DEDELER VE TORUNLAR

M. Faik GÜNGÖR Ömrünü pınarda tüketme boşa. Dibi delik testi dolmaz demişler. Az konuş, sözlerin taç olsun başa. Fazlası yalansız olmaz demişler. Sırrını vermezse mihrap imama, Gönüller dönüşür bir isli cama. Dedeler torundan gül bekler amma, Arpa eken buğday almaz demişler. Kocaman lokma ye, koca söyleme. Nefsi söyleyene hoca söyleme. Kusur boyadaysa, sacı söyleme. Gıybet bilmeyen dil, solmaz demişler. Düşersen […]

Continue reading »

ÂLEMLER DÜRÜLÜ SENİN İÇİNDE

M. Faik GÜNGÖR Kendini tanırsan küçük değilsin, Âlemler dürülü senin içinde. Her göze, görünen açık değilsin, Gizli hazinesin tenin içinde. Sen ki meleklerin secde ettiği, Tek nutfeden renk, renk çiçek bittiği, İlmin çözemeyip çekip gittiği, Sırlı muammâsın genin içinde. Bezm-i Elest’teki sözün adına, Yaratılıştaki özün adına, Dünyaya sevdalı gözün adına, Damladan deryaydın cenin içinde. Gün doğar güzele hem de çirkine, […]

Continue reading »

İKİ ŞEHİR

M. Faik GÜNGÖR İki şehir adı sordular benden. Biri Mekke biri Medine dedim. Güzel koku aldık dediler senden. Aynayı bir çevir kendine dedim. Onlar ki çilenin sefasındalar. Her türlü dostluğun vefasındalar. Tövbenin bilmem kaç defasındalar. Girmişler yokluğun bendine dedim. Dedikodu, fitne yeli estirir. İftira, günahsız başı kestirir. Nefs, göze haramı helâl gösterir. Düşme tuzağına, fendine dedim. Emîre itaat yorumsuz olsun. […]

Continue reading »

MEDET YÂ RASÛL!

M. Faik GÜNGÖR Aczimi bilerek düştüm yollara. Huzuruna geldim medet yâ Rasûl! Veda ettim artık çürük kollara. Huzuruna geldim medet yâ Rasûl! Akılla okuyup, dilde susmadım. Bulduğum mürşide kulak asmadım. Doğru yolda, doğru yere basmadım. Huzuruna geldim medet yâ Rasûl! Hayatı çileyle ördür, dediler. Son nefese kadar sürdür, dediler. Ârife yansıdım kördür dediler. Huzuruna geldim medet yâ Rasûl! Kuru bir […]

Continue reading »

YAPIŞ MUHABBETİN AŞK GÜNEŞİNE

M. Faik GÜNGÖR Kulluktan habersiz geçen zamanı, Çıkar hayatından, sil neye yarar? Bal etse ağuyu, sapla, samanı, Hakk’ı zikretmezse dil neye yarar? Bin bir hikmet gizli, varlık sır küpü, Mevcudat içinde insan ar küpü, İçi boş eminsen, fırlat kır küpü, Mecnunu olmayan çöl neye yarar? Gönülde vesvese kevgir süzemez, Ellerde kelepçe ayak çözemez, Kalbi kör olanlar bakar sezemez, Suya hasret […]

Continue reading »

SÖZ OLSUN

M. Faik GÜNGÖR «Çökmedikçe mavi gök» çürümedikçe toprak, Dürülmedikçe dağlar, yerlerinden koparak, Asra yemin olsun ki, sabrımızdan saparak, İhanetin kolları, dilleri burulacak, Bilinsin bu gemiyle, sonsuza varılacak! Sıyrıldı mı kılıçlar; «Bismillâh!» deyip kından, Hangi sebep caydırır, yiğitleri akından? Yağıp yutmadan arzı, yeni bir tufan kandan, Daha büyük şölene, kazanlar kurulacak, Bilinsin bu gemiyle, sonsuza varılacak! Kanat indirir rüzgâr, gezdiğimiz her […]

Continue reading »

DAĞLAR EBÛ KUBEYS’İN HÜZNÜNÜ YAŞAMAKTA

M. Faik GÜNGÖR Sahte gülücüklerin kanadında yükselen Huzur dağladı beni yaş indi gözlerime. Zemheri şafağında karanlıkları delen Güneşi avuçladım kan çöktü dizlerime. Arıyorum yıllardır içimi yakan közle, Çağları değiştiren, değişmeyen varımı. Anlatırım derdimi sandım şiirle-sözle, Lügatlere kar yağdı, kaybettim baharımı. Zaman bir mengenenin ağzında can çekişir, Karınca nur beldenin tavafı hayalinde. Dualar mazlumların dillerinde pekişir, Tsunami Asya’nın baş alır sahilinde. […]

Continue reading »

MISIR’A ŞAH OLMAK

M. Faik GÜNGÖR Şükür ekmeğimiz, aşımız bizim. Yağmuru olmayan, bora talibiz. İlk günden dumanlı başımız bizim, İlkbaharda yağan kara talibiz. Yokluk tarlasını hamd ile biçtik Hakk’ı tanımayan serden vazgeçtik. Yollardan Geylânî yolunu seçtik. İyice pişmeye, kora talibiz. Şüphe, kibir, gurur iblisî iştir Tefekkür diriliş, benlik bitiştir. Bu gidiş mahşere doğru gidiştir Islah-ı nefs için hora talibiz. Çile yumağıyla hayatı ördük […]

Continue reading »

EY RASÛL

M. Faik GÜNGÖR Yolcular değişti, yollar değişti. Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Niyetler, hedefler, kollar değişti. Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Bahçıvan kem gözlü, kurudu güller, Geceli-gündüzlü zârda bülbüller. Bozuldu kokusu, mahcup sümbüller, Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Ağaçlar, açtığı çiçeğe dargın. Kalemler, yazdığı gerçeğe dargın. Terazi, tarttığı ölçeğe dargın. Sultanım, Efendim hep Sen’den sonra. Yıldızlar, kervanı göle düşürdü. Çatlak […]

Continue reading »

NEBÜLÖZLERİN UTANCI

M. Faik GÜNGÖR Buhurdan bakışların çiselesin gönlüme. Zamandan çıkar beni, al götür gül yüzlüme. Yollarında bekleyen güller muştunu koklar, Seni söyler her şarkı, taşlara çarpan sular. Müjdesiydin baharın, mecnunlara pusula, Derd-i Eyyûb’a sabır, tebessümdün yoksula. Güzelliğin okunur aynanın sanatında, Sana taşınan renkler, bülbüller kıratında. Hangi bülbül lâl olmaz, işitir de sesini. Efsunlu gözlerinde dâra çekse nefsini… Dağlara diz çöktüren âsi […]

Continue reading »
1 17 18 19 20