Cenâb-ı Hak’la Dostluğun Birinci Şartı: MERHAMET

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi EN MERHAMETLİ, CENÂB-I HAK… Allah… رَحْمٰنُ / Rahmân, رَحٖ۪يمُ / Rahîm, اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ٖينَ / Erhamu’r-Râhimîn / Merhametlilerin En Merhametlisi, ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ / Zû Rahmetin Vâsia / Geniş Rahmet Sahibi… Cenâb-ı Hak, kendisini bilhassa bu hasletleriyle kullarına tanıtmakta. Besmele-i şerîfede de Rahmân ve Rahîm isimleriyle kendini zikrettirmekte. Çünkü gazaptan çok rahmetini tecellî ettirmekte. Ehl-i […]

Continue reading »

ANA-BABAYA İYİLİK -1-

Doç. Dr. Seyit AVCI seyitavci1968@mynet.com Güzel ahlâkın en önemli işaretlerinden biri ana-babaya iyilik etmektir. Onlara iyilik etmek dînin en önemli emirlerinden biridir. Ana-babaya iyilik etmek, dînin bir emri olduğu gibi insan olmanın da bir gereğidir. Yüce Mevlâ onlara iyilik etmeyi, kendisine kullukla birlikte zikretmiş, bu konuda; “Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı emretti.” (el-İsrâ, 17/23) buyurmuştur. Ana-babaya […]

Continue reading »

«ÎMAN ETTİM!» DEMEK KÂFÎ Mİ?

Prof. Dr. Ömer ÇELİK omercelik08@hotmail.com İmanı «dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve âzâlarla amel» diye tarif edersek, dil ile; «Îman ettim!» sözü, sadece kalpte yerleşen îmanın varlığını haber veren ve kişinin mü’min olduğunu beyan eden bir ifadeden öteye geçmez. Demek ki îman, sırf dille söylenen bir sözden ibaret değil; kişiye birtakım sorumluluklar yükleyen; ateşin yakması, suyun ıslatması, elektriğin çarpması […]

Continue reading »

BİR ZİYARET… BİR HİDÂYET…

İrfan ÖZTÜRK Birkaç yıl önce bir Avrupa seyahatine çıkmış ve Lyon’a inmiştik. Havaalanında bizi bekleyen dostlarımız vardı. Bizi havaalanından aldılar arabaya binip yola devam ederken Fransa’da kaldığımız birkaç gün içinde gerçekleştireceğimiz programı öğrenmek istedim. Programı yapan kardeşimiz; “­–Hocam şimdi Lanya’ya gidiyoruz. Orada bir kardeşimizin ikramına katılacağız. Akşama kadar oradayız. Akşam namazından sonra akşam yemeği, yatsıdan sonra camide sohbet edilecek, daha […]

Continue reading »

YAKINLARIN YAKINLIKLARI -1-

Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yüce Allah -celle celâlühû- tarafından peygamberlik vazifesi ile görevlendirildiği zaman, İslâm’ın ilk yılları içinde anne ve babası tarafından yakın akrabalarının o zamanki durumlarını şöyle tespit edebiliriz: Peygamber Efendimiz’in 2 dedesi ve 2 ninesi şunlardı: Baba tarafından dedesi Abdulmuttalib, ninesi Fâtıma bint-i Amr iken; anne tarafından dedesi Vehb bin Nevfel, ninesi de […]

Continue reading »

Îman Kardeşliği -2 KARDEŞİNİN DERDİYLE DERTLENMEK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi ÎMAN ŞARTI… Seriyy-i Sakatî -kuddise sirruh-, ders esnasında talebelerine; “Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen, onlardan değildir.” (Hâkim, Müstedrek, IV, 352; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 87) hadîs-i şerîfini îzâh ediyordu. Bu sırada, bir talebesi heyecanla içeri girdi ve; “–Üstadım! Sizin mahallede yangın çıktı, her yer kül oldu. Yalnız sizin ev kurtuldu!” dedi. Seriyy-i Sakatî, sevinç içinde; “Elhamdülillâh!..” deyiverdi. […]

Continue reading »

İster Mü’min İster Kâfir Olsun; KOMŞUNUN HAKKINA RİÂYET ET

Dr. Âdem AKIN ademakin@yuzaki.com Muhammed YETİM muyetim@yuzaki.com VASİYET 35 Komşularının ve yakınlarının hakkını gözet. Bu hususta evi sana en yakın olan kişiyi daha sonra da mesafe itibarıyla bir sonrakini öncelikli tut. Allâh’ın sana ihsan ettiği nimetlerden komşularını istifadelendir. Çünkü sen komşundan mes’ulsün. Komşun her kim olursa olsun ona dokunan her zararı mutlaka izâle et. Sizin birbirinize nisbetle «komşu/câr» olarak isimlendirilmenizin […]

Continue reading »

Zafer ya da Mağlûbiyet: İKİ MECRÂ, İKİ ME’VÂ

Prof. Dr. Ömer ÇELİK omercelik08@hotmail.com Mecrâ; yol, güzergâh, gidiş yönü, akış istikâmeti demek. Derelerin, ırmakların mecrâsı gibi. Me’vâ; varış yeri, ulaşılan ve karar kılınan yer demek. Irmakların akıp ulaştıkları denizler, okyanuslar gibi. Hayat yolculuğunda insanın yürüyeceği iki yol, su gibi akıp gideceği iki mecrâ var. Bunun tabiî bir devamı olarak da varacağı iki yer, ulaşıp karar kılacağı iki me’vâ var. […]

Continue reading »

Orta Asya Evliyâsından SALÂHADDİN SÂKIB BİN SİRÂCÜDDİN

Doç. Dr. Necdet TOSUN ntosun@hotmail.com Salâhaddin Sâkıb, Makûlât-ı Sâkıbî isimli eserinin başlarında kendi nesebini şu şekilde kaydetmiştir: Salâhaddin Sâkıb bin Hazret-i Îşân Mevlevî Muhammed Sirâceddin bin Hazret-i Kutb-i Zaman Halîfe Hâl Muhammed Ûşî bin Âşık-ı Zaman Hazret-i Hocam Nazar Hüveydâ-yı Çimyânî. Bu durumda Salâhaddin Sâkıb, meşhur şair ve Nakşbendî şeyhi Hüveydâ’nın torununun oğlu olmaktadır. Hüveydâ’nın (ö. 1194/1780) oğlu Hâl Muhammed’dir […]

Continue reading »

BİR ŞEHİDİN ARDINDAN

İrfan ÖZTÜRK Birinci Dünya Savaşı… Osmanlı’nın Almanlarla kader birliği yaparak İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ruslardan oluşan itilâf devletlerine karşı onlarca cephede sürdürdüğü kanlı ve hazin savaş… Çanakkale, Galiçya, Makedonya, Yemen, Hicaz, Filistin, Kafkas… Kiminde destanlar, kiminde ağıtlar… Bu harp, Almanlar ile Türklerin aynı saflarda olması münasebetiyle de fevkalâde bazı hâdiselerin meydana gelmesine sebep oldu. 1968 yılında Mahmut İSLÂMOĞLU hocamızdan -Allah […]

Continue reading »
1 130 131 132 133 134 158