Müstesnâ Bir Sahâbî: HUZEYFE BİN YEMÂN

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Huzeyfe bin Yemân -radıyallâhu anh- Medine’de doğdu. Bedir Gazvesi’nden önce müslüman oldu. İslâm savaşlarında kahramanca savaştı. Hazret-i Peygamber -sallâl­lâhu aleyhi ve sellem-’in sırdaşı olma hususiyeti ile öne çıkan bu sahâbî efendimiz, aynı zamanda güzel ve olgun bir ahlâka sahipti. Verilen vazifeyi tam ve en güzel şekilde yerine getiren Huzeyfe -radıyallâhu anh-, Hazret-i Ömer zamanında Medâin’e vali […]

Continue reading »

Sulhü Olmayan Bir Cenk NEFİS TERBİYESİ

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanın yaratılışı sayısız hikmetlerle dolu. Hepsi birbirinden derin, mânâlı, yerli yerince ve ebediyete ışık tutan hakikatler. Temelde; Allâh’a kulluk gayesi var. O’nu idrâk ederek, irfân üzere bilerek, kudret ve azametini kavrayarak bir kulluk. Mârifetullah ve muhabbetullah içinde bir kulluk. İşte bu; Buna engel gibi görünen aslında daha kuvvetlendirici ve kıymetlendirici olan muhtelif imtihanlara bağlı. Çünkü […]

Continue reading »

İKİ YÜZ

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com Bundan kırk yıl kadar önce; Çukurova’nın nemli, bunaltıcı sıcakları, şimdiki sıcaklardan daha kuvvetli olurdu. Yaz mevsimi gelince göç hazırlıklarını tamamlayan aileler, yaylanın yolunu tutardı. Üç-beş komşu bir olur, tutulan bir kamyonla göçerdi. Bir kamyona bazen yedi-sekiz ev yüklenirdi. O zamanlar evler çok sade idi, fakirlik, yoksulluk vardı. İlçemizde zengin sayılacak kişiler, bir elin parmakları kadar azdı. Lüks […]

Continue reading »

MESNEVÎ -16-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com «SONUNDA KABRE ÇIKAR BU YOLUN KIVRIMLARI.»* Günler geçtiyse geçsin, hiç de yoktur korku, / Sen kal, ey o kimse ki senin gibi pak olanı yoktur. Bu beyt-i şerif insân-ı kâmilin sözleridir. Cenâb-ı Hakk’ın zâtını; aklımız, idrâkimiz kavrayamaz, âciz kalır. O yarattıklarından hiçbirine benzemez. Allah -celle celâlühû- mekândan ve zamandan münezzehtir. O; Evvel, Âhir ve bâkî olandır. […]

Continue reading »

GÖNÜL!

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com   Yanıp dursan bir çöl gibi, Hak yolundan çıkma gönül! Dolmak güzel bir göl gibi, Seller gibi akma gönül!   Gönül, gel dur aşk safına! Gülme sakın dost gafına! Dost ol, insan sarrafına; Dost olandan bıkma gönül!   Gönül Hakk’ı çok severdi, Sevgim ancak Hakk’a derdi, Sarsa bile dünya derdi; Yapıcı ol, yıkma gönül!   Gönül dinle […]

Continue reading »

ELDEKİ NİMETLER GİTMEDEN UYAN!

VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) varoglu5@gmail.com   Böyle sürüp gider zannetme devran, Yokluğun derdini tatmadan uyan! Şımaran milletler yaşarlar hüsran, Çetin günler gelip çatmadan uyan!   Ne bu hırs, yalancı dünyaya tamah? Servet için her yol görülür mubah, Kārun gibi en son demeden eyvah; Toprağın altına batmadan uyan!   Ülkemde hizmetler durmadan yağar, İnsanlar işinde, kaynıyor pazar, Gün olur tersine döner […]

Continue reading »

RAHMETİ SONSUZ, YÜCE HAK!..

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)   Rahmeti sonsuz, yüce Hak, Eyledi Kur’ân’ı ayan!.. İnsanı mevcut kılarak, Bir ona öğretti beyan!..   İnsana dil verdi Hudâ, Türlü remiz, türlü sedâ, Hem de mükemmel bir edâ; Hepsi de Kur’ân’a taban!..   Varlığının gāyesi bu, Söz demenin sâyesi bu, Kalpteki sermâyesi bu; Hakkı desin hakkı duyan!..   Gökte güneş, hem de kamer, İnce hesâb […]

Continue reading »

SANKİ ÖNÜMDE SIRAT!

SÜKÛTÎ (Hızır İrfan ÖNDER) onderirfan@gmail.com   Koşumsuz bir at gibi, Seğirtip geçti hayat!.. Anladım ki garibi, Daima bekler memat!..   Yalnızım yıllar boyu, Dertlerim derin kuyu, Bozuldu çağın huyu; Terk etti beni sıhhat!..   Seherde kanıyor gül! Figān ediyor bülbül! Gözyaşım gürül gürül; Sanki akıyor Fırat!..   Hüznüm amansız çağlar, Geçit vermiyor dağlar, Sükûtî’ye yol ağlar; Sanki önümde Sırat!..

Continue reading »

ORUCUN HAKKI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Cihanda sanma ki iftar, beş-altı lokma yemek, Yemek değil orucun hakkı, Hak için vermek!   vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün (fa‘lün)  

Continue reading »

RAMAZAN ve ORUÇ NİYE?

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)   «‒Oku!» diyor nefsini, Alak Sûresi’nde Hak, «‒Oku!» diyor Rabbini, ey kul, oku muhakkak. Rabbin adıyla oku, kendini doğru tanı, Sen kendini tanırsan, tanırsın Yaratan’ı!   Ben, ben dediğin nefsin istekleri put gibi, Görmeyene İbrahim, görene Nemrut gibi. Hak değil hevâsını ilâh yapmış o gafil, Sen, sen beni dinle, der, Allâh’a bilgiç câhil. En mâlûm gerçeklere, en meçhul yalanları, Derman deyip de süsler rengârenk yılanları! Keyfinden zannedersin her zehrini hediye, En kötü günahları […]

Continue reading »
1 160 161 162 163 164 1.015