EYVAH! BABALIK VE ANNELİK KALKIYOR!..

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Ormanların kralı arslan ailesi, evlâtlarını kendileri gibi güçlü ve hükümdar edâlı olarak yetiştiriyorlardı. Böylece ormanlarda huzur ve sükûnet, normal istikrarı içinde devam edip gidiyordu. Fakaat; Sahtekârlık, hilekârlık ve düzenbazlıklarını keyfince gerçekleştiremeyen bazı sinsi hayvanlar gizli bir düşmanlık ittifakı içinde büyük bir hazımsızlık yaşıyorlardı. Sonunda hırs, kin ve nefretten kuduran tilkiler, çakallar, gergedanlar, leş kargaları, yılanlar […]

Continue reading »

Maddede, Mânâda, Her Şeyde ÖNCE TEMİZLİK…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İHL talebeleri olarak 1988’de gittiğimiz umre ziyaretindeydi. Kâbe’nin Hacerü’l-Esved tarafındaki müezzinliğin altında oturuyorduk. Orada tanıştığımız bir doktor, bize Almanya’da yaşayan bir doktor arkadaşından temizlikle ilgili şu ibret ve hikmet dolu hâtırayı anlattı: Türk doktorun vesilesiyle 60’lı veya 70’li yıllarda bir Alman doktor müslüman olmuştu. Alman doktorun en bariz özelliği de temizlikti. Meşhur ifadesiyle temizlik hastasıydı. […]

Continue reading »

BU TESPİT!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Ormanda toplantı vardı. Sinsi çakal, kartalı orada göremeyince gözüne ilk ilişen horoza seslendi: –Onun işini sen de yapabilirsin. Senin de kanatların var! Horoz, memnuniyet gururundan sarhoş oldu: –Teveccüh ediyorsun. –Yok yok, öyle. –Peki, yapılacak iş ne? –Şu yan taraftaki uçurumda ölü bir ceylân var. Onu arslanın akşam yemeği için alıp getireceksin. Haydi, şöyle bir kanat […]

Continue reading »

HAYÂ, HAYATTIR;

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanlık Haysiyetidir; Îmandandır. Yeni yetme bir tâvus kuşu vardı. Karma bir hayatın olduğu bir ağaçlıkta dilediğince dolaşıyor, sadece hemcinsleriyle değil, herkesle tanışıyor, görüşüyordu. Ailenin büyükleri her ne kadar; “–Kendi cinslerinle yoldaş ol, yabanlar sana zararlı…” dese de o; “–Hayır, ben görgü ve tecrübemi artırıyorum. Zarar değil fayda görüyorum…” diye itiraz ediyordu. Çünkü her gittiği yerde […]

Continue reading »

NEREDEN, NASIL?

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bir akvaryumun içinde mavi bir balık vardı. Zarifti, âhenkliydi. Ona dalgın dalgın bakan evin kedisi, kafesteki papağana dert yandı: –Papağan kardeş, şu balıkların keyfine bak. Bu evin en rahatı onlar. En güzel konum onlarınki. Suyun dört bir tarafında istedikleri gibi yaylanıyorlar. «Şuraya çekil, buraya çekil, orada yatma, şurada yat!» diyen de yok. Papağan da dertliydi: […]

Continue reading »

NEYİN ÇİLESİNİ ÇEKİYORUZ?

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Yaşlı bir adam, gösterişli evinin balkonunda derin bir nefes alarak koltuğuna yaslandı. Derin bir nefes almıştı, ama bu nefes titrek bir nefesti artık. Son teneffüsün nefesleriydi. Belki birkaç gün içinde sayıları tükenecekti. Farkındaydı. Düşünceli bir hâlde oğluna döndü: –Evlâdım, artık demir almak zamanı geldi. –Öyle deme, babacığım, Allah gecinden versin! –Gerçek bu, evlâdım. –Ama… –İnsan […]

Continue reading »

HAYALDEKİ VE GERÇEKTEKİ…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Önceki yazıda; Cevaplı bir imtihanın incelikleri üzerinde durmuştum. Eğitimin kendimizde ve biz olması yönüne, cevabı içinde bir bilmeceyi açıklayarak dikkat çekmiştim. Yazıyı okuyanlara, o bilmecenin ne mânâya geldiğini sordum. Orada da belirttiğim gibi, cevabı, üstelik yazıdaki açıklamalara rağmen bazıları, yine de benden istediler. Bilmece şuydu: “Kan kırmızı, süt beyaz, fındık kabuğuna sığar, kale kapısına sığmaz!” […]

Continue reading »

KAN KIRMIZI SÜT BEYAZ…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Masanın üstünde imtihan kâğıdı, kalem ve cevap anahtarı bir aradaydı. Kalem, sorulara baktıkça kan-ter içinde kalıyordu. Öyle zor ve ağır sualler vardı ki değme bilginler bile işin içinden çıkamazdı. Hele hiç duymadığı ve görmediği sualler tam bir ıstıraptı. Dertli dertli of çekti imtihan kâğıdına doğru. İçten içe isyanla doluyordu bu hâle. Düzgün boyu, kederinden dolayı […]

Continue reading »

Kudret Kalemiyle Yazılmış HİLYEDİR KUR’ÂN SANA!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bir gün huzuruna bir şahıs gelir. Kıyafeti dilenci görünümlü. Fakat duruşu oldukça vakur. Halîfe Harun Reşid, merakla bakar adama. İlk defa gördüğü bir sîmâ. Acaba merâmı nedir? Acaba bir şeyler istemeye mi gelmiştir? O, bu düşünceler içindeyken adam, söze başlar: –Ey mü’minlerin emîri! Sana bir şey istemeye değil, bir hazine vermeye geldim. Harun Reşid, şaşırır. […]

Continue reading »

SEN SÂHİP OLURSAN…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Bu topraklar; Kefenini sırtına giyerek Sultan Alparslan’ın ordusuyla birlikte Malazgirt’te; “Allah Allah Allah!..” sadaları ile yükselttiği zafer bayrakları altında bize ebedî bir yurt olarak açıldı. Edebâli Hazretleri’nin; “Milletin, kendi irfânı içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır. Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden […]

Continue reading »
1 15 16 17 18