MEDET YÂ RASÛL!

M. Faik GÜNGÖR

Aczimi bilerek düştüm yollara.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!
Veda ettim artık çürük kollara.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Akılla okuyup, dilde susmadım.
Bulduğum mürşide kulak asmadım.
Doğru yolda, doğru yere basmadım.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Hayatı çileyle ördür, dediler.
Son nefese kadar sürdür, dediler.
Ârife yansıdım kördür dediler.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Kuru bir dal iken çiçeğe durdum.
Kendimi aşarak başa oturdum.
Benlik aynasında azdım, kudurdum.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Ehilsiz ellerde döndü beşiğim.
Söndü gönlümdeki hüner ışığım.
İlk günden bu güne Sana aşığım.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Gece güneş nerde, gündüz ay nerde?
Eyyûb Nebî nasıl tutuldu derde?
Candan istemekle kalkarmış perde.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Kılıf minareye dar geldiği gün,
Kötülük iblise ar geldiği gün,
Kolayın kolayı zor geldiği gün
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Kapına gelenler boş çevrilmezmiş.
El sürdüğün ağaç, dal devrilmezmiş.
Nefes olmayınca ham kavrulmazmış.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!

Sorarlarsa beni, kimim ben neyim?
Nefsinin esiri, günahta beyim.
Bir ömür bir dağda inleyen neyim.
Huzuruna geldim medet yâ Rasûl!