Erkeği, Kadını, Hikmet ve Prensipleriyle TESETTÜR BAHSİ

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Dünyaya çıplak gelen insan, tabiatı itibarıyla örtünmeye ve giyinmeye mecburdur. İnsanın, sair mahlûkat gibi; kendisini soğuktan, sıcaktan ve çeşitli zararlardan koruyacak bir postu yoktur. İnsanlığı iki cihanda saâdete götürmeyi hedef edinen dînimiz; giyinmeye, insanın şahsiyetini koruyacak bir iffet ve vakar ölçüsü de koyuyor ve kadınıyla, erkeğiyle herkese tesettürü emrediyor. Hicab ve tesettür; gizlenme, örtme ve örtünme […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -13- MÜKEMMELİNİ ARARKEN…

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) KEMAL ŞARTI, SIHHAT ŞARTI Yirminci Kaide: “Asılda / kökte ortaklık, hükümde de ortaklığı gerektirir.” Meselâ bir baba öldüğünde iki oğlu var ise ikisi de aynı derecede vâris olur. Çünkü asılda / kökte, oğul […]

Continue reading »

MÜ’MİNİN GÜZEL HÂLLERİ

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com   BİR HADİS: حَدَّثَن۪ي عَبْدُ اللّٰهِ بْنُ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ : « وَالَّذ۪ي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِه۪ ، إِنَّ مَثَلَ الْمُؤْمِنِ لَكَمَثَلِ الْقِطْعَةِ مِنَ الذَّهَبِ ، نَفَخَ عَلَيْهَا صَاحِبُهَا فَلَمْ تَغَيَّرْ وَلَمْ تَنْقُصْ » Abdullah bin Amr bin el-Âs -radıyallâhu anhümâ-’nın işittiğine göre, […]

Continue reading »

RASÛLULLAH (S.A.S.)’İN HİCRETİ -19-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah -aleyhisselâm-, hicret yoluna devam ederek Harrâr denen yere vardı.1 Rasûlullah -aleyhisselâm- ve hicret arkadaşları; burada mola verip istirahat ettikleri gibi, vakit namazlarından bazılarını orada kıldılar.2 Harrâr’dan da yine Medine istikametine doğru hareket edip, bir hayli yol aldıktan sonra; ertesi gün, ticaret kervanı içinde, Şam’dan dönmekte olan Hazret-i Talha bin Ubeydullah ve Hazret-i Zübeyr bin Avvâm ile […]

Continue reading »

MÂNEVÎ HASTALIKLARIMIZ -2-

Ali ÖZBEK aliozbek1997@outlook.com HASET Haset, kişinin başkasında olan maddî veya mânevî bir özelliğin kendisinde de olmasını ve haset ettiği kişide de olmamasını istemesine denir. Bir başka ifade ile Allâh’ın takdir etmiş olduğu taksime rızâ göstermemek demektir. İslâm âlimleri hasedi, mânevî bir hastalık olarak kabul ederler. Bu hastalık, kişinin rûhunu ve gönlünü daralttığı gibi bedenî olarak da ârızalara sebep olur. İnsanı […]

Continue reading »

MESNEVÎ -14-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com MÂŞUK DİRİ, ÂŞIKLAR ÖLÜDÜR* Akla arkadaş olmak akıldan geçmekten başkası değildir. / Nitekim dile de kulaktan başka müşteri yoktur. Allâh’a vuslatı dileyen, gönül yolundan yürümelidir. Çünkü sadece akıl ile Allâh’a vâsıl olmak mümkün değildir. İnsanda akıl iki türlüdür. Birincisi; «Akl-ı meâş». İkincisi; «Akl-ı meâd»dır. Nefsânî arzularının peşine düşen, dünyanın gāilesine kapılıp haz ve lezzetlerle gününü geçirmek […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -38- HAZIRLIK ZAMANI

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KULLUK AHDİ Cenâb-ı Hak, insanı kulluk için yarattı. Âdem Babamız’ın bütün zürriyetine, ruhlar âleminde; “–Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu. Bütün insanlar olarak; “–Evet, buna şâhidiz.” cevabını verdik. (el-A‘râf, 172) Zira o âlemde her şey alenî ve perdesizdi. Ruhlar; Cenâb-ı Hakk’ın azamet, kudret ve sonsuz tecellîlerini temâşâ hâlindeydi. Sonra bu imtihan dünyasına geldik. Bu […]

Continue reading »

MÎRÂC-I NEBEVÎ’DEN DERSLER

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi EN ZOR ZAMANDA Risâletin 10’uncu senesiydi. Peygamber Efendimiz’in bu dünyada en büyük istinadları olan amcası Ebû Tâlib ve kıymetli zevcesi Hazret-i Hatice Vâlidemiz birkaç gün arayla vefât etmişlerdi. Rasûlullah Efendimiz; bilhassa Hazret-i Hatice’nin vefâtıyla öyle müteessir olmuştu ki, sahâbe-i kiram o yıla; «Senetü’l-Hüzün» adını verdiler. Peygamberimiz’i himâye eden amcasının vefâtı sebebiyle, müşrikler de O Varlık Nûru’na […]

Continue reading »

HIRS MI KANAAT Mİ?

Sami GÖKSÜN Cihanın en üstün ve en şereflisi sıfatıyla yaratılan insan, hem dünyasını hem de âhiretini kazanmak durumundadır. Dünyası için çalıştığı gibi âhireti için de çalışacaktır. Zira dünya; âhiretin tarlası, ebedî hayatın başlangıç noktasıdır. Bu tarlayı ekebilmek, bu eşiğe emniyetle varabilmek için dünyanın da kazanılması lâzımdır. Bu sebeple müslüman; dünya için çalışacak, ona hâkim olacak fakat dünyanın emrine, onun hâkimiyeti […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -12- DERDE GÖRE REÇETE

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) İFŞÂ ETMEMELİ Önceki kaidede, ehil olmayanları ele veren bazı hususiyetleri dile getirdikten sonra; müellifimiz, tasavvuf ilmini ehil olmayanlardan esirgeme davranışının sebeplerine temas etmekte. Madem tasavvufun bazı meseleleri, ehil olmayan kişileri hatalı bir şekilde […]

Continue reading »
1 33 34 35 36 37 170