ATLAR KOŞAR AMA NİYE KOŞTUĞUNU BİLMEZ!

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Muharrem Bey, İstanbul’un en seçkin veya başka bir tabirle en zengin semtinde oturan bir işadamıydı. Hani eskilerin dediği gibi; «yatı, katı ve adalarda yalısı» olan birisiydi. Eşi ve iki çocuğu ile birlikte yaşıyordu. Gelgelelim ne çocuklar doğru düzgün babalarını görebiliyor ne de karı-koca aynı anda birlikte olabiliyorlardı. Zira ikisinin de işi başından aşkındı. Peki, çocuklar derseniz… Onlar […]

Continue reading »

ZAHMETLE DEĞİŞİR RAHMETİN RENGİ!

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com İkindi namazı sonrasıydı. Masasında kitap okuyan Halil İbrahim Hocanın açık olan oda kapısı çaldı. Başını kaldırarak; “–Buyurun!” diye seslendi. İçeriye Mehmet Hoca ve öğrencisi Ömer girdi. Ömer; âdeta Mehmet Hocanın arkasına saklanmış, görünmemek için elinden geleni yapıyordu. Masanın yanına yaklaştıklarında Mehmet Hoca; “–Hocam! Ömer, hâfızlığı bırakmak istiyormuş. Ben birkaç kez konuştum ancak iknâ edemedim. Bir de siz […]

Continue reading »

HELÂL ve TEMİZ RIZKI ARAMAK

Halil KAŞIKÇI Bugünkü gençliğin en büyük problemlerinden biri az emekle çok kazanç sağlamak, bir nevî hazıra konmak; sonra da tembellik ve atâlet. Çünkü fıtratta, dünya ve ânı yaşama var. Bir iş tutma gayreti, öğrenme çabası, başından başlayıp kendini ispat ede ede ilerleme; yani çıraklık, kalfalık devresinde sabır gösterme, dolayısıyla ustalığı bi-hakkın elde etme… Bütün bunlar maalesef şimdilerde rastlanan şeylerden değil. […]

Continue reading »

ASIL HÜNER

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Dünden bugüne insanoğlunun yeryüzünde varlığını sürdürdüğü her devir ve dönem, nefisleri dünyaya rapteden çeşitli câzip bağlarla dolu. İsimleri, markaları, şekilleri her günün şartına göre değişmiş de olsa bu bağların; perde arkasında saklanan gaye hep aynı: Unutturmak! Ölümü, hesabı, âhireti unutturmak! Allâh’ı unutturmak! Öte yandan bu unutkanlıklar sadece dünyayı biraz daha fazla sevmeyi sağlayacak kadar masum ve […]

Continue reading »

DALGALAR GEMİYE GİRERSE

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Bizden önceki nesiller, dünya malına çok fazla rağbet etmediler. Kendi ihtiyaçlarını giderecek kadar bir varlığa sahip olmuşlarsa ona kanaat ettiler, bundan daha fazlasına sahip olmaktan ve onun hesabını verememekten korktular. Sahip olduklarına ve ihtiyaçlarını karşıladıkları miktarlara titiz davranarak, helâl ve haram çizgisine riâyet ettiler. Bu hassâsiyet hem sahip olduklarına bereket olarak hem de içtimâî hayata sulh, sükûn […]

Continue reading »

NASIL ÖLMEK İSTERSİN?

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com Bugün günlerden cuma. Yeni taşındığım bu şehirde kılacağım ilk cuma namazı. Cami büyük, güzel, tertemiz. Kürsüde hocaefendi vaaz ediyor. Kulağım onda, gözüm cami içindeki yazılarda. Kubbedeki motifler, süslemeler, renkler çok nefis. Cenâb-ı Hakk’ın 99 ismi (güzel isimleri) sağ, ön ve sol tarafa çok güzel bir hatla, ince, uzun bir şerit şeklinde yazılmış. Vaiz efendi 30-40 kişilik cemaate […]

Continue reading »

BİR YILDIZ AKTI

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr Senai Bey ile sohbet: –Hocam, Yahya Kemal üstâdın şu şiirini okuyunca bakın aklıma ne geldi? Önce şiiri okuyayım size: –Buyurun Senai Bey! “–Bir yıldız aktı, gök ve deniz sarmaşır gibi, Vuslatta ilk öpüşmeyi andırdı ansızın. Birden kamaştı gözlerimiz, baktık engine. Hulyâlı mâvilikte bu ânî parıldayış, Tek bir dakîka sürmedi, kayboldu, sır gibi. Sandık ki; uçtu […]

Continue reading »

KOŞAN ADAM…

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com O; mahallede, Garip Dede diye bilinirdi. İstanbul Kasımpaşa taraflarında yaşardı. Garip Dede’nin garipliklerinden dolayı ona bu isim verilmişti. Hiç ummadığınız bir anda kapı çalar; “–Çöpünüz varsa alabilir miyim?” derdi. Aldığı çöpün içini önce güzelce çöpe boşaltır. Yenecek yemek artıkları varsa, yine güzelce kendi getirdiği kaba kor ve köpeklere, kedilere verirdi. Yine gelir; “–Atılacak eşyanız var mı, ben […]

Continue reading »

Günümüzle Mukayeselerle ŞEHZÂDE KATLİ MESELESİ

Asım UÇAROK “Ve her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem için katletmek münasiptir. Ekser-i ulemâ dahî tecviz etmiştir. Anınla âmil olalar.” «Fatih Kanunnâmesi»nde geçen bu satırlar; zaferlerle, muvaffakiyetlerle, eserlerle dolu Osmanlı tarihinin en çok tartışılan meselelerinden birine işaret eder. Bizi kim idare etmeli? Bir şehri, bir ülkeyi veya dünyayı? Talip çok ise; hangisi, hangi hakla bu salâhiyeti elinde […]

Continue reading »

NİMETLERİN KIYMETİNİ BİLMEK!

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com KÂİNAT İNSAN İÇİN Kâinat insan için, insan da Allâh’a kulluk için yaratılmıştır. İnsan için yaratılan kâinâtın küçücük bir zerresi olan dünya ve çevresi, insanın yaşaması için mükemmel bir hâle getirilmiş ve binlerce nimetlerle donatılmıştır. Etrafımıza ve kendimize baktığımızda bizlere verilen nimetlerin çok az bir kısmını görmemize, hissetmemize, idrâk etmemize rağmen bu nimetler oldukça fazla ve yerindedir. Her […]

Continue reading »
1 32 33 34 35 36 92