Duraklama Dönemi (1579-1699)

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com

ZİTVATOROK BARIŞINDAN SONRA OSMANLI’DA GENEL DURUM

Osmanlı merkezî yönetiminde var olan siyasî istikrarsızlık, on yedinci yüzyıl boyunca artarak devam etti. I. Ahmed’in genç yaşta vefat etmesi ve saltanat için yetişkin evlât bırakmaması üzerine; Osmanlı tahtına 26 yaşında dimâğen hasta olan birâderi I. Mustafa, devlet geleneklerine aykırı olarak çıkarıldı. Fakat aklî melekelerindeki rahatsızlık saklanamaz hâle geldiğinden, devlet ileri gelenlerinin müdahalesiyle tahttan indirilerek yerine I. Ahmed’in 14 yaşındaki oğlu II. Osman (Genç Osman) hükümdar ilân edildi. Genç hükümdar, dinamik bir kişiliğe ve ıslahatlarla devleti toparlayacak bir vizyona sahipti. Ancak yaşı gereği, devlet tecrübesinden yoksun olduğu gibi, devleti yeniden ayağa kaldıracak kıratta güçlü yardımcı kadrolardan da mahrumdu. İyi niyetle ıslahatlar gerçekleştirmek için teşebbüste bulunmasına rağmen, yeniçerilerin engellemeleri yüzünden buna muvaffak olamadı.

II. OSMAN DEVRİ

II. Osman, ordunun başına geçerek Lehistan’a sefer düzenledi. Ancak bu seferden; yeniçerilerin isteksizliği, başıbozukluğu ve yer yer savaştan firar etmeleri yüzünden arzulanan, devlete yeni bir ruh verecek sonuç elde edilemedi. II. Osman; Hotin Kalesi önünde, bu ordunun artık devrini tamamladığını gözlemleyerek, yeni bir ordu kurmak gerektiği kanaatine vardı. Fakat tecrübesizliğinden dolayı, bu durumu açıkça etrafındakilere duyurdu. Her şeye rağmen; genç hükümdarın azmi, cesareti ve kararlılığı neticesinde Lehliler, Kanunî dönemi şartlarını esas alan bir barışı istemek zorunda kaldı.

Nihayet yeniçeri askeri; Genç Osman’ın hacca gitme bahanesiyle Mısır ve Şam kuvvetlerinden yeni bir ordu oluşturacağı söylentisi üzerine, harekete geçti. Tahtan indirilen II. Osman, tecrübesizliğinin ve devlet erkânındaki insicamsızlığın bedelini; Yedikule Zindanı’nda yeniçeriler tarafından fecî bir biçimde işkenceye tâbî tutularak, hunharca öldürülmek sûretiyle ödemiş oldu.

IV. MURAD DEVRİ

Osmanlı tahtına, I. Mustafa’nın kısa dönem yeniden çıkarılması garâbetinin ardından; Eylül 1623’te, henüz 11 yaşında olan IV. Murad getirildi. Dağıtılacak cülûs için hazinede para olmadığından; Enderun’da bulunan altın ve gümüş, darphaneye verilerek para kestirildi ve cülûs bahşişi olarak dağıtılabildi.

IV. Murad’ın ilk yılları; iç karışıklıklar ve ordunun serkeşliklerinin öne çıktığı, yöneticiler arasındaki mücadele ve saray entrikalarından taşraya yansıyan isyanlarla geçti. Yeni padişah, yaşının olgunlaşması ve devletin işleyişine vukûfiyetinin artmasından sonra ipleri ele aldı. Sertlik yönü ağır basan bir dizi ıslahata imza attı. Yeniçeri Ocağı’nı zapturapt altına almak için, hiçbir fırsatı kaçırmadı. Tütün ve içki yasağında aldığı tedbirlerle, sosyal alanda da devletin varlığını yeniden hissettirdi. İçte otoritesini sağlamlaştırıp devlet bürokrasisini bir nizama soktuktan sonra, İran üzerine seferler düzenledi ve Bağdat’ı yeniden ele geçirdi. Uzun mücadeler sonucunda Safevîlerle günümüze kadar kalıcılığını koruyan Kasr-ı Şirin Antlaşması’nı imzaladı. IV. Murad bazı şahsî zaaflarından dolayı vefat ettiğinde sadece 29 yaşında bulunuyordu.*

I. İBRAHİM DEVRİ

Osmanlı tahtına I. İbrahim (1640-1648) çıktığında; içeride devam eden müessese temelindeki çürüme, dışarıda ise vaziyeti idare etme adına mevziî başarılarla geçti. Bu dönemde; bazı komutanların ferdî başarılarının etkisiyle, Kırım’a yapılan saldırılar önlendi. Batıda ise Venediklilerle yapılan mücadeleler sonrasında, Girit adasında bulunan bazı limanlar Osmanlıların eline geçti.

AVRUPA’DAKİ MEZHEP SAVAŞLARI

Sultan Süleyman’ın ölümü üzerinden yaklaşık yüz yıl geçmişti. Osmanlı Devleti; içeride karışıklıklar, idarî ve malî problemlerle boğuşmaktaydı. Avrupa’da artık fetihler dönemi kapanmıştı. Ancak rakip devletlere toprak da kaybedilmiş değildi. Bunun önemli bir sebebi; hem dînî hem de siyasî olarak Avrupa’da reform karşıtı hareketlerin başlaması ve Avrupa devletleri arasında Otuz Yıl Savaşları’nın çıkmasıydı. Avrupa’da bazı devletler; Osmanlı’yla ittifak arayışına girmiş, ancak Osmanlı Devleti böyle bir yardımı verecek durumda olmadığı için, bu çabalar sonuçsuz kalmıştı. Öte yandan, 1648 Vesfalya barışıyla Batı Avrupa’da siyasî dengeler değişti ve yeni bir dönem başladı. 1618 yılından beri devam eden mezhep savaşlarının sonunu getiren bu barıştan sonra, Şarlken’in rüya ve arzusu olan «Avrupa Birleşik Katolik İmparatorluğu» hayali sona erdi. Bu süreçte İspanya askerî açıdan geriledi ve Avrupa siyaseti üzerindeki ağırlığı azaldı. Askerî açıdan güçlenen ve kalabalık bir nüfusa sahip XIV. Louis yönetimindeki Fransa, Elbe Nehri’nin batısında kalan topraklarda üstünlüğü ele geçirdi. Bu arada; gelecekte, Habsburglar’ın Avusturya İmparatorluğu’nu zorlayacak ve güçlü rakibi olacak olan Prusya Krallığı’nın temelleri de, Brendenburg seçici prensliğinin oluşmasıyla atılmaktaydı. Böylece Almanya’daki yüz civarındaki prenslik; zamanla Prusya’nın denetimine girecek, sonra da Alman krallığını oluşturacaktır. İngiltere ve Hollanda, bu dönemde denizaşırı sömürgelerden doğan ekonomik avantajlarını sürdürme ve genişletme gayreti içerisindeydi. Öte yandan Avrupa’yı kasıp kavuran bu mezhep savaşları; batının askerî teknolojisinin, savaş taktik ve tekniklerinin gelişmesine, kendilerini avantajlı kılacak birikimin ortaya çıkmasına yol açtı. Bu durum Osmanlı Devleti’ni Orta Avrupa’da rakiplerine karşı zor durumda bırakacak bir gelişmeydi.

____________________

* Peçevî.