Kur’ân’dan İktibas İlhamlar -30- Çâremiz Îman

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ
اِنّ۪ٓي اَرٰى فِي الْمَنَامِ اَنّ۪ٓي اَذْبَحُكَ فَانْظُرْ مَاذَا تَرٰىۜ قَالَ يَٓا اَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُۘ سَتَجِدُن۪ٓي اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ مِنَ الصَّابِر۪ينَ

“(İsmail), babasıyla beraber yürüyüp gezecek
çağa erişince, (babası İbrahim, ona);
«–Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin?» dedi.
O da cevaben şöyle dedi:
«Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşâallah beni sabredenlerden bulursun!»”
(es-Sâffât, 102)

Dedi: «Hak emri, uzat boynunu İsmâîl’im…»
Küçücük oğlu hemen oldu gönülden teslîm,
«Hasbiyallah!» diyerek dalmasa nârın içine,
Böyle evlâdı bulur muydu Halîl İbrâhîm?..

“Hak bıçağın al,
Boynuma sen çal…
Bekleme n’olur,
«Yâ ebeti’f‘al!..»
Emr-i ilâhî,
Bitmeli derhâl…
Sabrederim ben,
Eylemem ihmal…”

Ey baba, bir dur!
Dinle bu tellâl
Eyliyor îkâz;
Pek kötüdür hâl.
Zehre «ilâç» der,
Çâreler ithal…
Fırtına girdap,
İç içe sarmal…
Ortada evlât,
Bir ufacık sal…

Devrimiz azgın,
Devrede deccal…
Beyne hücum var,
Kalplere işgal…
Terbiye pek zor,
Zorluyor ahval…
Gönlünü bilmem,
Tam gâvur eşkâl!..
Teslimiyet yok,
Hamlesi hantal!..

Ey delikanlı,
Gel bu yol efdal…
Rabbe boyun eğ,
Eyleme ihlâl…
Olma şu nefsin,
Emrine meyyal…
Şeytana uymak,
Cennete iptal…
Fânide sanma,
Âhiret, ikbal…
Ölmeden öl, ol,
Rûhuna gassal…

Söyledi Lokman,
Olsa da hardal…
Tartıda her şey,
Toz bile miskal…
Zerre hayır-şer,
Ortada Zilzâl…
Gösterir ekran,
Öyle kristal…
Şâhit olur göz,
El ile mafsal.
Düşme sakın âh,
Nâra bu mazgal!
Gel de felâha,
Burda iken dal!..

Çâremiz Allah,
Muslihü’l-ahvâl!
Çâremiz îman,
Her şeyi ikmâl…
Kutlu Nebî’yle,
Olmalı hemhâl.
Ufkumuz ukbâ
Koşmalı cevval…
Aşk ile şevkle,
Olmalı faal…
Şerre muhâlif,
Doğruda uysal…
İçli yürekler
Cephede mangal!..
Göklere doğru,
Açmalı şehbal.

Çırpınalım biz,
Hak verecek bal…
Kök düzelirse,
Ahsen olur dal…
Gökten iner koç,
Kurtulur etfal!..

Oğlu Halîl’in,
Bizlere timsal…
Almalı Tâlî,
Kıssadan emsal…

vezni: müfteilâtün