İSLÂM KAHRAMANLARI

YAZAR : Halil KAŞIKÇI 15 Temmuz 2016’da Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla tecellî eden millî şahlanış, asil milletimizin şehâdete duyduğu iştiyâkın son büyük misallerinden biri oldu. Dînî ve millî duyguları kurutmaya yönelik onca hile ve tedbire rağmen; halkımızın gönlünde, Allah yolunda can verme iştiyâkının bir kor gibi yaşaması; elbette, diğer mânevî ve kudsî hissiyat gibi, Hak dostlarının gayretleriyle mümkün oldu. İşte bir […]

Continue reading »

SABRIN SONU SELÂMETTİR…

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Gaziantep’te kıraathânelerde iki mevzuda sohbet etmek yasaktı: 1. Askerlik hâtıraları… 2. Bağ hikâyeleri… Çünkü insanları bıktırır. Gaziantep’te herkesin bağı vardı. Şimdi şehir büyüdü ve oralar hep mahalle oldu. Lâkin eskiden bağ çoktu ve hemen herkesin bir bağ evi olurdu. Herkes bağ evinde yaptığını, ektiğini, biçtiğini anlatmaya başladı mı, sonu gelmezdi. Bu sebeple bu mevzunun açılması istenmezdi. […]

Continue reading »

O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Ne Öğretti, Nasıl Öğretti

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi O -sallâllâhu aleyhi ve sellem- NE ÖĞRETTİ, NASIL ÖĞRETTİ, NE HÂSIL ETTİ? -7- MÜ’MİN ŞAHSİYETİ: HÜSN-İ HULK / GÜZEL AHLÂK İbâdetlerimizin seviyesini ve kalbimizin seviyesini gösteren en müşahhas delil ve en bâriz ölçü, «hüsn-i hulk»tur. Nedir hüsn-i hulk? Hüsn-i hulk; «ahlâk güzelliği, güzel ahlâk» demektir. Her husus gibi, onun tarifini de Rabbimiz tayin eder. […]

Continue reading »

İSTER ŞÜKRET; İSTER NANKÖR OL!

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SAYISIZ NİMET Âyet-i kerîmede buyurulur: “O (Allah); göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından (bir lütuf olarak) size âmâde kılmıştır. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (el-Câsiye, 13) Cenâb-ı Hak; bu ve benzeri birçok âyet-i kerîmede bizleri önce sonsuz nimetlerini tefekkür etmeye, sonra da bu tefekkürün neticesi olarak, nimetin hamd ve […]

Continue reading »

MEDİNE’DE İSLÂM’A KOŞAN AİLELER -2-

YAZAR : Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Hazret-i Mus‘ab bin Umeyr -radıyallâhu anh- ve ona ortam oluşturup yardımcı olanlar vesilesiyle, ilk sıralarda Medine’de çok kişiler ailece İslâm’a girdiler. Bu meşhur ailelerden biri de Hazret-i Ümmü Süleym Rumeysâ ailesidir… Ümmü Süleym Rumeysâ; Mâlik bin Neccâr ile evli olup, Enes adını verdiği bir çocuk annesi, kendi hâlinde bir hanımdı. Kocasının diğer hanımından, Berrâ adlı […]

Continue reading »

TAKVÂ ÂYETLERİ

YAZAR : Sami GÖKSÜN Takvâ, müslümanın en önemli vasıflarından birisidir. Bunun için Allah -celle celâlühû- da takvâ sahiplerini, kitâbı Kur’ân-ı Kerîm’inde övmektedir. Kurtuluş, huzur ve saâdetin ancak takvâ ile mümkün olacağını belirtmektedir. Bakara Sûresi’nin 197. âyet-i kerîmesinde Cenâb-ı Hak bu noktada şöyle buyurur: “…(Ey mü’minler! Âhiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Ben’den (emirlerime […]

Continue reading »

ÖZÜMÜZE DÖNELİM

YAZAR : Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com Allah -celle celâlühü-, insanı fıtrat üzere yaratmıştır. Fıtrat mefhumu, insanı diğer varlıklardan ayıran ve onlara üstün kılan ortak yaratılış özelliklerinin tamamını ihtivâ eden bir mefhumdur. Bazı âlimlere göre fıtrat, İslâm’dır. “İslâm fıtrat dînidir.” denirken bu mânâ kastedilmektedir. Evet; yüce Allah, insanı, fıtrat üzere yaratmıştır. Onun için insanda, fıtratı gereği en başta Yaratıcı’sını bulma, […]

Continue reading »

Aradığımı Buldum!

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR Hanbelî Mezhebi’nin kurucusu Ahmed bin Hanbel -rahmetullâhi aleyh-, 781’de Bağdat’ta doğdu. Yetim kalınca onu; annesi büyüttü, yetiştirdi, hâfız yaptı. Daha sonra Ahmed bin Hanbel, devrin hocalarından İslâmî ilimleri tahsil etti. Ciddiyeti, takvâsı, sabrı, metânet ve tahammülü ile akranı arasında daima öne çıktı. Basra, Kûfe, Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere, Şam ve el-Cezîre’ye giderek hadis ilmini öğrendi. […]

Continue reading »

ÎMÂNIN ZAFERİ: ASALET TABLOSU

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Her girdaptan; İnsanlığın kurtuluşu ve selâmete çıkışı, ancak tevhid ve îman ile oldu. Beşeriyet; Hak’tan, hakikatten ve îmandan koptukça, insâniyetini yitirdi, dünyayı zulüm ve kan gölü hâline getirdi. En gerçek çare de; Daima îman ve İslâm oldu. Son peygamber Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bunun için geldi, bunun için çırpındı ve bunu […]

Continue reading »

ZAMAN ve MEKÂN

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Bir arkadaşım dert yanıyor: “–Geçenlerde Üsküdar’da bulunan Fethi Paşa Korusu’na gittim. Yeni bir düzenleme yapmışlar. Yeni yürüyüş yolları açmışlar, eski yollardaki Arnavut taşlarını söküp yerine düz parke döşemişler, ağaçları budayıp seyrekleştirmişler. vs. Anlaşılan bayağı masraf etmişler, epey emek çekmişler. Ancak ne yalan söyleyeyim, benim hiç hoşuma gitmedi. Doğrusu eski hâli daha güzeldi. Nerede […]

Continue reading »
1 347 348 349 350 351 1.003