BAHARDAN HAZÂNA…

Kelâmî Cihan Dede   Berg-i ömrüm döküldü saçıldı, Gülşen-i dehrde şükûfe-misâl. Meyve-i maksad olmadı hâsıl, Zâyi etti havâdis-i meh ü sâl. Gel bahâr u hazân-ı âlemden Gözün aç gāfil olma ibret al! Berg: Yaprak. Dehr: Dünya, cihan, âlem. Şükûfe: Çiçek. Meh ü sâl: Ay ve yıl. Zâyi etmek: Kaybetmez, boşa vermek. Vezni: feilâtün / mefâilün / feilün (fâilâtün) (fa’lün)

Continue reading »

BİR DALGA GELSE…

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Son aylarda duyulan ve yayılan bir bilgi, bir iddia: Güneşin zaman zaman parlayan ve patlayan manyetik dalgaları varmış. Eğer güçlü bir manyetik patlama yaşanırsa; dünyadaki bütün teknolojiyi, bütün harddiskleri silebilir imiş. Tesadüf mü tevâfuk mu son asırda güneşin bu patlamalarının oldukça sakinleştiği bir dönem yaşanmış. Bu sakin dönem âdeta dünyadaki teknolojik gelişmelere müsaade etmiş. Lâkin şimdi […]

Continue reading »

HESAP VAKTİ

Kemal AKGÜL kemalakgul1903@gmail.com   Ömrü törpülüyor zaman törpüsü, Fânîlik sırrına ermen gerekir. İnsan ölmez bitmeyince görgüsü, Hepsini yaşayıp görmen gerekir. Bir kısır döngüye takıldın yine, Gün, hafta, ay derken tükendi sene, Gitgide hesabın kabardı gene; Zararın farkına varman gerekir. Senin olsa şu dünyanın yekûnu, Olamazsın ebediyyen meskûnu, Hasat edebilmek için ekini; Vaktinde tarlayı sürmen gerekir. Uyanık olanın kurtulur başı, Çok […]

Continue reading »

KİMLER ÂMÂ, KİMLER GÖRÜYOR?

Ömer Sâmi HIDIR samihidir@gmail.com 80 yaşının üzerindeki âmâ Hâfız Ali Efendi’nin bizzat şâhit olduğu ibret dolu bir hâtıra: Yıllar önce bir yerde yemekteler. Birden elektrikler kesilir herkes durur, yemek yiyemez olur. Fakat âmâ Ali Efendi zaten hep o hâlde olduğu için yemeğine devam eder. O sofrada oturanların içinde inancı ters, bozuk bir müteahhit vardır. Adam zengindir fakat hüsran içindedir. Bu […]

Continue reading »

YÜKSELİŞ KUR’ÂN İLE…

Sami GÖKSÜN İnsanın mâneviyat ve rûhâniyetini, yaşarken uyması hâlinde huzur bulacağı nizamı ihmal eden hiçbir beşerî sistem, insanı sâhil-i selâmete çıkaramaz. Çıkaramadığı gibi saâdet ve huzurunu da temin edemez. Müşâhede ediyoruz ki; Saâdet ve huzur getireceği zannedilen asrımızın teknolojik gelişmeleri, maddî imkânlar ve diğer hususlar, insanların saâdet ve huzurunu sağlayamamış, gönül huzurunu temin edememiştir. Bu sebeple korkunç felâketlerin ve büyük […]

Continue reading »

Hak Rızâsınca; SABREDENLERİ MÜJDELE!

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Sevdiğimiz ve benimsediğimiz şeyleri yapmak kolay gelir. Ne kadar zor dahî olsa, onları rahatlıkla yaparız, zevkle yerine getiririz. Misal, bir dağcı… Normal şartlar altında yaptığı iş hiç de kolay değildir. Hele ki tırmanacağı dağın yüksekliği fazlaysa; oluşabilecek meşakkatler de o yönde daha fazla olacaktır. Tırmanışa başlamadan önce plânlamalar, hazırlıklar, tedarikler ve çalışmalar yapması îcap eder. Tırmanış […]

Continue reading »

Bağışıklık Sistemimiz -12- ÇİNKO

Uzm. Dr. Abdurrahman SARMIŞ asarmis@gmail.com Ahsen-i takvîm olarak yaratılan insan rûhu ve bedeni, muhtelif ihtiyaçlara sahiptir. İhtiyacımız olan vitamin, protein, mineraller gibi bütün besin ögeleri helâl ve tayyib olarak isimlendirilen temiz gıdâlara yerleştirilmiş ve bunlarla gıdâlanmamız Rabbimiz Hak Teâlâ tarafından öğütlenmiştir. Bu besin ögelerinden biri de çinkodur. Saç dökülmesi, tırnaklarda kırıklık, ciltte döküntüler vs… gibi şikâyetlerde akla gelen mineral olan […]

Continue reading »

MÜ’MİNİN MİSALİ…

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: حَدَّثَن۪ي عَبْدُ اللّٰهِ بْنُ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ : أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ : « …وَالَّذ۪ي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِه۪، إِنَّ مَثَلَ الْمُؤْمِنِ لَكَمَثَلِ النَّحْلَةِ أَكَلَتْ طَيِّبًا، وَوَضَعَتْ طَيِّبًا ، وَوَقَعَتْ فَلَمْ تَكْسِرْ وَلَمْ تُفْسِدْ » Abdullah bin Amr bin el-Âs -radıyallâhu anhümâ-’nın işittiğine göre, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi […]

Continue reading »

MEVLÂNÂ’NIN GAZELİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -10- ELİNDE BEN BİR ASÂ!*

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com   Sen od peşindeki Mûsâ, elinde ben bir asâ! Tutunca bir odunum, attığında ejderhâ! Zaman ve yerle mukayyet değilsin aslā sen, Benimse savrulur ömrüm eserken aşk u hevâ! Fakat değil bir ömür, bende bin ömür olsa, Senin yolunda ederdim inan bir anda fedâ! Duyunca vasfını gözden, gönül göz olmadadır, O anlatışta ne dil var, ne ses, ne […]

Continue reading »

ÜZERİNİZE KAYITLI ÇÖP EVİNİZ VAR MI?

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Bu satırların yazarı bendeniz, yıllardır İstanbul’u gezerim, sokaklarını adım adım, sene 1976’dan beri… Gezerken sadece tarihî yapılar, çeşmeler, camiler görmeyiz. Aynı zamanda insanlarla konuşur, tanışırız. Onlarla hasbihâl ederiz. Evlerine oturup, bir bardak su, bir yudum çay içtiğimiz İstanbul sakinleri vardır. Birçoğu ile bugün bile hâlen görüşmekteyiz. Geçtiğimiz günlerde, yine böyle bir gezi esnasında enteresan bir manzara ile […]

Continue reading »
1 167 168 169 170 171 1.003