sevdamız güzel aşk, şâd ol, / Ey bizim bütün illetimizin hekimi!    Mevlânâ Hazretleri bu beyitte, nefsin bütün illetlerinin devâsını aşk olarak görmektedir. Çünkü kişi yüreğindeki kulluk aşkı ile, ibâdetlerinde ve tâatinde devamlı olacaktır. Bu yüzden de rûhânî ve ahlâkî bütün hastalıklarımızın hekimi aşktır.   Nefsin temizlenmeyen kötü huyları mevcuttur. Bunlar kişiyi cehennemin kapısına götürür. Cehennemin […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -22- HAKİKÎ AŞK, HAK AŞKIDIR

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   Her kimin ki elbisesi aşk pençesiyle parçalanırsa, / O, hırstan ve bütün ayıplardan pak ve temiz olur.   Mevlânâ Hazretleri bu beytinde hakikî aşk olan ilâhî aşktan bahsetmektedir. Rûhun libâsı olan cismin, günah ve hatalardan uzak kalması için; bu hakikî aşka ihtiyaç vardır. Tâliplilerin Hak yoluna sülûkları iki türlü olur: 1. Nefsin kötü sıfatlardan temizlenerek mârifet-i […]

Continue reading »

Mesnevî’den Beyitler -21- ASIL OLAN KANAATTİR

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com   Hırs ve tamah ehlinin gözü dolu olmaz/doymaz. / Sedef de kānî olup, kapanmayınca inci olmaz.   İnsanı en güzel şekilde yaratan Cenâb-ı Hak, onun ihtiyaç duyduğu rızkı da beraberinde yaratmıştır. Hayra da şerre de istîdâdı olan insanın; rızkını -bu âlemin imtihan yurdu olması hasebiyle- hayır ve şer içinde deverân eden bu dünyada araması gerekmektedir. Kemal bulmuş bir insan […]

Continue reading »

MESNEVÎ -20-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com ER-REZZÂK ALLAH   Bir deniz dökmüş olursan testine, / Kısmetinden başka rızık olmaz yine de.   Allâh’ın insanlara vermiş olduğu yiyecek, içecek, giyecek gibi maddî; ilim, ahlâk gibi mânevî nimetlerin hepsi rızıktır. Rızık; «rezk» kökünden türemiştir ve sözlükte; yağmur, bağış, pay gibi anlamlara gelir. Bütün nimetleri her canlıya veren Allah olduğu için, Rezzak ismi Allâh’a mahsustur.   Mânevî […]

Continue reading »
1 2 3 4 5