Bir Bebeğin Dramı

Seyrî ( M. Ali EŞMELİ ) Yeni doğmuştu bebek, yattığı yer vîrandı, Emzirirken çilekeş annesi kurşunlandı… Oldu kalkan, sarılıp yavruya hicranlı baba, Onu kurtarmak için cân ile gösterdi çaba. İki bombayla fakat yan duvarın koptu taşı, O sipersiz babanın oldu paramparça başı. Kanlı etlerle bebek, düştü, kapaklandı yere, Vah yazık, her yanı dönmüştü kızarmış ciğere… Çöktü tâ bağrına bin bir […]

Continue reading »

Başka Bir Şey İstemem

Yusuf DURSUN Bir gülün olabilsem, Başka bir şey istemem. Ah, kulun olabilsem, Başka bir şey istemem. Varsın, birsin ve Hak’sın, Sen Hâlık-ı Mutlak’sın. Aşkın kalbimi yaksın Başka bir şey istemem. «Ol!» deyip olduransın, «Gül!» deyip güldürensin. Bana da kölen densin, Başka bir şey istemem. Yorulmadan söylesem, Durulmadan söylesem, Her nefeste «Hû!» desem, Başka bir şey istemem. Ne yarınım, ne dünüm, […]

Continue reading »

Ebâbil Kuşları

Şükran IŞIK Yakışmıyor yâ Ali, sana derin uykular, Allah için kalk artık, kanla doldu her diyar. Bir Ulubatlı gönder, dik zafer bayrağını, Çiğnetme kâtillere mukaddes toprağını, Galip gelsin yâ Rabbi ezanlar çan sesine, Doğunun katranları dökülsün tepesine, Kıyâmet mi kopuyor, oynuyor yer yerinden? Dil bilmeyen bebeler delinmiş ciğerinden, Allâh’ım, nerde kaldı o ebâbil kuşları, Ne zaman yağdıracak gökyüzünden taşları? Bir […]

Continue reading »

Hayal Şehir

Recep YILDIZ İstanbul’u gördüm, gece bir düş gibi saftı. İstanbul’u gördüm gece, bir düş gibi saftı. Sessizdi, nefessizdi, hayal çığlığı vardı. Evlerde, sokaklarda ölüm saflığı vardı. İstanbul o gün başka bir âlem dokuyordu, Gün değmemiş akşamda kızıllık kokuyordu. Cennet gibi bir gündü, ışık bayramı vardı; Yıldızlar akar şehre tebessümle kayardı. Coşmuştu Boğaz, bir gerilip bir taşıyordu; Sonsuzluğun ufkunda zaman buzlaşıyordu. […]

Continue reading »

Âraf’taki İnsan

Olcay YAZICI Hüzün, acıların gül yağmurudur İçinde baharı barındırır kar. Hikmetin esrarlı çizgisinde dur: Mücerret dalgalar derinden akar. Ol deyince olur, hüküm O’nundur, İster tevekkül et, istersen delir! Ömrün saatini sonsuzluğa kur, Yalnız doğar insan ve yalnız ölür! Silindi sayfadan semâvî yasa, Aşıldı/aşındı mukaddes eşik. Ezelî endişe, ebedî tasa, Her şey bir ârafta çatık/bitişik Hızlanır tekerlek yokuş aşağı, Sabır yumağını […]

Continue reading »

Ağlar Karanfil

Mahmut TOPBAŞLI Gecenin koynunda feryâd u figan, Hasretine umut, bir beyaz mendil… Buz tutmuş ırmağı andırır zaman, Yas tutar gonca gül, ağlar karanfil. Soylu sevdamıza hasret bu toprak, Umutla yaşadı belki üç asır… Gönül hazanında düştü son yaprak, Çözülen düğümde saklandı kaç sır. Eski iklimlerde sevda servetti, Gülsuyu kokulu dualar muştu… Gözyaşı sineye yağan rahmetti, Yürekler çırpınan âzâde kuştu. Sevda […]

Continue reading »

İlâhî

Mustafa TAHRALI Ey gönül derde düş derman bulasın El aç sultânına ihsan bulasın Günâhın söyle ki gufran bulasın Terk-i cân eyle ki cânan bulasın Gece gündüz kulluk eder âbidler Terk-i dünyâ kılar cümle zâhidler Fî sebîlillah can verdi şehidler Ol cân için can ver ki can bulasın Kerâmete erem dersen kerîm ol Mârifet dilersen nefse alîm ol Zâlim olma sakın […]

Continue reading »

Rubâîler

Mehmet Turan YARAR Gam çâre değil, yersiz emektir güzelim, Lokmanlığı taştan dilemektir güzelim. Bitmez feleğin kahrı, üzülmek boşuna, En doğrusu «aldırma» demektir güzelim. *** Haykır hele sen, gökler işitsin yâhû Her mihnete çak silleyi bitsin yâhû Ben bir çolağım sille gücüm yok dersen Var çâresi, vur tekmeyi gitsin yâhû!..

Continue reading »

Mevlâ’mdan Dileğimdir

Melda ÖZATA Bir güzel dil, bir güzel ses, bir güzel söz isterim Bir çiçek açmış ezelden bir ebed öz isterim. Yağsa bir nûr, yağsa göklerden bunalmış rûhuma Dâvetin sonsuzluğundan bir hoş âvâz isterim. Kanmıyor gönlüm muhabbet çeşmesinden içmişim Kanmıyor hiç kanmıyor bin bir yudum az, isterim Göklerin nûr kaynağından bir nasip alsam yeter Bir nasip, ömrümce hem hiç bitmeyen haz […]

Continue reading »

Ölüm

M. Nejat SEFERCİOĞLU Şu soluk resme bakıp geçmişi anmak da ölüm Sıladan gönderilen mektuba kanmak da ölüm Uzayan yollara bakmak yaşaran gözle her an Adı gurbet konulan odlara yanmak da ölüm Unutulmuşluğa rağmen duyulan çan sesini Çalınan bir kapının zil sesi sanmak da ölüm Gece yorgun başının yastığa râm olduğu dem Görülen bir sürü kâbusla uyanmak da ölüm Sılanın yolları […]

Continue reading »
1 1.012 1.013 1.014 1.015 1.016 1.028