Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – NAKŞÎ – MEVLEVÎ

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Ali Behcet Efendi, 22 Ekim 1727’de (Hicrî 1140) Konya’da doğdu. Dedesinin yanındaki ilk tahsilinden sonra Karamanlı Abdullah ve Abdüssamed Efendilerden ders okudu. Daha sonra Afyonkarahisar’a giderek Mehmed Alâeddîn Çelebi’den Mesnevî-i şerif, Mektûbât-ı Rabbânî gibi temel tasavvuf eserleri okudu. Ali Behcet Efendi, çeşitli illerde kadılık yaptıktan sonra 1813’te tekrar Afyon’a giderek Seyyid Burhâneddîn Mehmed Emin […]

Continue reading »

«Dînimizin kıymetini bilmezsek, Cenâb-ı Hak bu dîni bizden alır!» MAHMUD SÂMİNÎ EFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Bu ay sizlere; “Bir âşık, aşkını mâşûkuna açmazsa o mâşuk (sevgili) aşkını bilemez. Tasavvufta gurur yasak, teslîmiyet şarttır… Aşkın mecâzî köprüsünü geçenler, aşk-ı hakikîye erenlerdir. Buna erenler Hakk’a inanıp bir rehbere bağlananlardır!” diyerek, mânevî kurtuluşa erebilmek için bir mâneviyat büyüğünün izinden yürünmesi gerektiğini söyleyen bir «Gönül Sultanı»nı, Palulu bir mânâ erini Şeyh Mahmud Sâminî Efendi’yi […]

Continue reading »

Duraklama Dönemi (1579-1699) OSMANLI-AVUSTURYA REKABETİ

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com OSMANLI-AVUSTURYA (1593-1606) SAVAŞLARI Sokullu Mehmed Paşa’nın 1579 yılında ölümüyle «Duraklama Dönemi»ne giren Osmanlı Devleti’nin bu dönemde en çok savaştığı ülke, Avusturya olmuştur. 1593’ten 1606’ya kadar süren ve Kanije Zaferi’nin de kazanıldığı Osmanlı-Avusturya savaşları; Avusturyalılar tarafından «Uzun Türk Savaşları» ya da «Uzun Savaşlar» diye adlandırıldığı gibi, ilk çatışmalar 1591’de başladığı için, «15 Yıl Savaşları» olarak da […]

Continue reading »

Duraklama Dönemi (1579-1699) CELÂLÎ İSYANLARI

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com   İSYANLAR ÖNCESİ GENEL DURUM 1579 yılından itibaren çoğu yetersiz veya çocuk yaştayken başa geçen padişahların zayıf yönetiminde; Osmanlı devlet merkezinde, büyük bir idarî karmaşa yaşanmaya başlandı. Vezirler, saray ağaları ve ilmiye sınıfı arasındaki çekişmeler, taşra yönetimlerini de olumsuz etkiledi ve ülkenin her tarafında başıbozukluk meydana geldi. Adâletsizlik, kanunsuzluk, makam ve mansıp sahibi kişilerin rüşvete […]

Continue reading »

AHISKALI ALİ HAYDAR EFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Ali Haydar Efendi; tarîkata girmek isteyenlerin, mizaçlarının bu yolda sülûk etmeye istîdatlı olup olmadığını öğrenmek için, o kimselere; “–Şimdiye kadar çok fazla sevdiğiniz, değer verdiğiniz bir şey var mı?” diye sorarmış. Kişi meselâ; “–Atımı çok seviyorum!” gibi bir cevap vermiş dahî olsa; “–Senden mürid olur.” der, onu ihvanlığa kabul edermiş. “–Hayır efendim, şimdiye kadar hiçbir […]

Continue reading »

ŞU ÂHİRET YURDU NEDİR?

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Şerâfeddin Zeynelâbidîn Dağıstânî Hazretleri, 1 Aralık 1875’te (hicrî 1292) Dağıstan’da doğdu. Nakşibendî şeyhi Ebû Ahmed es-Suğûrî Hazretleri’nden mânevî eğitim aldı. Şerâfeddin Dağıstânî Hazretleri, Şeyh Şâmil’in Ruslara karşı direnişine iştirak ettikten sonra mazlum kardeşleriyle beraber Türkiye’ye hicret ederek Yalova Güneyköy’e (Reşadiye) yerleşti. Eğitimine, kendisinden daha önce Türkiye’ye hicret etmiş olan amcası ve kayınpederi Şeyh Muhammedü’l-Medenî […]

Continue reading »

ÇOK HAYIFLANACAKLAR!

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Künyesi Ebû Yâkub olan Yûsuf bin Yâkub Hemedânî, 1048 senesinde (hicrî 441) Hemedan’da doğdu. İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin nesebindendir. Büyük âlimlerden fıkıh, hadis, tefsir ve kelâm gibi İslâmî ilimler tahsil etti. Zekâ ve liyâkati onu hocalarının en gözde talebesi yaptı. Hadis ilminde derinleşen Yûsuf Hemedânî -kuddise sirruh- bir müddet sonra tasavvufa yönelerek Ebû Ali Farmedî […]

Continue reading »

Tasavvuf Eğitimine, Abdülaziz BEKKİNE Hazretleri’nde Başlamıştı MEHMED ZÂHİD KOTKU EFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Peygamberimiz -sallâllâhu aley­hi ve sellem- şöyle buyuruyorlar: “Müslümanlar birbirlerini sevmedikçe, kâmil mü’min olamazlar!” Yani sevmenin kuru lâfla olamayacağı âşikârdır. Mü’minlerin birbirlerini sevmeleri demek; gerektiğinde kardeşine yardım etmesi, onun elinden tutması, ona doğru yolu göstermesi ve kendisine hiçbir zaman darılmaması, ondan ayrılmaması demektir. Bunlar hep sevgi alâmetleridir. Bizim birbirimize olan muamelemiz, tıpkı öz kardeşlerin birbirlerine davranışı […]

Continue reading »

OSMANLI DEVLETİ’NİN DURAKLAMA İÇİNE GİRMESİ -2-

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com OSMANLI’NIN SINIRLARININ GENİŞLEMESİNİN OLUŞTURDUĞU ZAAFLAR Osmanlı Devleti’nin kontrolü zor, tabiî sınırlara ulaşmış olması ve topraklarının aşırı genişlemesi de duraklamaya yol açan bir diğer faktördür. 17. yüzyıla gelindiğinde Osmanlılar batıda Balkanlar ve Tuna’ya kadar Orta Avrupa’yı ele geçirmiş bulunuyordu. Bu sınırlar Osmanlı Devleti’ni Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ile sınır ülke hâline getirmişti. Artık bu yöne doğru […]

Continue reading »

BENİ HESABA ÇEKSİN…

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Asıl adı Ebû Yezîd Tayfur bin İsa olan Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri, mîlâdî 777 (hicrî 161) senesinde Bistam’da dünyaya geldi. Babası, gayet dindar ve sâlih, annesi ise son derece iffetli, ahlâklı ve hayâ sahibi sâliha bir hanımdı. Câfer-i Sâdık Hazretleri’nin torunu İmam Ali er-Rızâ Hazretleri’nin talebelerindendir. Sûfîlikte fenâfillâh ve makamına eren Bâyezîd-i Bistâmî -kuddise sirruh-, […]

Continue reading »
1 19 20 21 22 23 53