DAĞLAR EBÛ KUBEYS’İN HÜZNÜNÜ YAŞAMAKTA

M. Faik GÜNGÖR

Sahte gülücüklerin kanadında yükselen
Huzur dağladı beni yaş indi gözlerime.
Zemheri şafağında karanlıkları delen
Güneşi avuçladım kan çöktü dizlerime.

Arıyorum yıllardır içimi yakan közle,
Çağları değiştiren, değişmeyen varımı.
Anlatırım derdimi sandım şiirle-sözle,
Lügatlere kar yağdı, kaybettim baharımı.

Zaman bir mengenenin ağzında can çekişir,
Karınca nur beldenin tavafı hayalinde.
Dualar mazlumların dillerinde pekişir,
Tsunami Asya’nın baş alır sahilinde.

Bir vahada buz tutar korkunun ecel teri,
Denizlerde çatlıyor suya hasret dudaklar.
Kanarya kılığında yakar da fitilleri,
Devrin Ebû Cehil’i, Filistin’i kundaklar.

Adalet, zalimlerin merhametinde şimdi,
İtlerin tasmasında gerdan kırar boncuklar.
Toprakla kucaklaşır sabah, öğle, ikindi…
Akbabalara karşı kuş sapanlı çocuklar.

Dağlar Ebû Kubeys’in hüznünü yaşamakta,
Kervan geçmiyor artık Yûsufî kuyulardan.
Hüdhüd yuvalarında kargalar dolaşmakta,
Âsîleşti dalgalar süzülen kuğulardan.